Güncel
Abdurrahman Dilipak: Bize düşen adil şahidler olmaktır. Bir topluluğa olan düşmanlığımızın bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmemesidir
Follow @dusuncemektebi2
Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit
Her Mü’minin Kur’an-ı Kerim’deki ‘HızlaÌ‚n’ ve ‘TevfiÌ‚k’ kelimeleri üzerinde ciddi anlamda düÅŸünmesi gerek. Hemen herkes “BaÅŸarı” ve “Kazanmak”tan söz ediyor. Durun hele bir, siz kim oluyorsunuz ve neyi kazanıyorsunuz!? Belam! O “lanet olası” öyle diyordu! Belasını buldu. Oysa o aynı zamanda Hz. Musa ve Harun’dan sonra Tevrat’ı en iyi “bilen”di! Åžu veliahdın fetvacısı Sudeysi de benden daha güzel Kur’an okumuyor mu!
Okuyan ve düÅŸünen kaç kiÅŸi kaldı! “Bel’am”ı hatırlayın. Onun kazandıkları kendi aklı ve çabalarının ürünü idi deÄŸil mi!? Promete de Tanrıdan ateÅŸi çalmıştı!? Mitolojiyi hatırlarsanız, sonra “Pandora’nın Kutusu”nu açınca olan olacaktır.
Bakın bu konu sadece siyasetle ilgili deÄŸil, iÅŸ dünyası, okul, sporcular, herkesi ilgilendiriyor.
N. Demirkol ve M. Karatay konuyla ilgili bir makalesinde ÅŸu tesbiti yapar: “TevfiÌ‚k’in olmadığı yerde hızlaÌ‚n, hızlaÌ‚n’ın olmadığı yerde tevfiÌ‚k vardır. Bu iki kelime birbirinin zıttıdır. Karanlık ve aydınlık gibi. İki kelime de Kur’an’da kullanılmaktadır. TevfiÌ‚k’in neticesi başarı, hızlaÌ‚nın neticesi ise mağlubiyettir. TevfiÌ‚k’in ve hızlaÌ‚nın neticesi Allah’ın iradesine bağlıdır. TevfiÌ‚k ve hızlaÌ‚n hem kaÌ‚fir için hem de Müslüman için geçerlidir. Allah, her insan için çalıştığının karşılığını vermektedir. Fakat muvaffakiyeti vermesi veya hızlaÌ‚nda bırakması O’nun iradesinde olan bir durumdur.”
“HızlaÌ‚n kelimesi engellemek, alıkoymak, muaveneti kesmek, kendi haline bırakmak, rezil olma, aşağı düşmek, kişinin kendisine yardım edeceğini zannettiği kimsenin onu terk etmesi, ihtiyaç halinde yardımın kesilmesi, gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak da ‘Allah’u TeaÌ‚laÌ‚’nın isyankaÌ‚r kullarına karşı yardımını kesmesi, onları kendi haline bırakması’ şeklinde tarif edilir.”
Kitapta yazmıyor mu: “Allah size yardım ederse, size galip gelecek kimse yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah’a tevekkül etsinler.”
Daha önce de yazdım: Hz. Lut, Hz. Nuh baÅŸarısız mı idi? Ebazer acından öldü, karısı da. Yezid, Ä°slam toplumunu zenginleÅŸtirdi. Allah’ın arslanı, ilmin kapısı ehli beytin kaynağı Hz. Ali baÅŸarısız mı idi! Hz. Ä°sa da baÅŸarısızdı deÄŸil mi!? Hz. Yusuf 7 yıl baÅŸarılı gitti, 7 yıl baÅŸarısız!?. Evet, Allah bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Allah serveti ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevirecektir. Her toplum layık olduÄŸu gibi idare olunacaktır. Biz kendi hakkımızdaki hükmümüzü deÄŸiÅŸtirmeden, O bizim hakkımızdaki hükmünü deÄŸiÅŸtirmeyecektir. Hayır da, ÅŸer de O’nun rızası içindedir. Biz O’nun rızasını isteyeceÄŸiz. Bize hayır gibi gelen ÅŸeylerde ÅŸer, ÅŸer gibi gelen ÅŸeylerde O, hayır murat etmiÅŸ olabilir. Biz bilmeyiz Allah bilir. EÄŸer biz O’nun rızasını ister ve o yolda ilerlersek, yaptığımız hiçbir ÅŸey kaybolmayacak, karşılığını bulacaktır. DeÄŸilse “Allah iÅŸlerimizi sarp daÄŸlara sardıracak”. Bu arada Allah, cahil ve zalim topluluklara yardım etmeyecek. O’nun ipini bırakanların O da ipini bırakacaktır.
Eğer Allah’ın emirlerine muhalif hareket eder ve Allah ile Resulüne itaatten uzaklaşırsak, Allah, bizi “hızlaÌ‚n”da bırakır. Yani yardımını keser ve bütün mahluÌ‚kat toplansa da bizlere yardım edemezler. Allah’ın “hızlaÌ‚n”da bırakması ise helak olmak demektir. “Zafer” ve “başarı” tamamen Allah katındandır. Allah’ın yardım ettiği kimse için yenilgi söz konusu değildir. “HızlaÌ‚n”da bıraktığı kimseler ise zafer ile tanışmaları mümkün değildir!.
Halid b. Velid’i hatırlayın. Hz. Ömer, Halid’i, “zaferi neredeyse Allah’tan deÄŸil, Halid’den bekliyor olacaklardı” diye azletmiÅŸti. Bakara suresinden Talut-Calud kıssasını okuyun. Güçlü komutanlar, güçlü ordularınız olsun, ama zafer onlarla mutlak kazanılacak deÄŸildir. Allah nice küçük topluluklara büyük ordular karşısında zafer vermiÅŸti. “Kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden Allah” dilediÄŸinde muhayyerdir!
