Sosyal Medya

Güncel

Mehmet Ocaktan: Dindarlar hiç böyle bir hayal kurmamıştı

Mehmet Ocaktan- Karar



Dindar-muhafazakar çevreler yıllarca ne büyük hayaller kurmuÅŸlardı, bir gün gelecek Ä°slami hassasiyetleri yüksek olan insanlar iktidar olacak ve öyle iyi örmekler sunacaklar ki herkes “Ä°ÅŸte inanan, hakka-hukuka, adalete riayet eden, herkesin özgürlüÄŸünü savunan, ÅŸefkatli ve merhametli insanların yönetimi böyle olur” diyeceklerdi. Ama ne yazık ki bugün o hayallerin çok uzağında bir fotoÄŸrafla karşı karşıyalar. Çünkü dindarlar öylesine negatif örnekler ortaya koydular ki, uzun yıllar iktidar hayali kuran bizzat dindarlar bile adalete, hukuka, liyakate ve merhamete hasret kaldılar. 
 
Maalesef senelerce millet iradesine, sandığın üstünlüÄŸüne inanan bir duruÅŸ sergileyen dindar-muhafazakar gelenek, tek parti CHP’sinin jakoben dayatmacı anlayışına sahip çıkan bir noktaya gelmiÅŸ bulunuyor. Kısacası, haklar ve özgürlükler konusunda tarihimizin negatif sembolü olarak anılan 1940’lar tek parti Türkiye’sine geri döndük. 
 
Yıllarca yaÅŸadıkları maÄŸduriyetlere isyan eden dindar-muhafazakar gelenek, ÅŸimdi jakoben bir eda ile seçimi iptal ettirerek derin bir maÄŸduriyet yükünün altına girmiÅŸ durumda. Bilelim ki hiçbir hukuki meÅŸruiyet temeli bulunmayan iptal skandalının yarattığı maÄŸduriyet ayıbı yıllar geçse de peÅŸimizi bırakmayacaktır. 
 
Özellikle dindar-muhafazakar kesimler olarak, YSK’nın yüzümüze bir kara leke olarak çaldığı iptal ayıbını çok iyi okumamız gerekiyor, çünkü bu sadece bir seçim yenilenmesi meselesi deÄŸildir. Bu aynı zamanda demokrasimizin en önemli meÅŸruiyet kaynaklarından birisi olan sandık teminatının ve millet iradesinin zaafa uÄŸratılmasıdır. 
 
Biliyorum ki bazıları, bütün olup bitenlere raÄŸmen hala AK Parti savunuculuÄŸu yaptığımı söyleyerek beni eleÅŸtireceklerdir. Ama ben ısrar ediyorum; bugün AK Parti’yi seçimi iptal ettirmek için teÅŸvik edenler yarın iÅŸler kötüye gittiÄŸinde ortalarda olmayacaklardır. Çünkü onlar hayatlarının hiçbir döneminde dindar-muhafazakar insanların hakka-hukuka riayet etmek gibi ahlaki sorumlulukları olduÄŸunu asla paylaÅŸmadılar, bundan sonra da paylaÅŸmayacaklardır. 
 
Sadece iktidar nimetlerini paylaÅŸmak üzere AK Parti’nin etrafını kuÅŸatan, hatta içinde yer alan bu kesimlerin hak-hukuk, adalet ve merhamet gibi deÄŸerlerle bir akrabalıkları olmadığı için her türlü hukuksuzluÄŸu, merhametsizliÄŸi alkışlamaları normaldir. 
 
DüÅŸünün ki bir AK Partili vekil çıkıyor, sanatçılar dahil geniÅŸ kesimlerin YSK kararını protesto için baÅŸlattıkları “Her ÅŸey çok güzel olacak” kampanyasını eleÅŸtirmek için “Adaletinizin terazisini sileyim paslanmasın” gibi seviyesiz ve utanç verici ifadeler kullanabiliyor. Peki kim bu vekil? AK Parti’nin aynı zamanda YSK’da görevli olan temsilcisi... Bu vekilin herkeste olmayan çok önemli bir özelliÄŸi daha var, halis muhlis FETÖ’cü olması. Anlayacağınız soyadı kadar “özel” bir vekil. FETÖ lideri Fetullah Gülen’in özel olarak “namaz takkesi hediye ettiÄŸi” ve de himmet dairesinin içinde yer alan ÅŸanslı(!) bir vekil. Vekilimiz gerçekten olaÄŸanüstü bir ÅŸansa sahip, zira Bank Asya’nın önünden geçenlerin bile yargılandığı bir Türkiye’de, o hala AK Parti’nin en cengaver FETÖ’cü temsilcisi olmaya devam ediyor. 
 
Ä°ÅŸte ÅŸimdi bu FETÖ’cü vekil çıkmış, YSK’nın hukuk cinayetini savunmak için güya aklınca herkese laf çakıyor, bunu yaparken de ‘siyasetin dili’ni seviyesizleÅŸtirmede hiçbir sınır tanımıyor. 
 
Dindar-muhafazakar kesimlerin nasıl bir kirlilik denizinin etrafında dolaÅŸtığını gösteren bundan daha iyi bir örnek olabilir mi? En dramatik olanı da, 15 Temmuz ihanetine raÄŸmen, AK Parti’nin hala bir FETÖ’cü tarafından savunuluyor olmasıdır. 
 
TalihsizliÄŸe bakın ki bugün iktidar adına öne çıkan yetkili ağızların adeta karikatürize hale dönüÅŸen açıklamaları, söylemleri yüzünden AK Parti millet nezdinde güven kaybına uÄŸramaya devam ediyor. Öyle anlaşılıyor ki partiyi yönetenler, bu gidiÅŸattan hiç de mutsuz deÄŸiller... 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.