Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Cahit Zarifoğlu'ndan Ramazan: Allah'ın rahmetinin erişmeyeceği bir yer mi biliyorlar?

Kur’an’ın emrettiği hakikatleri, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bir devlet memuru olup cami kürsülerinden cemaate açıkça söyleyebilen onun gibi kaç kişi var? Cihadı, takvayı, zulmü küfrü, devleti, imanı, sorumluluğu günümüzün şartları ve hadiseleriyle ele alarak söyleyebilen kaç kişi var? Müslümanın nasıl olması gerektiğini söyleyebilen kaç imamımız, kaç müftümüz var? Rahmi Hoca kürsüsünden bir defasında şöyle haykırıyordu:



“-Hocam çok ileri gidiyorsun, dikkat et, seni oradan oraya sürerler diyorlar bana. Söylesinler bakalım nereye sürecekler? Söyleyin nereye sürecekler? Allah'ın rahmetinin eriÅŸmeyeceÄŸi bir yer mi biliyorlar?”
 
Bu ne güzel korkusuzluk. CHP iktidara gelir gelmez, kendisine kalıtım yoluyla kurucu atalarından geçmiÅŸ Ä°slâm düÅŸmanlığı gereÄŸi, davar boÄŸazlar gibi mescid kapatmaya baÅŸlar. Bazı resmi dairelerde her nasılsa kapatılmamış mescidler vardır. Bakıyorsunuz bunlara, cemaatleri yarıdan ziyade azalmış. Hadi diyorsunuz bunların bir kısmı, kendilerini eski idarecilere beÄŸendirmek için, namazı istismar eden münafıklardı. Ya peki namazı Allah rızası için kılanlara n’oldu dersiniz. Namazı, takip edilmek, tekdir edilmek, sürülmek endiÅŸeleriyle, bir takım rızık endiÅŸeleriyle bırakmadılarsa, söyleyin niçin bıraktılar? Sırf Müslümandır diye sürülmenin, eza çekmenin ÅŸerefinden ve ecrinden mi kaçarlar?
 
Hepimiz oruç tutarken, kedi demin oruç yiyordu
 
Rahmi Hoca bu Ramazan'da bir camide konuÅŸabiliyor mu acaba? CHP hükümeti devlet dairelerindeki mescidlerin derhal kapatılması için seri genelgeler yayınlarken, kapatılan mescidlerdeki Ä°slâmî eserler ardiyelere konurken çirkin ve zavallı bir suskunluk içinde kılları bile kıpırdamayan Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı ve avânesi Rahmi Hoca’yı aktif vaizlik görevinden alarak, mahut “Ä°rÅŸat heyeti”ne atadılar. Yani aÄŸaların keyfi gelinceye kadar aÄŸzını açmadan bir köÅŸede oturmaya tayin ettiler.
 
Ama Rahmi Hoca bu! Biliyorum, o, yüzlerine hakikati söylediÄŸi yüzlerce kafanın karşısındadır. Daha doÄŸrusu hakikati duymak isteyenler kulaklarını götürüp onun aÄŸzının önüne koymaktadırlar.
 
Yazımızın başına dönmek istiyorum.
 
GeçmiÅŸ Ramazanlardan birinde, bir camide Rahmi Hoca vaaz ederken bir ara ÅŸunları söylemiÅŸti:
 
-Çocuk, evlerindeki kediyi pataklamaya baÅŸlamış. Baba, “OÄŸlum” demiÅŸ, “kediyi niçin dövüyorsun?” Çocuk, “Babacığım, hepimiz oruç tutarken, kedi demin oruç yiyordu, o sebeble cezalandırıyorum” demiÅŸ. Baba çocuÄŸun başını okÅŸayarak hoÅŸnutluÄŸunu belli etmiÅŸ, çocuÄŸun hassasiyetini ve dikkatini tebrik etmiÅŸ ve ÅŸunları söylemiÅŸ: “Yavrum, kediyi bırak zira hayvanlar oruç tutmaz”.
 
Cemaatte gülüÅŸmeler oldu. Ama birkaç saniye sürdü bu. Aslında hepimiz, yüzlerce insan iliklerimize kadar ürperdik. Hidayet nasib ve nasibsizlik hadiseleri karşısında büyük aczimizi idrak ettik. Kuru öfkeyi bıraktık, tefekkür ettik. Merhamet, yumuÅŸaklık ve tebliÄŸ arzuları duyduk.
 
Cahit ZarifoÄŸlu, Bir DeÄŸirmendir DeÄŸirmendir Bu Dünya

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.