Güncel
Özlem Albayrak: Bir çocuğun Alman vatandaşı olmak istemesini neden bu kadar yadırgadığımızı da anlamak zor doğrusu
Follow @dusuncemektebi2
Özlem Albayrak- Yeni Şafak
Üstünden geçti, ama bu da zamansız konularımızdan biri olduÄŸu için yazmakta geç kalmış sayılmam. 23 Nisan’da kendisine akademik hayalini soran sunucuya “Köln Üniversitesi’nde okuyup, Alman vatandaşı olmak istiyorum” diyen DarüÅŸÅŸafaka öÄŸrencisi kız çocuÄŸundan bahsediyorum. Masumca söylenen bu hayal, ilkin herkesi çok ÅŸaşırttı. Daha sonra ise, bazısı bunu, “siyasal iktidar Türkiye’yi mahvetti, zeki ve baÅŸarılı çocuklar bu ülke için bir ÅŸeyler yapma hevesini kaybetmiÅŸ durumdalar, tüm hayallerini ülkeden kaçmak üzerine kuruyorlar” ÅŸeklindeki o bildik AK Parti karşıtlığına malzeme etti. Bir kısım ise minik öÄŸrencinin sözlerini “Çocuk da haklı, ilericiyiz Atatürkçüyüz diyen partinin üyelerinin bir kısmı Türkiye’nin Ermeni Soykırımı yaptığını ima ederken, bir kısmı da teröristleri övüyor. Kaçmak isteyecek tabi ülkeden” ÅŸeklindeki CHP karşıtlığına tevil etti.
Bu yaklaşımların ikisi de yanlış, zira sözkonusu durum gündelik siyasetle deÄŸil, kökü mazide olan derin bir aÅŸağılık kompleksiyle ilgili.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında çerçevelenen, sınırları Atatürk ilkeleriyle belirlenen modern Türkiye ideolojisinde Osmanlı, redd-i miras edilir, Araplar Türkleri arkadan vuran hainler olarak bellenir, eski yazı yerine Latin harfleri konulur, sosyal yaÅŸamda ise geleneksele karşı modernizm tashih edilir. Aynı ideolojiye göre “muasır medeniyetler”in adresi olarak Batı bir hedef ve idealdir, Türkiye’nin temel ülküsüdür, ama bu ideolojideki Batı medeniyeti vurgusu asla “aÅŸağılık kompleksi” seviyesinde, kendine düÅŸman olmaya giden bir hayranlığa varmaz. Zira Atatürk’ün kurmak istediÄŸinin “özgür ve bağımsız bir Türkiye” olduÄŸu; eÄŸitimli, aydın, modern ama aynı zamanda kiÅŸilikli bireyler yetiÅŸtirilmesi gereÄŸi tüm metin ve konuÅŸmalarında açıktır. Bu yüzden, -o kıssada anlatıldığı gibi- Türk milletine “uÅŸaklığı” yakıştırmaz Mustafa Kemal; bu yüzden kimlik çimentosunu Türk ırkı üzerinden karmaya çalışır, kurduÄŸu siyasi partinin altı okundan birini de “milliyetçilik” olarak belirler, bu ideolojinin öÄŸretisine göre Türk boyun eÄŸmezdir, vesair…
Gelgelelim, teoride mükemmel olan pratikte çuvalladı; Araplara düÅŸmanlık, Osmanlı bakiyesini inkâr konusunda bir sıkıntı yaÅŸanmadı; ama ne olduysa oldu Batı’yı örnek alma iÅŸi biraz abartıldı; hayranlığın bile ötesine geçildi, hatta bazılarında vahamet noktasına varıldı. Bir vakitte, The Guardian’da çıkan bir haberi, hesabını mentionlayarak eleÅŸtirdiÄŸim için bana diÅŸ gösteren, dahası saldıran bir sosyal medya kullanıcısı kadının The Guardian’ın sözkonusu tweetinin altına yazdığı yorumu hiç unutmuyorum, mealen “bakın Özlem Albayrak’a nasıl cevap verdim, belki bana bir ödül vermeyi düÅŸünürsünüz” ÅŸeklinde bir anlam çıkıyordu. OkuduÄŸumda kulaklarıma dek kızardığımı, satırlara sinmiÅŸ fino köpeÄŸi performansından dolayı o kiÅŸinin yerine bizzat utandığımı hatırlıyorum.
Elbette bu örnek herkesi kapsamıyor ama bazılarının kompleksinin vardığı noktayı göstermesi açısından da çok acı. Bilirsiniz, hele de Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri ve ABD karşısında genellikle derin bir hayranlık duyulur, Türkiye’nin geri kalmış olduÄŸu düÅŸünülür, bazıları DoÄŸuya dair ne varsa toptan nefret eder, hatta bunlardan bir kısmı kendi milletinden tiksinir. Ama “beyaz kibri iÅŸte” deyip geçmek için fazla karmaşık bir meseledir bu, zira AK Parti iktidarı baÅŸladıktan sonra aynı imkânlarla tanışmaya baÅŸlayan muahafazakar, dindar ailelerin çocuklarının da aynı imtihanı baÅŸarıyla geçebildiklerini söylemek zor. Elbette bu yeni kuÅŸakların, DoÄŸuya dair ne varsa hepsinden nefret ettiÄŸini söyleyemeyiz; yeni kuÅŸakların beyaz Türklerle ayrıştıkları noktalar ve kesiÅŸim kümeleri var; ama sonuçta Batı karşısındaki o eski ve derin aÅŸağılık kompleksinin hâlâ yer yer sürdüÄŸünü sanırım gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz...
Durum buyken, bu sarmal böyle sürüp giderken, 23 Nisan’da ekrana çıkan bir çocuÄŸun Almanya’da okuyup Alman vatandaşı olmak istemesini neden bu kadar yadırgadığımızı da anlamak zor doÄŸrusu. Sırf istediÄŸi hükümet iÅŸbaşında olmayınca, “defolup gideceÄŸim bu berbat ülkeden” diye karalar baÄŸlayan da; seçimlerden istediÄŸi sonuçlar çıkmayınca milyonlarca seçmene “aptal”, “koyun” diyen de, aramızda olan insanlar deÄŸil mi?
Küçük öÄŸrencinin masum hayalleri mi bizim bu kadar kalbimizi kıran; yoksa kof bir milliyetçilikle bayram kutlayan, ÅŸekilci büyüklerinin yüzüne hiç farkında olmadan ayna tutması mı, bilemedim.
Sonuç; AK Parti, 17 yıllık kısa sayılabilecek siyasi ömrüne onlarca yıldır süregelen kemikleÅŸmiÅŸ hataları düzeltmeyi sığdırabilen bir fenomen; ama milli eÄŸitimde beklentinin altında kaldığı herkesin teslim ettiÄŸi bir gerçek. Ondan bile daha önemlisi çocukların/gençlerin ülkesine inanç ve güven duymaya baÅŸlaması da saÄŸlanamadı maalesef. AÅŸağılık kompleksi nasıl gelmiÅŸse öyle gidiyor…
Henüz yorum yapılmamış.