Murat Bardakçı: Haçlılar, az kalsın Hazreti Muhammed’in naaşını çalıp Avrupa’ya götüreceklerdi!

Oruçlu olan okuyucuya bir anlığına da olsa hoÅŸ vakit geçirtebilmek maksadıyla Ramazan boyunca Pazar günleri tarihî konularda ve özellikle de din ile alâkalı tarihî bahislerde birÅŸeyler yazmak doÄŸru olur diye düÅŸünürüm…

Bugün böyle yapacak ve Ä°slâm Tarihi’nde az bilinen bir hadiseye, Hazreti Muhammed’in mübarek naaşının bundan beÅŸ asır önce karşı karşıya kaldığı tehdide ve bu tehdidi ortadan kaldırmış olmamıza temas edeceÄŸim…

Kutsal topraklar 16. yüzyılda büyük bir tehlike atlatmış ve Portekizli bir amiral, Medine’ye girerek Hazreti Muhammed’in kabrini Avrupa’ya kaçırmaya kalkışmıştı!

Osmanlı BeyliÄŸi’nin yeni kurulmuÅŸ olduÄŸu 14. asrın ilk yıllarında, Ä°slâm’ın kutsal topraklarına merkezi Kahire olan ve Haçlılar’ı OrtadoÄŸu’dan atan güçlü Memlük devleti hakimdi. Memlükler kuvvetli bir kara ordusuna sahip olmalarına raÄŸmen, denizcilikte zayıf kalmışlardı.

DoÄŸu’ya uzanan ticaret yollarını ellerine geçirmeye çalışan Portekizliler, Memlükler’in denizcilikteki bu zaafından istifade ederek Arabistan Yarımadası’nda stratejik mevkiler elde etmeyi baÅŸardılar. Portekizli komutan Alfonso d’Albuquerque, 1513’te daha da ileri giderek Hazreti Muhammed’in Medine’deki mezarını Hristiyan topraklarına kaçırmak gibi hain ve sinsi bir plân kurdu. d’Albuquerque’in gerekçesi, Memlükler’in Kudüs’teki kutsal yerleri ziyaret eden Hristiyanlar’dan vergi almalarıydı.

Ama, Yavuz Sultan Selim’in Mercidabık ve Reydaniye muharebelerinin ardından Memlükler’i tarih sahnesinden silmesi ve Osmanlılar’ın OrtadoÄŸu ile kutsal topraklara hakim olmaları bu plânı bozdu.

Portekizliler 15. yüzyılın sonlarında Ümit Burnu’nu dolaÅŸarak Hint Okyanusu’na ulaÅŸmış ve gözlerini Arabistan’a dikmiÅŸlerdi. Memlük Devleti, Cidde’ye çıkan ve hattâ Mekke ile Medine’yi bile tehdit eden Portekizliler’in ilerleyiÅŸini bir türlü durduramıyordu.

Hint Okyanusu’ndaki Portekiz donanmasının kumandanı olan Alfonso d’Albuquerque, cür’etli plânını iÅŸte bu sırada hazırladı. Niyeti sadece Peygamber’in kabrini çalmak deÄŸil, Ä°slâm’ın kutsal topraklarını Müslümanlar’ın elinden almak ve Müslümanlar’ın tamamını o topraklardan sürmekti.

DOKTORA TEZÄ°NDE ANLATILANLAR…

d’Albuquerque’in plânı, Muhammed Yakub Mughul’un doktora tezi olan ve 1974’te Prof. Halil Ä°nalcık’ın sunuÅŸ yazısı ile yayınlanan “Kanuni Devri: Osmanlılar’ın Hint Okyanusu Politikası ve Osmanlı-Hint Müslümanları Münasebetleri. 1517-1538” isimli eserinde ÅŸöyle anlatılır:

“…Hindistan’daki Portekiz sömürgelerini muhafaza etmek ve kuvvetlendirmek için baÅŸka bölgeler iÅŸgal edilecek, denizlere hâkim olmak maksadıyla Hürmüz BoÄŸazı elde tutulacak, Kızıldeniz’de hakimiyet kurmak amacıyla Aden’e girilecekti. Nil Nehri’ne yeni kanallar açılarak sulun yolu deÄŸiÅŸtirilecek, böylelikle Mısır’a büyük zararlar verilecek ama çok daha önemlisi, Hazreti Muhammed’in Medine’deki mezarı kaçırılıp bir Hıristiyan memlekete götürülecekti.

Portekizli komutan, plânını tatbik için 1513’te harekete geçti, birçok Müslüman toprağını iÅŸgal etti ve amacına ulaÅŸmasına Osmanlılar engel oldular. Yavuz Sultan Selim’in başında bulunduÄŸu Osmanlı ordusuyla Memlükler arasında 1516’nın 2 AÄŸustos günü Halep yakınlarındaki Mercidabık bölgesinde yaÅŸanan savaÅŸ Osmanlı tarafının galibiyetiyle bitince Mısır ve Suriye Yavuz’un eline geçti, Ä°slam'ın kutsal toprakları da kısa bir zaman sonra yine Osmanlılar’ın kontrolü altına girdi.

Bu geliÅŸmeler, Hindistan’a uzanan ticaret yollarının önemli bir bölümünün Osmanlılar tarafından hakimiyet altına alınması demekti. Arabistan Yarımadası’ndaki Portekiz ilerlemesi de böylelikle durduruldu, Hindistan’dan Avrupa’ya yapılan mal akışı Türkiye üzerinden sürdürülür oldu ve Alfonso d’Albuquerque’in korkunç plânı da bir hayal olarak kaldı”.

Bundan beÅŸ asır önce atlattığımız tehlikenin büyüklüÄŸüne bakın!

Hazreti peygamberin cenazesini çalma plânları yapan Portekizli Amiral Alfonso d’Albuquerque.

 

Medine, 20. yüzyılın baÅŸlarında böyle idi…

 

 

Medine, 20. yüzyılın baÅŸlarında böyle idi…