Güncel
Hayrettin Karaman: Şimdi de Sisi’nin kandırdığı yalancı Trump, İhvan’ı terörist ilan etmeye hazırlanıyormuş
Follow @dusuncemektebi2
Hayrettin Karaman- Yeni Åžafak
Ä°srail ile iÅŸbirliÄŸi yapıp Filistin’i Ä°srail’e vermek, ABD ve Ä°srail’in baÅŸta OrtadoÄŸu olmak üzere Ä°slam dünyası için öngördüÄŸü planın gerçekleÅŸmesine hadim olmak, zalim planlarına engel olanları en feci usullerle katletmek, iÅŸkenceye tabi tutmak, suikastlar planlamak üzere birleÅŸmiÅŸ olan Mısır, Körfez ülkeleri, Suudi Arabistan, Esed’in Suriyesi, Müslüman KardeÅŸler örgütünü (Ä°hvan’ı) ve Dünya Müslüman Âlimler BirliÄŸini teröristler listesine aldılar. Dünkü yazımda zikretmiÅŸtim; ÅŸimdi de Sisi’nin kandırdığı yalancı Trump, Ä°hvan’ı terörist ilan etmeye hazırlanıyormuÅŸ.
Peki niçin? Bu Ä°hvan ve Dünya Müslüman Âlimler BirliÄŸi’ni niçin yok etmek istiyorlar? Devamlı reklamını yaptıkları, koruyucu rolü üstlendikleri insan hakları ve demokrasi çerçevesinde Mısır’da iktidara gelen Ä°hvan’ı niçin askeri bir darbe ile iktidardan düÅŸürdüler ve bu zalim darbeciye destek veriyorlar?
Müslüman KardeÅŸler meÅŸru bir seçimle kazandıkları iktidarda kalsalardı bundan hem Filistin davası kazançlı çıkacak, hem de Ä°slam ülkeleri arası iliÅŸkilerde çıkar ve liderlik yarışının, oyuna gelerek birbirini çelmelemenin yerini kardeÅŸlik, birlik ve dayanışma alacaktı.
Ellerindeki güçlü yayın ve algı oluÅŸturma araçlarını kullandılar, sonuçta bütün dünyada “siyasi veya radikal Ä°slam” denince ilk akla gelen (daha doÄŸrusu yoÄŸun çabalar sonucu akla getirilen) cemaat Ä°hvan oldu. Halbuki bu bilgi ve imaj kirliliÄŸinin etkisinden kurtulanlar bilirler ki, Ä°hvan hem terörist deÄŸildir, hem de siyasi sistem olarak bir çeÅŸit “Ä°slami demokrasi”yi savunmaktadır. Åžu halde onların etrafında koparılan sun’i fırtınanın asıl sebebi ABD-Ä°srail menfaatlerinin riske girmesinden ibarettir.
Taha Kılınç’ın ifadesiyle “Müslüman KardeÅŸler TeÅŸkilâtı, sadece sohbetlerle yetinen bir yapı deÄŸildi; siyasi ve askeri hedefleri de vardı. TeÅŸkilâta sembol olarak seçilen kompozisyondaki kitap ve kılıç birlikteliÄŸi, bu temel felsefeyi de özetliyordu. Ancak Hasan el Bennâ, bu siyasi ve askeri hedeflerin, toplumun geneli Ä°slâm’a sımsıkı sarıldığı takdirde ve zaman içinde kendiliÄŸinden gerçekleÅŸeceÄŸine inandığından, öncelik halkın eÄŸitilmesine verilmiÅŸti.”
Ben de geçmiÅŸte bir yazımda baÅŸtan beri Ä°hvan’ın ÅŸiddete uzak durduÄŸunu, bir ara “meÅŸru müdafaa mecburiyeti hâsıl olursa diye bir hazırlık yapılması düÅŸünüldüÄŸünü”, ancak fiilde, amaca eÄŸitim, ikna ve demokrasi aracılığı ile ulaşılmanın ilkeleri olduÄŸunu ifade etmiÅŸtim.
Geçen yılın Mart ayında Ä°hvan’ın sözcüsü Cihad el-Haddad’ın hapishaneden yazdığı ve Timetürk’te yayınlanmış olan, benim de inandırıcı bulduÄŸum bir mektubunun önemli bölümlerini daha önce bir yazımda vermiÅŸtim. ABD’nin Ä°hvan’ı terörist ilan etmeye hazırlandığı ÅŸu günlerde bu mektubu bir daha okumamız gerekiyor:
«...Üç yıldan fazladır tutuklu bulunduÄŸum, Mısır’ın en kötü hapishanesindeki tek kiÅŸilik hücrenin karanlığından yazıyorum. Ömrümü adadığım Müslüman KardeÅŸler (Ä°hvan) hakkında ABD’de terör suçlamasıyla soruÅŸturma açılması nedeniyle kendimi bu yazıyı kaleme almak zorunda hissettim. Biz terörist deÄŸiliz. Müslüman KardeÅŸler’in felsefesi ilhamını sosyal adalet, eÅŸitlik ve hukukun üstünlüÄŸünü vurgulayan bir Ä°slam anlayışından alır. Ä°hvan, kurulduÄŸu 1928’den bu yana iki ÅŸekilde yaÅŸamıştır: DüÅŸmanca bir siyasi muhitte saÄŸ kalmak ve toplumun ötekileÅŸtirilmiÅŸ kesimlerini ayaÄŸa kaldırmak. Hal böyleyken, hakkımızda yazılmakta, konuÅŸulmakta ve fakat bize nadiren kulak verilmektedir. Sözlerimin bu ruhla anlaşılmasını ümit ederim.
