Özel / Analiz Haber
Ali Rıza Demircan: Zâlime yardım, yani onun zulmünü engelleme, mazluma yardımdan önceliklidir
Follow @dusuncemektebi2
Müslümanları birbirlerinin kardeşleri ve dostları olarak duyuran İslâm dini, onların yardımlaşmalarını da emir buyurmuştur. Kulluk çizgisi üzerinde ve insanın yararına olabilecek bütün alanlarda gerçekleştirilmesi gereken yardımlaşma, farz bir görevdir.
Müslümanları birbirlerinin kardeÅŸleri ve dostları olarak duyuran Ä°slâm dini, onların yardımlaÅŸmalarını da emir buyurmuÅŸtur. Kulluk çizgisi üzerinde ve insanın yararına olabilecek bütün alanlarda gerçekleÅŸtirilmesi gereken yardımlaÅŸma, farz bir görevdir.
(Maide 2) Pek çok türü olan bu ilâhî görevin bir nevi de, Müslüman mazlumlarla ve zâlimlerle yardımlaÅŸmaktır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), mazlumların yanı sıra zâlimlerle yardımlaÅŸmayı da içine alan emirlerinde ÅŸöyle buyurmuÅŸlardır; "Zâlim de olsa mazlum da olsa, mü'min kardeÅŸine yardım et." Bu emre muhatap olan Müslümanlardan biri sorar; "- Ey Allah'ın Elçisi! Mü'min kardeÅŸime mazlumken yardım ederim.Bunu anlarım, ama zâlimken ona nasıl yardım ederim? - Onun zulmetmesine engel olursun. Zulmüne mani olmak ona yardım etmektir."1
ZULMÜN ANLAMI VE TÜRLERÄ°
Mazluma ve de zâlime yardım görevimizi kavrayabilmek için zulüm ve yardım kavramlarına açıklık getirmek gerekir. Sözlükte "Bir ÅŸeyi ait olduÄŸu yerin dışında bir yere koymak" olan zulüm, sözlükteki bu anlamıyla irtibatlı olarak Kur'ân ve Sünnet'de geniÅŸ bir anlam yelpazesi içinde kullanılmaktadır. Özetlersek zulüm; Allah'a ait olan vasıfları, insanlara ve kurumlara yamamak olan Åžirk'ten, fertlerin ve toplumun haklarına tecavüz etmeye ve de yüklendiÄŸimiz ilâhî görevleri yapmamaktan yasaklandığımız ilâhî haramları iÅŸlemeye kadar pek çok çeÅŸidi içerir.
MAZLÛM KÄ°MDÄ°R VE ONA NASIL YARDIM EDÄ°LEBÄ°LÄ°R?
Mazlum, ücreti kısılan, ödenmeyen veya haksız olarak iÅŸten atılan bir iÅŸçi veya yükselmesi engellenen ve sürgün edilen bir memur olabilir. Onlara yardım, mümkün olan kiÅŸisel veya kurumsal atılımlarla, maÄŸduriyetlerinin giderilmesidir. Mazlum, yaralı bir kiÅŸi olarak karşımıza çıkabilir. Ona yardım, onu bir hastaneye ulaÅŸtırmaktır. Mazlum; özbeöz hakkını kanıtlayamayan bir maÄŸdur olarak görülebilir. Ona yardım, yönlendirme, aracılık yapma, ÅŸahitlikte bulunma gibi çeÅŸitlilik arz edebilir. Mazlum, özel hayatına müdahale edilen, telefonları dinlenen, tehdit edilen, resmi kurumlarca iÅŸkenceye uÄŸratılan bir insan olabilir. Ona yardım, ilgilileri bilgilendirme, toplumu demokratik yöntemlerle harekete geçirme ÅŸeklinde yapılabilir. Mazlum; göçe mecbur bırakılmış bir mülteci, hukuksuz kanunların mahkum ettiÄŸi bir tutuklu olabilir. Onlara yardım, ÅŸartların gerektirdiÄŸi konut, eÅŸya, parasal ve psikolojik yardım olabilir. Mazlum, inancını yaÅŸamak istediÄŸi için örneÄŸin; örtülü olduÄŸu, namaz kıldığı, alkol almadığı için okulundan uzaklaÅŸtırılan, kurumundan atılan bir kiÅŸi olabilir. Onlara yardım da ilgilileri uyarmak demokratik baskı grupları oluÅŸturmak, iÅŸ vermek, yasalar hazırlamak olabilir.
ZÂLÄ°M KÄ°MDÄ°R VE ONA NASIL YARDIM EDÄ°LEBÄ°LÄ°R?
