Kuşçu Eşref İngiliz ajan Lawrance'ı neden öldürmedi?
Follow @dusuncemektebi2
Şerif Hüseyin isyanını hazırlayan İngiliz casusu Lavrens, Osmanlı’nın dikkatini 1914 yılı başlarında çekti. Yemen’de görevli bir Teşkilat-ı Mahsusa ajanı, Bedevi kılığında dolaşan Lavrens’i tespit etti.
Bugünkü Suud-i Arabistan sınırları içinde baÅŸlayan Åžerif Hüseyin Ä°syanı’nı hazırlayan Ä°ngiliz casusu Edward Thomas Lawrence’ydi, Lavrens, TeÅŸkilat-ı Mahsusa’nın dikkatini ilk defa ne zaman çekmiÅŸti? KuÅŸçubaşı EÅŸref, bu sorunun cevabını Cemal Kutay’ın neÅŸrettiÄŸi anılarında veriyordu. Lavrens’i ilk ifÅŸa eden Yemen’de görevli bir nüfus memuru olan Ahmet Hamdi Bey’di. Hamdi Bey TeÅŸkilat-ı Mahsusa ajanıydı. TeÅŸkilat, Yemen’de Müslüman kisvesine bürünmüÅŸ Ä°ngiliz muhtedisi iki ajanı tespit etmiÅŸti. Ahmet Bey’in görevi bu iki ajanın iliÅŸki kurduÄŸu kiÅŸileri belirlemekti. Ahmet Hamdi, Hacı Ali ve Abdullah Mansur adındaki iki ajanın ziyaretçileri arasında ilginç bir kiÅŸiyi tespit etti. Åžeyh kılığı içinde, Arapça konuÅŸan, çelimsiz biri olan bu Ä°ngiliz, civardaki bazı aÅŸiret reislerini ziyaret etmiÅŸti. EÅŸref Bey, Ahmet Hamdi’den bu kiÅŸiyi takibe almasını istedi. Åžam’da görevli teÅŸkilat ajanı Eczacı Nejat Bey de Ä°ngiliz le bizzat temas edecekti. Çok iyi Ä°ngilizce ve Fransızca konuÅŸan Nejat Bey, Ä°ngiliz’in adını tespit etti. Arkeolog kisvesinde dolaÅŸan bu adam Lavrens idi.
LAWRENS TUZAÄžA DÜÅžTÜ
Lavrens’in Balebek’te olduÄŸunu öÄŸrenen Nejat Bey, Balebek harabelerinde araÅŸtırma yapan Müze-i Hümayun görevlisi kimliÄŸine girdi. Lavrens’in dikkatini çekmek için annesi Türk Yahudisi olan Alman ajanı Hans Gürzoch’la dostluk kurdu. Gürzoch’tan bilgi sızdırmak için Lavrens, Nejat Bey’e yanaÅŸtı. Nejat Bey, Lavrens’e zararsız bilgiler verdi. Lavrens’in birlikte çalışma teklifini geri çevirmeyerek onunla birlikte bazı gezilere katıldı. Bu arada Lavrens’in resminin de içinde olduÄŸu dosyayı Ä°stanbul’a göndermiÅŸti. Lavrens’in Nejat Bey’den öÄŸrenmek istediÄŸi en önemli konu, hilafetin Türk milleti üzerindeki tesiri idi. Nejat Bey Ä°stanbul’a geldiÄŸinde Lavrens’in ÅŸeceresini bile çıkarmıştı. 1914 baÅŸlarıydı. Lavrence adı henüz duyulmamıştı.
ATÄ°NA’DA Ä°ZLEDÄ°LER
EÅŸref Bey, Lavrens’in ileride oynayacağı rolü yeterince anlayamadığını itiraf edecekti. Kahire’deki Hizbül Vatani örgütüne mensup bir TeÅŸkilatı Mahsusa elemanından Lavrens’in MareÅŸal Lord Kitchener ile görüÅŸtüÄŸünü ve Atina’ya hareket edeceÄŸini öÄŸrenmiÅŸti. Lavrens, Ä°skenderiye’de bir gemiye bindi. Yandaki kamaraya bir teÅŸkilat ajanı yerleÅŸmiÅŸti. Lavrens’in ilk durağı, Atina’daki Ä°ngiliz ElçiliÄŸi idi. Elçi, Lavrens’in ÅŸerefine bir akÅŸam yemeÄŸi verdi. EÅŸref Bey, silik bir Ä°ngilizin, elçiden gördüÄŸü ilgiyi merak etti. Atina’daki bir gayr-i müslim dostunu devreye soktu. Gelen bilgilere göre Lavrens, Arabistan bölgesindeki Rum-Yunan ÅŸirketleriyle yakın mesaiye girmek istiyordu. Bu yüzden Ä°ngiliz sefirini devreye sokmuÅŸtu.
