Zengin komÅŸu, artık belirli bir güce kavuÅŸan genç tâcir karşısında izleme aÅŸamasını bırakıp, tedbir aÅŸamasına geçer; öncelikle, hissettirmeden piyasadaki gücünü kullanarak, tanıdıklarını devreye sokarak, fazla göze batmayan bellirli-belirsiz, tecrübeli bir tâcirin bilebileceÄŸi piyasa koÅŸullarının gizli deÄŸiÅŸkenlerini yönlendirmeye çalışır. Ä°lk anda sonuç elde etse de, kısa süre sonra genç tâcir, mevcut durumu gözden geçirerek, karşı-tedbirler alır ve iÅŸleri tekrar yoluna sokar. Gölge yöntemlerle sonuç alamadığını gören yaÅŸlı tâcir, genç adama karşı doÄŸrudan cephe açar; siyasî iliÅŸkilerini devreye sokar, ahlâkî olmayan yöntemlere baÅŸvurur, bir tür yok-etme stratejisi güder; ancak attığı her adım sonunda ticarî ortamda yıllarca süren bir emekle elde ettiÄŸi yerini, imajını, dostlarını kaybetmeye baÅŸlar. Yakın çevresi, ticaretin ancak ticarî yöntemlerle yapılabileceÄŸini, genç adamın yolunu kesmek istiyorsa, ticarî piyasanın içerisinde yeni yol ve yordamlar geliÅŸtirerek, kullanılan mevcut yöntemleri aÅŸarak, ticaretini yaptığı malların niteliÄŸini artırarak, ücreti düÅŸürerek, nitelikli hizmet vererek, kısaca baÅŸkasını yok ederek deÄŸil, kendi varlığının kalitesini artırarak baÅŸarılı olabileceÄŸini telkin ederler. Dostlarından gelen tüm bu uyarı ve telkinlere karşın yaÅŸlı tâcir sertleÅŸtikçe sertleÅŸir; bir süre sonra komÅŸusuna yönelik davranışlarında akıl ve ahlak sınırlarının dışına çıkar; en sonunda tüm maddî varlığıyla birlikte, kendi ÅŸehrinin ticaret ortamındaki saygınlığını da kaybeder.
YaÅŸlı tâcirin amacı artık yalnızca ticaretteki bir rakibini alt etmekten öte bir anlam taşımaya baÅŸlar. Bu süreçte başına gelen tüm sorunlardan, kendi neden olmasına karşın, genç komÅŸusunu sorumlu tuttuÄŸundan, rekabet hissi, kin, nefret, intikam ve hatta yok-etme hissine dönüÅŸür. Bu his için kendisi yanında ailesinin ve içinde soluklandığı ticarî düzenin varlığını bile tehlikeye atar. Daha da ileri gider ve genç komÅŸusunun aleyhinde baÅŸka ÅŸehirlerdeki ve ülkelerdeki ticarî ortamlarda kulislerde bulunur. Bir süre sonra bu faaliyetler yaÅŸadığı ÅŸehrin ve ülkenin ticarî hayatına zarar verecek bir renk kazanır. En sonunda, hem içeride hem de dışarıda güvenirliliÄŸini yitiren yaÅŸlı kurt, kendi kayıplarını düÅŸünmekten daha çok, uÄŸruna her ÅŸeyini yitirdiÄŸi; ailesine ve yaÅŸadığı ÅŸehre zarar verdiÄŸi, genç komÅŸusunun varlığını mahvetmeye kast eder. Ama nasıl?
Bu soruyu kendi kendine sorduÄŸu günü takip eden bir hafta içinde yaÅŸlı tâcir tamamen deÄŸiÅŸir; baÅŸta genç komÅŸusu olmak üzere, tüm çevreye âdeta eski sorunundan eser kalmadığını, hayatında yeni bir sayfa açtığını hissettirecek biçimde davranır. Hafta sonunda tüm ailesinin, baÅŸta genç komÅŸusu olmak üzere ticaret erbabının ve siyasî otoritenin mensuplarının hazır bulunduÄŸu bir ziyafet verir ve ertesi gün, hafta başında, sabahleyin büyük bir ticaret kervanıyla uzak bir ülkeye doÄŸru yola çıkacağını, yokluÄŸunda arkadaki iÅŸlerini büyük oÄŸlunun idare edeceÄŸini bildirir. Ve büyük bir ihtiÅŸamla yola çıkar; gözden kaybolur.