Mazlumlar ve onlara yardımlarla ilgili olarak verdiÄŸimiz örnekleri sizler daha da çoÄŸaltabilirsiniz. Mazlumlarla ilgili olarak verilen ve de verilebilecek örnekler, yaÅŸadığımız dönemlerin zâlimlerini göstermekte ise de, biz zâlimleri ve onlara yardımı da misallendirmeye çalışalım. Zâlim; karaborsacı olabilir. Ona yardım, uyararak, söz geçirilemiyorsa ihbar ederek zulmünü engellemektir. Zâlim; sarhoÅŸ veya hızlı araba kullanan bir kiÅŸi ise ona yardım, kuralları hatırlatma, yetkili isek ceza kesmektir. Zâlim; kanunsuz yetki kullanan bir siyasî, bir idareci olabilir. Ona yardım, öÄŸüt vermek, yargıya baÅŸvurmak, daha üst mercilere ÅŸikayet etmek, toplumsal bilinci harekete getirmekle yapılabilir. Zâlim; çıkar için, makam için ve de ÅŸöhret için ilâhî hakikatleri gizleyen veya saptıran bir ilâhiyatçı, gerçekleri örten bir bilim adamı olabilir. Onlara yardım, öÄŸüt vermek, yanlışlarını düzeltmek, halkı bilgilendirmek ve kanıtları varsa art niyetlerini belgelemektir. Zâlim; kiÅŸisel haklara mütecaviz bir fert veya medya mensubu, ÅŸu veya bu sebeple adaletsiz kararlar alan bir hakim olarak da karşımıza çıkabilir. Onlara yardım, haksızlıklarını dile getirerek, hukuki yollara baÅŸvurarak zulüm yapamaz duruma getirmektir. Zâlim; bilinçli mü'minlerin nakdi yardımları ve de oylarıyla oluÅŸturduÄŸu imkânları gerçek ve yaygın istiÅŸareden yoksun, bencil ve muhteris eylemleriyle harcayan, dâvâ adamı görüntülü kiÅŸi olabilir. Ona yardım, yapılanın yanlışlığını ihlasla açıklamak, mü'minlere hıyanet olan bu zulmü yapamamaları için tepkilerimiz ve oylarımızla yetkilerini elinden almaktır. Zâlim; namaz ve zekât gibi ilâhî emirleri, içki ve faiz gibi kutsal yasakları çiÄŸneyen, nefsine acımasız kiÅŸi olabilir. Ona yardım, örnek olmak, sabırla güzel öÄŸüt vermek ve zaman zaman da tavır koymaktır.
YASALAR VE KURUMLAR DA ZÂLÄ°MLEÅžEBÄ°LÄ°R
Verilen misallerden anlaşılacağı üzere zâlimler, fertler olabildiÄŸi gibi kurumlar, yasalar ve hükümetler de olabilmektedir. Bu sebeple mazlumlara ve zâlimlere yardım, fertlerin güç sınırlarını da aÅŸabilmektedir. Yardım görevimizi yapabilmek için ferdi atılımlar yanı sıra, çok güçlü demokratik baskı grupları, sivil örgütler kurmak ve desteklemek zaruridir. Bunun için Kur'ân'ımızın adâlet içerikli, "marûfa" yönlendirecek, zulüm türlerini içeren "münker"den sakındıracak bir topluluÄŸun oluÅŸturulmasını amir olan hükmünü siyasî, kültürel ve hukuki nitelikli sivil örgütleri oluÅŸturup yaÅŸatmak olarak, doÄŸru bir ÅŸekilde çok boyutlu olarak algılamalıyız.2
ZÂLÄ°ME YARDIM ÖNCELÄ°KLÄ°DÄ°R
Zulüm nerede ve kime karşı iÅŸlenirse iÅŸlensin, karşı çıkmakla yükümlüyüz. Yüce Peygamberimizin "Mazlum da olsa zâlim de olsa, mü'min kardeÅŸine yardım et" buyurarak, Müslümanı öne çıkarması, kendi inanç grubumuzdan baÅŸlamak daha etkili olabileceÄŸi içindir. Bilmemiz gereken pek önemli bir husus da, zâlime yardımın, yani onun zulmünü engellemenin, mazluma yardımdan öncelikli olduÄŸu gerçeÄŸidir. Zira zâlimin zulmünü engellemek, mazluma yardımdır. Bir diÄŸer önemli sebep de, mazlumun uÄŸradığı zulüm yalnızca dünyasını etkilerken, zâlimin zulmü ise onun hem dünyasını etkiler, hemde âhiret azabını örgüler. Dünya elemleri geçici, "Korkudan gözlerin yuvalarında dona kalacağı"3 âhiret azabı ise süreklidir. Yazımızı bir hadis-i ÅŸerifle bitiriyorum; "Müslüman, Müslümanın kardeÅŸidir. Ona zulmetmez. Zulme uÄŸradığında onu yardımsız bırakmaz. Mü'min kardeÅŸinin ihtiyacını giderenin, Allah ihtiyacını giderir. Müminin bir sıkıntısını giderenin Allah, Kıyâmet Günü uÄŸrayacağı sıkıntılarından birini giderir. Onun ayıbını örtenin de Allah Kıyâmet Günü ayıbını örter.."4
* * *
SORULARINIZ VE CEVAPLARI
HASTA OLDUÄžUM Ä°ÇÄ°N ORUÇ TUTAMIYOR, FAKÄ°R OLDUÄžUM Ä°ÇÄ°N DE FÄ°DYE VEREMÄ°YORUM. NE YAPABÄ°LÄ°RÄ°M?
