Açılım yeniden başlar mı?
Follow @dusuncemektebi2
“Açılım” yeniden başlar mı? Soruya kendimce en kestirme cevabı vereyim; bence hayır. Çünkü böyle bir şeyi kim aklından geçirirse geçirsin, siyasi intihardır. Son tartışmaya terör örgütü PKK’nın elebaşı Öcalan’ın avukatları ile görüşmesi yol açtı.
Nedim Şener - Posta
Avukatlar, en son 27 Temmuz 2011 tarihinde görüşmüş daha sonra 820 başvuruya olumlu cevap alamamışlar. (Arada yaşanan “açılım” sürecinde İmralı’ya 2015 yılına kadar gidip gelenleri saymıyorlar herhalde) neyse, sekiz yıl sonra avukatlara PKK elebaşı ile 2 Mayıs tarihinde görüşme izni verildi.
Bir saatlik görüşmenin sonunda PKK elebaşının bir mesajı yayınlandı. “İçinden geçtiğimiz tarihi süreçte derin bir toplumsal uzlaşmaya ihtiyaç vardır. Sorunların çözümünde her türlü kutuplaşma ve çatışma kültüründen uzak demokratik müzakere yöntemine şiddetle ihtiyaç vardır” diyen Öcalan “Türkiye'nin ve hatta bölgenin sorunlarını başta savaş olmak üzere fiziki şiddet araçları ile değil, yumuşak güçle yani akıl, politik ve kültürel güçle çözebiliriz” ifadelerini kullandı.
Doğal olarak herkesin aklına yeni bir “açılım” süreci mi başlayacak sorusu geldi. Bu cümlelere bakıp Öcalan’ın PKK üzerinde tam bir hakimiyeti olduğu ve mesajın gereğinin de yapılacağını zannedebilirsiniz.
Bahçeli’nin sözleri
Ama durum öyle değil, bilen biliyor zaten. PKK elebaşının HDP seçmeninin önemli bir bölümü üzerinde etkisi olduğu bir gerçek ama emperyalistlerin ellerine tutuşturduğu silahı kullanan ise dağ kadrosundaki terör örgütü PKK’nın yöneticileridir. Yani PKK’da terörist Öcalan’ın değil, silahı elinde tutan teröristlerin sözü geçer.
Uzağa gitmenize gerek yok; 2013-2015 Temmuz ayına kadar olan arşive baksanız “açılım” denilen süreçte Öcalan ile PKK’nın hangi konularda karşı karşıya geldiğini sıralamaya kalktığınızda bu sütunun yetmeyeceğini görürsünüz.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK elebaşı ile avukatlarının görüşmesi hakkındaki soruya, “Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün” diye bir açıklama yapınca bağlamından koparılan cümle bir anda kafalarda “açılım geri mi geliyor, Bahçeli de yeşil ışık yaktı” türünden siyasi analizlere yol açtı.
Oysa bunlar PKK elebaşı için yapılan açlık grevlerinin bitirilmesi için atılan adımlar. Ötesine dair hesap yapanlar, Öcalan’ın devleti oyalayan, örgüt üzerinde de bir etkisi olmayan birine dönüştüğünü, terör örgütü PKK’nın ise 2013’ten sonra tam anlamıyla Amerika’nın paralı uşağı haline geldiğini görmeli.
Yani ABD tetikçisi PKK’ya o silahı verdiği sürece PKK o silahı bırakamaz. O yüzden Kürt sorunu değil ABD’nin tetikçisi PKK sorunundan söz edebiliriz. İşin esası şu, karşımızda PKK da yok aslında, tıpkı FETÖ gibi PKK’yla işbirliği yapan, onları kullanan bir Amerika var. Hesap buna göre yapmalıdır.
Henüz yorum yapılmamış.