Güncel
Zanaatkâr sınıfı eleştirisi: Elçin Sangu ile Hüsnü Arkan nasıl aynı kişi oldu?
Follow @dusuncemektebi2
İsmail Kılıçarslan- Yeni Şafak
Önce, Ä°ngilizcenin bize saÄŸladığı imkânla ÅŸunun adını doÄŸru düzgün koyalım. Ardından “biz”deki ayrımına da bakarız. “Artist”, doÄŸrudan “sanatçı” demek Ä°ngilizcede… “ÜrettiÄŸinin sanat deÄŸeri taşıdığı kiÅŸi… Sanatsal üretim yapan birey” demek kabaca… Bir de “entertainer” var. “Åžovmen, eÄŸlendirici” gibi anlamlara geliyor. Daha çok “kamusal alan ünlüsü” oyuncular, pop müzisyenleri, komedyenler vesairenin karşılığı olarak kullanılıyor.
Bizdeki “zanaatkâr-sanatkâr” ayrımı biraz daha çetrefilli bir mesele olsa da çıktığı kapı aÅŸağı yukarı aynı…
Bize lazım gelen anlamı bakımından zanaat, malum “nitelikli emeÄŸe dayanan, belirli bir ustalık gerektiren meslek” demek… Zanaatkâr ise, zanaat sahibi insana deniliyor. Sanatkâr kelimesi ise -yine bize lazım gelen anlamı bakımından- “iÅŸini ustalıkla yapan, ürettiÄŸinde sanat deÄŸeri aranan kiÅŸioÄŸlu”na deniliyor.
Bu yanıyla opera eÄŸitimi alıp (mesleÄŸini yapmayarak) mankenlik ve dizi oyunculuÄŸu yapan Elçin Sangu, kelimenin gerçek manasıyla bir “entertainer, zanaatkâr, eÄŸlendirici”dir. Televizyon dizilerinde kendisine o gün verilen metinleri ezberleyip tekrar ederek geçim temin eden bir “eÄŸlendirici.”
Hüsnü Arkan’ın durumu ise daha karışık. Türkiye’nin en civcivli zamanında, 1970’li yılların sonunda okuduÄŸu mimarlığı bırakmak zorunda kalmış, sol örgüt davasından 6 ay kadar içerde yatmış, hukuk bitirse de müziÄŸe ve edebiyata yönelerek “baÅŸka bir hayatı” seçmiÅŸ biri o.
12 yıl üyesi olduÄŸu Ezginin GünlüÄŸü hemen hepimizin ortak hafızasında yer alan ÅŸarkılara sahip bir müzik grubudur. Ardından Arkan, solo bir kariyer de yürütmüÅŸtür tabii. Son yıllarda ise daha ziyade “roman yazarı” olarak temayüz etmiÅŸtir.
“Bugün günlerden güzellik, sefa geldin, hoÅŸ geldin / Ah bu yaÄŸmur yalnızlığımmış, dindim efendim” dizelerini yazabilmiÅŸ Arkan’a “zanaatkâr” demek ayıp olur. Bir iki romanını karıştırıp “Türkçe bakımından tıknaz”, “gereÄŸinden fazla süslemeci” bulmuÅŸluÄŸum olsa da ortalama bir yazar olduÄŸuna da kanaatim vardır. Sanatçıdır elbet. Ya da ÅŸöyle düzelteyim: Düne kadar sanatçıydı.
Hüsnü Arkan’ı Elçin Sangu’nun tam yanına düÅŸüren ÅŸey ne peki?
Zanaatkar Elçin Sangu, sosyal medyanın gündemine “kendimi adresimde bulamıyorum, ben yokum, seçim için mi bu oyunlar?” minvalinde ÅŸeyler yazarak gelince nüfus idaresi tarafından tabiri caizse paçavraya çevrildi. Nüfus idaresi Sangu’ya “29 Martta adresini yeni evine taşımışsın ya apla” diye cevap verince Sangu “Bir yıl önce taşınmış olduÄŸum evim bla bla” dedikten hemen sonra yapıştırdı: “Bu hassasiyetinizi seçim kararlarında da gösterseydiniz her ÅŸey çok güzel olurdu.”
