Kürsü
Ali Haydar Haksal: Oruç yaşama ve var olma bilincidir
Follow @dusuncemektebi2
Ali Haydar Haksal- Milli Gazete
Ramazan orucu Müslümanların yaşama biçimi. Özünde var olana uyum. Hayatın yeniden anlamlandırılma süreci.
Hayat yaşanan bir düzen. Gündelik alışkanlıklar zamanla aynı ritim üzere devam eder. Gün gelir insan nasıl yaşadığının bile farkına varamaz. Hep aynı hâl üzere olduğundan sıradanlaşır. Gün gelir kimi acılar yaşar. Bunların kimi ağır kimi hafif olur. İnsanın ruhen hem soluklanmaya, hem dinlenmeye gereksinimi var. Aynı tempoda çok hızlı yaşanamaz. İş ve düşünce hayatı da böyledir. İnsan çalışma veya yaşama temposunu hızlandırır ise belli bir süre sonra yorulur. Bu da insanın ritim yitirmesine, temposunun düşmesine neden olur. Hızlı yol alayım, kazanımlarım çok olsun diye düşünürken verimi azalır. Gündelik yaşama tarzında böyle olduğu gibi düşünme tarzında da durum aynıdır. Zihni yorgunluk insanı daha çok yorar ve yıpratır. Verimli olabilmesi için sürekli birikim elde etmesi gerekir. Birikim faydalı ve hayırlı olan eylem ve yaşama biçimi ile olur.
Hızlı yükselişlerin hızlı düşüşü olur. Her şey doğasında iken iyi ve güzeldir. Dünya hırs ve tamahı sınır tanımaz.
Oruç, hayatın değişebilen güzelliklerine bir başlangıç ve yeni bir yönelim. Tazelenme ve bilinçlenmenin bir başlangıcı. Hayat, doğasına uygun olarak sürekli yenilenmeyi gerektirir.
Oruç ayındayız, günler eriyor. Askerler nasıl gün sayıyorsa, oruç tutan çocuklar da gün sayıyor. Olgun yaşta olanlar da gün sayıyor. Sayılı günlerdir bunlar, çabuk geçer. Ama kıymeti bilinen günlerdir, sahih ve halis günlerdir oruçlu günler.
Şeytanın nefislerden uzaklaştırıldığı dönemlerdir. Şeytanın işsiz güçsüz kaldığı avare olduğu günler. Müslümanlar bunun anlamını ruhuyla tam anlamıyla kavrasalar öyle yaşasalar bunun tadına erilemez. Aşırılıkları sınırlama, dizginleme ve yeni bir düzene koymanın manevi yaşama biçimi.
Oruç var iken orucun maneviliğini doğasında yaşamalı. Katışıksız, gösterişsiz, sade ve içtenlikle. Oruç var iken aşırılıklardan kaçınılmalı. Oruç ile aşırılıklar bir arada olmaz. Zaten aşırılıklara bir engeldir oruç.
Orucu kırmamak, üzmemek gerekir. Oruç canlı bir organizma, hayatın içinde. Bizde bir deyim vardır. Orucun kırılır diye. İster bunu bozulma anlamında alalım, isterse bu güzelliği incitme anlamında olsun. Her ikisinin da karşılığı var.
Orucu oruçla onurlandırmalı, anlamlı kılmalı. Zaten anlamla olan bir ibadet ve taat. Hani bir deyim vardır bizde, nurun âlâ nur denir? Var olan abdest üzerine abdest alınınca bu deyim kullanılır. Güzellik üstüne güzellik anlamında. Hayrın üzerine yeni hayır eklemek gibi. Orucun da bir nur olduğunu, insanın içini ışıttığını, nurlandırdığını biliriz.
Orucun kendisi manevidir, maneviliğin manevilikle donanımı insana huzur ve ferahlık verir.
Oruçlu toplumlar oruçlu olmayanlardan farklı bir konumdadırlar. Hâl davranış eylem ve varlıklarıyla. Bu, bir ayrıştırma değildir, kendiliğinden olan bir durum.
Oruç gönüllerin ferahlığı ve huzuru.
Oruç insanın içinde akan duru bir suyun şırıltısı.
Oruç insanı yorgun düşürür ama insana ferahlık ve huzur verir. Bunun sonuçları oruçtan sonra belli olur. Hareketli bir hayattan yeni bir düzene geçiş, yeni düzenden bir başka hayata geçiş.
İnsanın kendi farkına varışı.
Orucun maneviliği insan ruhuna hitap eder, gönle işler, huzur ve ferahlığa yöneltir. Vicdanî bilinci ve duyarlığı geliştirir. İnsanın insan oluşunu anımsatır. İnsanın salt yeme, içme ve eğlenme aracı olmadığını, manevi veya başka sorumluluklarının olduğunun bilincini oluşturur, yaşatır.
Oruç yaşama ve var olma bilincidir. Düşünmenin ufuklarını aralar, karanlıkları dağıtır, uzun olan yolculuğa anlam kazandırır. Eğer orucun bilincinde olunursa oruç orucun anlamına erer.
Henüz yorum yapılmamış.