Tutamadığınız oruçları kaza edemiyor ve fidyelerini de veremiyorsanız, yapacak bir iÅŸleminiz yoktur. Çünkü Yüce Kitabımız Kur'ân-ı Kerîm de "Allah insanı ancak güç yetirebileceÄŸi ile yükümlü kılar..." buyrulmaktadır. (Bakara 286) Ayrıca da ÅŸu emir verilmektedir: "Gücünüz yettiÄŸi kadar Rabbinizin emirleri ve yasaklarına uymaya çalışın..." (TeÄŸabun 16)
SÄ°NEMACIYIM. Ä°SLÂM'IN IÅžIÄžINDA SÄ°NEMA FÄ°LMLERÄ° YAPMAYI, HELÂL VE HARAM OLARAK AYIRABÄ°LÄ°R MÄ°YÄ°Z ? YOKSA SAKINCALI MI GÖRMELÄ°YÄ°Z?
Ä°slâm'ın yasalarını koyan, insanı yaratan Allah olduÄŸu için insan doÄŸasıyla Ä°slâm örtüÅŸür. Bu sebeple insanlığın ortak eÄŸilimi ve tutkusu olan sinemacılık doÄŸrudan haramlılıkla vasıflandırılamaz. Ä°slâm'ın iman esaslarına aykırı mesajlar veren, içki-kumar ve nikâhsız beraberlik gibi haramlara meÅŸruiyet kazandıran filmler yapmak elbette ki haramdır; günahkâr kılar. Ama bilgi, adalet, af, sevgi ve yardımlaÅŸma gibi Ä°slâm'ın görevleÅŸtirdiÄŸi insanlık deÄŸerlerine yönelten, zulmü ve zalimleri lanetleyen, fail-i meçhüllere karşı çıkan vs. filmler yapmak ise helâl olmanın ötesinde kültürel cihaddır. Büyük mü büyük sevaplar kazandırır. DoÄŸayı sevdiren, ülkeleri ve kültürleri tanıtan ve bilimsel çalışmaları aktaran belgeseller çekmek de hiç ÅŸüphesiz kültürel cihaddır. Özetlersek sinemacılık Ä°slâm'ın bütün müminlere yüklediÄŸi Marûf'u/ iyiyi yayma ve Münker'i/ kötüyü engelleme görevinin uygulama alanı olabilecek bir güzel sanatlar dalıdır. (A.Ä°mran 104,110) Özetlersek sinemanın kendisi meÅŸrudur. Kullanımı helâl ve haram kısımlarına ayrılabilir.
SÄ°GARA HARAM MIDIR?
Sigara Ä°slâm sonrası dönemde bilinen ve kullanılan bir maddedir. Onunla ilgili olarak ancak ictihad yapılabilir. Ä°ctihad ise Ä°slâm Hukuku'nun temel kaynaklarındandır. Ä°slâm'ın haram kıldığı içki, domuz eti ve leÅŸ gibi haramlarda, haram kılınışın zararlılık ve pis oluÅŸ gibi iki ana sebebi vardır. Sigaranın zararlılığı ve içenin kendisini ve çevresini kirleticiliÄŸi ise materyalist bilim adamları dahil bütün bilginler-insanlar tarafından bilimsel olarak bilinmektedir. Asrımız Ä°slâm alimlerinin büyük çoÄŸunluÄŸu gibi biz de sigara içimi için "haramdır" ictihadında bulunulabileceÄŸi yargısındayız. Sigarayı Allah için mi, saÄŸlığımız için mi bırakalım diyenlere her iki amacın da meÅŸru olduÄŸunu açıklamış olalım. SaÄŸlığımızı korumanın, sorgulanacağımız dini bir görevimiz olduÄŸunu unutmayalım. Tekâsür sûresinin son âyetinde ÅŸöyle buyrulur: "Hiç ÅŸüphesiz sonra da o sorgulama gününde Ne'îm'den; saÄŸlık nimetinden de sorgulanacaksınız."
* * *
BÄ°R AYET
Allah, kimi doÄŸru yola iletirse iÅŸte o, doÄŸru yolu bulmuÅŸtur. Kimi de saptırırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Onları kıyamet gu¨nu¨ körler, dilsizler ve sağırlar olarak yu¨zu¨stu¨ haÅŸredeceÄŸiz. Varacakları yer cehennemdir. Cehennemin ateÅŸi dindikçe, onlara çılgın ateÅŸi artırırız. (Ä°sra 97).
* * *
BÄ°R HADÄ°S-Ä° ÅžERÄ°F
Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.
Kaynak: http://www.alirizademircan.net
Henüz yorum yapılmamış.