Yani ÅŸunu diyor kabaca Elçin Sangu isimli eÄŸlendirici. “Yahu ben çok ciddi bir yanlışlık yaptım. Bu yanlışlık üzerinden de nüfus müdürlüÄŸünü, seçimi düzenleyen idareyi falan töhmet altında bıraktım. Fakat yaptığım yanlış için özür dilemek yerine ‘her ÅŸey çok güzel olacak” diyeyim, siz de -sevgili siyaseten konsolide kitlem olarak siz de- beni idare edin. O kadar kusur kadı kızında da olsun yani.
Hüsnü Arkan’ın olayı ise bambaÅŸka. Bir takipçisi, Arkan’ın Erkan OÄŸur ile yaptığı ÅŸarkıyı birinci dinleyiÅŸte deÄŸil de ikinci dinleyiÅŸte beÄŸendi diye ÅŸunu yazdı: “Evladım, ÅŸans verdiÄŸin adamın adı Erkan OÄŸur, 32 takipçin var, bu ne moral la?”
Aslında “y kuÅŸağı ile yeni tanışmış uzaylının haklı serzeniÅŸi” olarak deÄŸerlendirdiÄŸim bu tweete birçok tepki gelince Arkan bu sefer ÅŸunu yazdı: “Bu çocuklarda bir tepeden bakma morali var ki bana doÄŸrudan CumhurbaÅŸkanını hatırlatıyor. Bu kadar kibri kaldıramıyorum.”
Al gözüm seyreyle, üç kısım tekmili birden bizdedir. Hadi adını adam gibi koyalım. Sen Hüsnü Arkan’sın. Özür dilesen kapanacak bir meseleyi, hem de çok haksız ÅŸekilde, CumhurbaÅŸkanına baÄŸlayıp kitleyi imdada çağırmak, dokunulmazlık talep etmek nedir? Ayrıca söz konusu kibir ve tepeden bakmaksa hem ilk tweetinde hem ikincisinde kibrin de tepeden bakmanın da ÅŸahikasını yapmışsın.
Yazık ki tam yazık! Bu güncel politika meselesi eÄŸlendiricilerimizi delirttiÄŸi gibi sanatçı bildiÄŸimiz koca koca adamları da delirtti sonunda. Biri kitleden yardım ister, öbürü “bugün 17 Nisan neÅŸe doluyor insan” yazar.
Yahu sizi biz dinliyoruz, biz okuyoruz, biz ciddiye alıyoruz. Radyoda ne zaman DüÅŸler Sokağı ÅŸarkısı çıksa kızım “babamın ÅŸarkısı çıktı” diyor mesela.
Nedir biliyor musunuz öfkem? Seneler önce gittiÄŸim Erkan OÄŸur - Ä°smail Hakkı DemircioÄŸlu konserinden çıkma nedenimdir. Salonun en az yarısı baÅŸörtülü, muhafazakar v.b iken DemircioÄŸlu’nun bir CHP Mahalle Temsilcisi gibi sahneden güncel politika yapmasıdır.
KutuplaÅŸtırma, bir arada yaÅŸama refleksimizi kaybetme gibi ÅŸeyler hep buradan kaynaklanıyor iÅŸte. Operaya giden Binali Yıldırım’a posta koymaya çabalayıp sonra da “çok kutuplaÅŸtık be abi” goygoyu çeviriyorsunuz. Çevirin tabii çevirecekseniz de sonra “vallahi sizinle sonuna kadar kutuplaÅŸacağız” cümlelerine bakıp hayıflanmayın boÅŸuna. Hepiniz oradaydınız çünkü.
Henüz yorum yapılmamış.