LAWRENS’Ä°N PEŞİNE DÜÅžTÜ
Lavrens’in Balebek’te olduÄŸunu öÄŸrenen EÅŸref bey, bir bedevi ÅŸeyhi kılığına girdi. önce Balebek harabeleri çevresindeki Yahudiler dikkatini çekti. EÅŸref Bey, anılarında ÅŸöyle anlatıyordu: “Balebek 7 sene öncesine göre tanınmaz haldeydi. Harabelerin etrafında bir çok Yahudi müstameresi peyda olmuÅŸtu. Bunlar, çoÄŸu casus olan topluluÄŸun sadece parasını mı almak için gelmiÅŸlerdi? Biz, TeÅŸkilat-ı Mahsusa olarak, Rum, Ermeni, Arap ayrılıkçı hareketleri içinde YahudiliÄŸin de nasıl gizli çalışmalar yaptığını biliyorduk. Nitekim Filistin cephesinin sükutu ile bu gizli hazırlık, diÄŸerleri gibi arkamızdan vurdu”
HAREBELERDE BULDU
EÅŸref Bey, Balebek’te Musa El AtraÅŸ adında çok taraflı bir muhbiri sıkıştırdı. AtraÅŸ’ı Merzifon Amerikan Koleji’nden bir muallimle görüÅŸürken yakalamıştı. AtraÅŸ, EÅŸref Bey’e çeÅŸitli fotoÄŸraflar gösterdi. Resimlerden birine gözü takıldı. “Bu kimdir?” dedi. AtraÅŸ, “Aradığınız adamın bu olduÄŸunu bilmiyor muyum? Ya Bek, itimadınız yoksa, neden istihza ediyorsunuz?” dedi. EÅŸref Bey, dikkatlice baktı, Nejat Bey’in gönderdiÄŸi resimdeki adamdı. AtraÅŸ, Lavrens’in Araplar arasında dostça karşılandığını ve ÇereÅŸ’e geleceÄŸini söyledi. EÅŸref Bey ve ajanları ÇereÅŸ’teki casus kaynayan Britanya Åžark Enstitüsü’ün MüsteÅŸrikler Toplantısı’na katıldı. AtraÅŸ, Lavrens’in yanına gidecek, böylece EÅŸref Bey de onu tanıyacaktı.
ÅžEYH KILIÄžINDA SOHBET ETTÄ°
ÇereÅŸ harebeleri civarında AtraÅŸ, kıyafeti Yukarı Hicazlı bedevilerinkine benzeyen, çelimsiz, soluk renkli, zayıf birisine doÄŸru ilerledi. Lavrens’ti. EÅŸref Bey bu anı anlatırken, “Lavrens karşımda idi. Nejat Bey’in ilettiÄŸi fotoÄŸrafa tıpatıp benziyordu. Ä°lk uyandırdığı intiba, hasta, mariz, dertli, renksiz, ÅŸahsiyetsiz, geliÅŸmemiÅŸ bir kiÅŸi ile karşı karşıya oturduÄŸumuz duygusu idi” diyor. Lavrens ile tanışan EÅŸref Bey onu bir bedevi ÅŸeyhi olduÄŸuna inandırdı. Lavrens’i öldürmeye gerek duymamıştı. Lavrens tehlikeli bir casus olarak anılmaya baÅŸladığında bile bunu düÅŸünmedi. Niyeti, Lavrens’i tuzaÄŸa düÅŸürüp, savaÅŸ sonuna kadar Anadolu’da hapsetmekti. Nejat Bey’in yakalanması planı akamete uÄŸrattı.
PİŞMAN DEĞİLİM
EÅŸref Bey, Lavrens’i öldürmediÄŸi için piÅŸman mıydı? Åžöyle diyordu: “Öldürmeyi, düÅŸünmüyordum: Daima en sona bıraktığım bu tedibi, Lavrens için o anda düÅŸünmeÄŸe sebep de yoktu. Hadiseler, benim hata ettiÄŸimi gösterdi ama, o gün kolaylıkla yapabileceÄŸim bu iÅŸi, kanlı bir ÅŸekilde bitirmediÄŸime piÅŸman deÄŸilim. Bu, yarı ÅŸarlatan bir adamı kahraman yapmak olurdu. EÅŸref Bey,1917’de Hayber’deki cenkte esir düÅŸtüÄŸünde Lavrens onu ziyaret etti. Bedeviler arasında adı efsane gibi dolaÅŸan EÅŸref Bey’i merak etmiÅŸti. Karşısındaki kiÅŸi, yıllar önce ÇereÅŸ’te sohbet ettiÄŸi bedevi idi.
Henüz yorum yapılmamış.