YaÅŸlı tâcir ve kervanı yola çıktıktan üç gün sonra uÅŸağı güvenlik güçlerine baÅŸvurarak, efendisinin yokluÄŸunda iÅŸlerini üstlenecek büyük oÄŸlunun gittiÄŸi günden beri kayıp olduÄŸunu bildirir. Yapılan inceleme ve araÅŸtırma sonucunda ceset, komÅŸu genç tacirin evinin mahzeninde gömülü olarak bulunur. Genç tâcirin, babasının yokluÄŸunda iÅŸlerini yürütecek yeni rakibini ortadan kaldırdığına hükmedilir; tüm birikimine el konulur ve ömür boyu hapse mahkum edilir.
Aradan uzun bir zaman geçer. YaÅŸlı tâcir gittiÄŸi ülkeden geri dönmez; kendisinden de bir daha haber alınamaz; kendisinin ve genç tacirin aileleri dağılır. Bu süre içinde, hem eski bir tacirin piyasadan çekilmesi; hem genç baÅŸarılı bir tacirin öldürme suçuyla hapse atılması hem de bu çatışma sırasındaki davranışlar ve sonuçlar tüm bir ÅŸehrin zan altında kalmasına ve o dönemdeki ticaret ağının içinden düÅŸmesine neden olur. Olanlar tam da unutulmaya yüz tutmuÅŸken, yaÅŸlı tâcirin çok güvendiÄŸi, yıllardır yanına hizmet etmiÅŸ uÅŸağı vicdan azabına dayanamaz; kadıya gidip eski yaÅŸlı efendisinin, genç tâcir komÅŸusunu mahvetmek için oÄŸlunu nasıl öldürüp kendisinin yardımıyla, ziyafet verildiÄŸi gece herkes yorgunken, evinin mahzenine gömüldüÄŸünü anlatır. Hakikat ortaya çıkar ama her ÅŸey için artık çok geç kalınmıştır; hiçbir ÅŸey eskisi gibi olmaz. Bu olay ve sonucu da bir masal halinde kuÅŸaklar arasında aktarılıp durur; kimi ibret alır kendine çeki-düzen verir, kimi ise kuvvet alır; bu hileyi kendi çağının koÅŸullarına göre tadil edip kullanmaya devam eder. Ama her halükârda "hırsı için kendi öz-çocuÄŸunu öldürüp komÅŸusunun bahçesine atmak" deyiÅŸi zihinlere kazınır.
Bu uzun hikâye bin kitaba eÅŸdeÄŸer Kelile ve Dimne'den, hafızamdaki mevcut halinden, oldukça tadil edilerek ve yeniden kurgulanarak yazılmıştır. BaÅŸarısı için kendi varlığının kalitesini artıracağına, her türlü yol ve yordamı kullanarak baÅŸkasını yok etmeye çalışan günümüz Türkiye'sinin siyasî, ilmî, iktisadî her sahadaki oyuncularına, özellikle siyaset alanında olup bitenlere dikkat çekmek amaçlanmıştır. Yalnızca kendisine deÄŸil, Bu Ülke'ye zarar vermek pahasına takip edilen davranış biçimlerinin "kendi çocuklarını öldürüp mahvetmek için komÅŸusunun bahçesine atmaya" doÄŸru evrildiÄŸi açıktır. Sınır tanımayan kiÅŸisel hırsların ne denli tehlikeli olabileceÄŸini anlatmak için Ä°kinci Viyana KuÅŸatması ya da Balkan SavaÅŸları gibi tecrübeleri bilmeyen tarihsizlere belki bir hikâye uyarıcı olabilir. Yine de kendi varlığını baÅŸkalarının yokluÄŸuna baÄŸlı görenler için yapılabilecek fazla bir ÅŸey yoktur. Unutulmamalıdır ki bir sürü, yığın olmaktan çıkıp millet olmak, kiÅŸiye acı gelse de, toplumsal maslahatı, kiÅŸisel menfaate tercih etmekle baÅŸlar.
Anlayış Dergisi
(Sayı 73)
Haziran 2009
Henüz yorum yapılmamış.