Biz ahlaken muhafazakârlar, kaynaklarını kamu hizmetine adamış, sosyal bilinci olan 90 yıllık bir taban hareketiyiz. Fikrimiz basittir: Ä°nanç, eyleme tahvil olmalıdır. Yani inancın testi, baÅŸkalarının hayatında gerçekleÅŸtirmeyi istediÄŸiniz iyiliktir ve bir milleti kalkındırmanın, gençlerinin özlemlerini karşılamanın ve dünya ile yapıcı bir iliÅŸki kurmanın tek yolu insanların birlikte çalışmasıdır. ÇoÄŸulculuk ve kuÅŸatıcılığın inancımızın doÄŸasında bulunduÄŸuna inanıyoruz. Kimsenin ilahi yetkileri veya tek bir toplum vizyonu dayatma yetkisi yoktur. KurulduÄŸumuz günden bu yana halkın günlük ihtiyaçlarını karşılamak için ülkemizin kurumlarıyla siyasi ve toplumsal iliÅŸkiler tesis ettik. Mısır’da Hüsnü Mübarek döneminde en çok zulme uÄŸrayan grup olmamıza raÄŸmen kimi zaman diÄŸer siyasi oluÅŸumlarla koalisyon kurarak kimi zaman bağımsız olarak mecliste varlık göstermemiz, hukukta deÄŸiÅŸim ve reforma baÄŸlılığımızın delilidir. Åžahsiyetsiz partilerle dolu bir çevrede güçlüye hakikati haykırdık. Ä°ktidarı Mübarek’in oÄŸluna teslim etme planlarına karşı demokrasi yanlısı bağımsız örgütlerle çalıştık. GeniÅŸ bir yelpazeye dağılmış sendika ve iÅŸçi örgütleriyle de iÅŸbirliÄŸine gittik. Mısır’ın yeni doÄŸmuÅŸ demokrasisinin ilk yılında, demokratik yönetimi daha ileriye taşımak amacıyla kendimizi devlet kurumlarını reforma vakfettik. Bu kurumlardaki sertlik yanlılarından göreceÄŸimiz tepkinin çapından habersizdik. Devletteki yolsuzluÄŸun üstesinden gelmek için yeterli araçlarımız yoktu. Sokaklardaki protestoları göz ardı ederek hükümet üzerinden reformlar yürüttük. Hataya düÅŸtük. DüÅŸtüÄŸümüz hatalara dair ÅŸu ana dek çok sayıda kitap yazıldığından eminim, fakat insaflı bir tahlil, güç kullanımına esaslı bir muhalefet sergilediÄŸimizi gösterecektir. Kusurlarımız çoksa da içlerinde ÅŸiddet yok. Benzersiz bir devlet ÅŸiddetine karşın barışçıl direniÅŸ üzerindeki ısrarımız, ÅŸiddet karşıtlığına yönelik tartışmasız baÄŸlılığımız hakkında çok ÅŸey anlatır...
Åžiddet gruplarını, Müslüman KardeÅŸler’in doÄŸurduÄŸunu veya onların “ÅŸubelerimiz” olduÄŸunu duyuyoruz. Bu, çılgınca bir saptırmadır. Bilakis ÅŸiddeti seçerek Müslüman KardeÅŸler’den kopanlar bizim felsefemizde, toplum vizyonumuzda ve hareketimizde bu aşırılığa bir yol bulamadıkları için bunu yaptılar. Bu aşırıların hepsi deÄŸilse de ezici bir çoÄŸunluÄŸu bizi mürted (dinden dönmüÅŸ) olarak veya siyasi saflık içinde görmektedir... Geriye dönüp baktığımda, siyasi manevraların hizmet etmek için yaÅŸadığımız halk ile aramızda mesafe oluÅŸturmasından dolayı üzüntü duyuyorum ki Arap Baharı’ndan çıkarılmış acılı bir derstir bu. Siyasi yol kazalarımızı da kabul ediyoruz, fakat toplumsal müzakereyi savunanların hapse atılıp ardından asılsız suçlamalara maruz kalması akıl almaz, basiretsiz ve ürkütücü bir emsal teÅŸkil etmektedir.»
(Pazar günü D.M. Âlimler BirliÄŸi ile devam edelim inÅŸaallah).
Henüz yorum yapılmamış.