Sosyal Medya

Güncel

Abdullah Yıldız- Müslümanların Kuyusunu Kazanlar

Abdullah Yıldız- Yeni Akit



İslâm literatüründe, dışı Müslüman içi kâfir olan, kalbi ile inanmadığı halde inkârını saklayıp, dili ile inandığını söyleyen ikiyüzlü kimselere “münafık” denir.
 
Münafıklar Peygamberimizin (s.a) Mekke’den Medine’ye hicret buyurması üzerine, Medine’deki çıkarlarını, konumlarını ve statülerini korumak amacıyla dıştan Müslüman görünen, Müslümanlarla birlikte imiş gibi hareket eden ama gerçekte inkârcı olan kalabalık bir güruh idiler. Bunlar Müslümanlarla beraber görünmek için üşene üşene namaz kılar, istemeye istemeye sadaka verir, korka korka savaşlara katılır ama sürekliİslâm’ın ve Müslümanların kuyusunu kazarlardı. Efendimiz (s.a) münafıkları açığa çıkarmaz, camiden kovmaz, onlara “Müslüman” muamelesi yapardı; ama gerek Yüce Rabbimizin Kitab’ında, gerekse Peygamberimizin (s.a) hadislerinde bu tehlikeli gürûha sıkça dikkat çekilerek, Müslümanlar onların tuzakları, oyunları, hile ve desiseleri konusunda uyarılırdı… 
 
Günümüz Müslümanları ise “münafık” kavramını maalesef özensizce kullanır oldular. Meselâ, kimi Müslümanlar, ulemâmızın “ehli kıble tekfir edilemez” ilkesi/ikazına rağmen, mümin kardeşlerini hiç çekinmeden “münafık” (içten “kâfir”) diye damgalayabiliyorlarken, buna karşılık söylemi ve eylemi ile İslâm düşmanı cephede yer alan ama çıkarı için Müslümanlara şirin görünenleri destekleyebiliyorlar. 
 
İmdi, işte bu sebeple, münafıkların karakteristik özelliklerini âyet ve hadislerle etraflıca öğrenmeliyiz ki, onların sinsi tuzaklarına düşmeyelim: 
 
Kur’ân-ı Kerim’in daha ilk sayfalarında, “İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde “Allah’a ve âhiret gününe inandık»derler.” (Bakara, 2/8) diye söz ettiği münafıkları, “Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla ‘inandık’ diyen kimseler” (Mâide, 5/41) olarak tanımlaması anlamlıdır. 
 
Kur’ân-ı Kerim, münafıkları tanıtmaya devam eder: 
 
Nisa suresinin 4/139. âyetinde münafıkların “müminleri bırakıp kâfirleri dost edindikleri”, 142-143. âyetlerinde ise, “Allah’ı aldatmaya çalıştıkları ama aslında kendilerini aldattıkları”, “namaza üşenerek tembel tembel kalktıkları”, “Allah’ı da pek az andıkları”, ne müminlerden yana ne de kâfirlerden yana olup, “arada bocalayıp durdukları” beyan edilir.
 
Tevbe suresinin 67. âyetinde münafık erkeklerin ve münafık kadınların “kötülüğü emrettikleri, iyiliği ise engelledikleri, Allah’ı unuttukları ve cimri oldukları” vurgulanır. 
 
Münafikûn (münafıklar) suresinde, onların şu tipik özellikleri sıralanır: Yalancıdırlar, yeminlerinikalkanedinirler, insanlarıAllah yolundan alıkoyarlar, dış görünüşlerivekonuşmaları albenilidir, her gürültüyü kendi aleyhlerine zannederler ve düşmandırlar (Münafikûn, 63/1-4). 
 
Sürekli olarak Müslümanların “başlarına belâların gelmesini gözetleyen” (Tevbe, 9/98) katıksız İslâm düşmanı münafıkların ikiyüzlülüğünü Kur’an-ı Kerim şöyle deşifre eder: “Onlar sizden olduklarına dair Allah’a yemin ederler; oysa sizden değildirler, fakat onlar korkak bir topluluktur.”“Gönlünüzü hoş etmek için size (gelip) Allah’a yemin ederler.”(Tevbe 9/56, 62).
 
Onlar zalimler (Nur 24/50), yalancılar (Haşr 59/11), şeytanın istilâ ettiği en alçaklardır (Mücadele 58/19-20). 
 
Münafıkların şu söylemlerinin benzerlerini bugün de duymuyor muyuz? 
 
“Onlara: ‘Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın’ dendiği zaman: ‘Biz sadece ıslah edicileriz’ derler. İyi bilin ki, onlar bozgunculardır; fakat anlamazlar. Onlara: ‘İnsanların/halkın inandığı gibi siz de inanın’ dense, ‘O beyinsizlerin inandığı gibi inanır mıyız?’ derler. İyi bilin ki, asıl beyinsizler onlardır; fakat bilmezler. İnanmış olanlara rastladıkları zaman; ‘İnandık’ derler. Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman; ‘Biz sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz’ derler. Allah da kendileriyle alay eder ve onları bırakır; taşkınları içinde bocalayıp dururlar…” (Bakara: 2/11-15)
 
Rasûlüllah da (s.a) münafıkların dört özelliğini açıklar: Konuştuklarında yalan söylerler, verdikleri sözde durmazlar, emanete ihanet ederler, düşmanlıkta aşırı giderler” (Müslim, İman 107; Buhârî, İman 24).
 
Allah’ın Dini, Rasulü, Kitabı, mümin kulları ve onları namaza çağıran ezan ile alay eden, Allah’ın yoluna engel olan, yalan haberler yayıp ortalığı karıştıran, günah ve düşmanlıkta yarışan, haram yiyen, akrabalık bağlarını koparan, kalpleri hastalıklı, ikiyüzlü, lanetlimünafıkların bütün bu tipik özellikleri iyi bilinirse, “simalarından ve sözlerinin üslûbundan tanınabilecekleri”, “Allah’a hiçbir zarar veremeyecekleri” ve “Allah’ın onların işlerini boşa çıkaracağı” (Ahzâb 33/60-61; Nisa 4/140; Maide 5/57-58, 62; Muhammed 47/22-32) Kur’ân’da apaçık ortaya konuyor. Şu mübarek Ramazan ayında Allah’ın Kitabı’nı güzelce okuyup anlayarak ve yaşayarak münafıkların şerlerinden emin olmamız duası ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.