İsra Suresinde ise “hızlaÌ‚n” kelimesi Allah’ın affetmeyeceği, insanın haysiyetine ve fıtratına yakışmayan, Allah’tan başkasını ilah edinenlerin kınanmış ve yardımdan mahrum bırakılacağını ifade edilmektedir. Yetimi görüp gözetmeyenler, zulmeden, cahillik eden, iftira atan, gıybet edenler, ‘münafık’lar, ‘kafir’ler, ‘fasık’lar, ‘müfsit’ler de Allah’ın yardımından, ihsan ve bereketinden mahrum bırakılacaklardır. Bunların yeniden yardım alabilmeleri için tevbe etmeleri ve hallerini düzeltmeleri gerekecektir. Mesela, kitapta “Allah ile birlikte başka ilaÌ‚h daha edinme! Yoksa kınanmış ve yalnız başına bırakılmış olarak oturup kalırsın” denilmektedir. “Ä°lah edinme” bir baÅŸkası ve/veya kendi heva ve arzusunu Allah’ın rızasının önüne koyma halini ifade eder. Bakın kitaba:Eğer uluÌ‚hiyette ve ibadette Allah’tan başkasını Ä°lah edinirsek zemmedilecek ve Allah’ın nimetinden mahrum bırakılacağız. Kitapta bize misal verilmedi mi: “Bak nasıl, elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir musibete uğradılar, sonra sana geldiler, ‘Biz sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istedik’ diye Allah’a yemin ediyorlar.”
Hz. Şuayb (a.s) “Muvaffakıyetim Allah’ın yardımına bağlıdır” der. Kitap buna ÅŸahiddir.
Evet, Allah yeri gelir gök orduları ile de destekler bizi. Yeri gelir, yaptıklarımızın karşılığını 10 katı, 100 katı, hatta 700 katı ile “ihsan” da eder.
Ramazan’dayız ve siyaset konuÅŸuyoruz. Herkes kazanmaktan ve baÅŸarıdan söz ediyor ve sanki her ÅŸey kendi ellerindeymiÅŸ gibi. Siz kazanmayı ve baÅŸarıyı bir kenara bırakın. DeÄŸil mi ki, size hayır gibi gelen ÅŸeyde ÅŸer, ÅŸer gibi gelen ÅŸeyde hayır olabilir. Bunu siz de bir baÅŸkası da bilemez. Siz “Hayırlısını”, “Allah’ın rızasına uygun olanı” isteyin. Ve “Rabbim bizi sabredenlerden, ÅŸükredenlerden ve direnenlerden bulacaksın” deyin. Dualarınızla Allah’a (HaÅŸa) akıl vermeyi, O’nu ikna etmeye ve O’na bazı ÅŸeyleri hatırlatmaya çalışmayın. Sonra gazaba uÄŸrayanlardan olursunuz. Elbette “baÅŸarısızlık” ya da “kaybetmek” deÄŸil arzumuz. Biz doÄŸru bildiÄŸimiz yolda çalışalım. Bakın sonuç ne olursa olsun, siz Allah’ın rızasını gözeterek, doÄŸru yönde ileri doÄŸru hareket ettiyseniz, aslında siz kazandınız. “Rıza”yı kazandınız ve bu kazanç daha iyidir. Kim zerre kadar bir iyilik ya da kötülük yapmışsa, karşılığını görecektir. Sonuçta mahzun da olmayacaksınız.
Siyasete soyunanlar usul ve esas olarak keÅŸke bu kuralları okuyup, anlayıp, ona göre çalışsalar. Yoksa Allah’ın rızasına adanmamış hiçbir eylem sebebi ile sonuç ne olursa olsun, size hayrı yoktur. Åžüphesiz O’nun rızasına ancak O’nun gösterdiÄŸi yolda gidilir. “Kem alat ile kemalat olmaz”. EÄŸer böyle yapıyorsanız, tekrar söylüyorum, seçim sonucu ne olursa olsun, siz kazanacaksınız! Tekrar hatırlayalım: Bize hayır gibi gelen ÅŸeylerde ÅŸer, ÅŸer gibi gelen ÅŸeylerde Allah hayır murat etmiÅŸ olabilir.
Bize düÅŸen adil ÅŸahidler olmaktır. VerdiÄŸimiz sözde durmaktır. Bir topluluÄŸa olan düÅŸmanlığımızın bile bizi onlar hakkında adaletsizliÄŸe sevk etmemesidir.
Bu uyarılarım yarın da devam edecek. Dikkat: Ramazan ayıdır. Bugün de, bu iÅŸte yine imtihan oluyoruz. Unutmayın, tek başına “iyi niyet” sizi kurtarmaya yetmez. Cehennemin yolları iyi niyet taÅŸları ile döÅŸelidir. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olacağız. Zalim babamız da olsa, mazlum düÅŸmanımız da. Bu konularda yapıp yapmadıklarımızla ya kendi cennetimize sırtımızda tuÄŸla taşıyacağız, ya da kendi cehennemimize odun!
Allah’ım, bize Hakkı Hak, batılı batıl göster, sıratı müstakime ilet, nimet verdiklerini yoluna, gazaba uÄŸrayanların deÄŸil. Bizi rızanın tecellisinin vesilesi kıl! (Amin) Selâm ve dua ile.
Henüz yorum yapılmamış.