Özel / Analiz Haber
Mehmet Akif: Yâ Rab, şu muazzam Ramazan hürmetine
Yâ Rab, ÅŸu muazzam Ramazan hürmetine,
Kaldır aradan vahdete hâil ne ise;
Yâ Râb, ÅŸu asırlarca süren tefrikadan
Artık ezilip düÅŸmesin ümmet ye’se.
Mâdâm ki verdin bize bir rûh-i nevin...
Yâ Râb, daha bir nefha-i te’yîd insin!
8 Eylül 1910
Akif'ten Ramazan Kıssası
Ramazan mollasının biri köylüye, geceleri teravih kıldırmış; gündüzleri de Mızraklı, Kırk Sual, Kara Davud gibi yaşını başını çoktan almış eserlerden vaz etmiÅŸ. Lakin bayram gelince heybesini iÅŸlemeli çamaşırlarla, kesesini fitrelerle, zekatlarla doldurmak ÅŸöyle dursun, cemaatin fukara-yı ÅŸakirin kısmı yalnız adamcağızın selametine dua, aÄŸniya-yı sabirin zümresi ise sadece kendilerini duadan unutmamasını ricada bulunmuÅŸ. Belanın büyüÄŸüne bakın ki biçare molla o aralık heybesini de çaldırmış. Åžu bir ay süren geceli gündüzlü ibadatın nezd-i Bari'de teraküm etmiÅŸ ecrini alabilmek için kıyameti beklemeye deÄŸil a, gelecek üç ayların vüruduna kadar pineklemeye bile tahammülü olmayan mollacağız bu saygı yoksulu cemaatten öfkesini almak istemiÅŸ: 'Ey köylü dayılar! Beni bütün ramazan çalıştırdınız; bu gün on para vermedikten baÅŸka heybemi de çaldınız. Lakin ettiÄŸiniz yanınıza kaldı zannetmeyiniz. Ben Kadir gecesi teravih kıldırırken size ayeti mahsus yanlış okudum.' demiÅŸ. Köylüler hep bir ağızdan: 'Hoca düÅŸündüÄŸün ÅŸeye bak! Sen bize ayeti yanlış okudunsa, biz de namaza abdestsiz durduk!' cevabını vermiÅŸ.
Henüz yorum yapılmamış.