Sosyal Medya

Yıldız Ramazanoğlu- Güvercin Hırsızları

Yıldız Ramazanoğlu- Karar



Ahmet Uluçay ve Halil Kantarcı anısına… 
 
Ä°ki güzel insana ithaf edilen filmin açılış sahnesinde Anadolu tenhalığı içinde bir çocuk kuÅŸ uçuruyor. Onaltı yaÅŸlarındaki Mahmut’un dedesiyle tanışıyoruz sonra. Evin etrafı oldukça çorak. Dedenin toprağı belleyecek gücü olmadığından, torun da hayta bir güvercin meftunu olup enerjisini kuÅŸ beslemeye, uçurmaya, çalmaya harcadığından, baÄŸ bahçe yok. Güvercin Hırsızları (2018) Osman Nail DoÄŸan’ın ilk uzun metraj filmi. Yönetmen kimi filmlerdeki gibi taÅŸraya can sıkıcı kaçılası bir yer olarak bakmayıp Anadolu’nun kendine özgü derinliÄŸine sırlarına odaklanan bir film çekmiÅŸ. Yozgat’ta çekilen filmin iç sesini inceden yükselen bir bozlak olarak dinlemek de mümkün. Zaten müziÄŸi yapan Ali Saran da yaÅŸamın akışındaki ritme müdahil olmadan, filmin yalınlığına sadeliÄŸine bir küçük sızı katmakla yetinerek güzel bir iÅŸ çıkarmış. Yönetmen daha önce deneyimi olmayan oyunculara yer verdiÄŸini, olayın gerçek yaÅŸamdan alındığını söylüyor ki, gerçekliÄŸin doÄŸasını bozmadan inceden kurgulaması yeterli olmuÅŸ gerçekten. Ä°lk eser çocukluÄŸun güçlü izleriyle, o büyülü hazine sandığını açmakla baÅŸlar ilkesi burada da geçerli.    
 
***
 
Baba ve annesine ne olduÄŸunu bilmediÄŸimiz Mahmut dedesiyle yaşıyor. YaÅŸlı dedenin hükmü “baÅŸka yapacak iÅŸin yok, kuÅŸ peÅŸinde gezersin, Allah hayırlısını versin” diyecek kadar geçiyor ergenliÄŸe adım atmış torununa. Mahmut büyük bir tutkuyla kuÅŸ peÅŸinde koÅŸan koca koca adamların dünyasına çoktan girmiÅŸ bile. Akıl almaz fahiÅŸ fiyatlara alınıp satılan kuÅŸlar, gizli bir kumarı çaÄŸrıştıran tutkular yüzünden haneler nasıl viran oluyor bunu hissetmek zor deÄŸil. Bir yerde erkeklerin dünyasına katılmanın yolu olan bu marazi tutku, Mahmut ve arkadaÅŸlarını kuÅŸ hırsızlığına oradan bir Almancının evini açıp içinde yaÅŸamaya kadar götüren bir süreç. Mahallelerde aÄŸabeyler yoluyla küçük erkek çocuklara belli yaÅŸam biçimlerinin ve raconların aktarılması incelikle nazara verilmiÅŸ. Sekiz yaÅŸlarındaki Ä°smail de erkekliÄŸe kuÅŸçulukla adım atıp hayata karışıp gidiyor. Annesiyle tek başına yaÅŸayan ona ev yapmak için tuÄŸla alma peÅŸinde koÅŸan küçük Ä°smail’in babasının neden çekip gittiÄŸi de bir muamma. Hem de onunla evlenmek için ana babasını karşısına alan bir karısı varken. Kumara mı saplandı, bir kadının peÅŸinden mi sürüklendi, yoksa başına akla gelmedik iÅŸler mi geldi belli deÄŸil. Anne evin ödenmeyen senedi yüzünden icra geleceÄŸi korkusuyla yakın komÅŸusundan bileziÄŸini ödünç ister ama kadın da dertli. Kayınpederi birikmiÅŸ bütün paralarını kumarda kaybetmiÅŸ ailesini kuru ekmeÄŸe muhtaç etmiÅŸtir. Filmde erkeklerin sorumsuzluklarına dair bir anlatı da alt metin olarak gezinmekte.   
 
Yapımcılığını Sinan Sertel’in yaptığı filmde senaryoyu Samet DoÄŸan’la birlikte yazan yönetmen minimal bir anlatımı tercih ederek seyirciyle tamamlanan bir hikaye kurmuÅŸ. Mahmut hiçbir yere varmayan kuÅŸ iÅŸine kutsal bir amaç bulur; Ä°smail’in hayallerini gerçekleÅŸtirmek, küçük çocuÄŸu mutlu etmek üzere para kazanmak. Total bir kötülük yoktur hayatta. Güvercin çalmak için bir yere girer ama “lütfen dokunmayın onlara çok emek verdim” yazısını görünce montuna doldurduÄŸu güvercinleri geri bırakır. Güvercinlerini çaldığı baÅŸka bir adamın köpeÄŸine ilaç verir ama ölümüne deÄŸil, bayıltmak için. Adam dellenip silahını köpeÄŸini arabaya attığı gibi Mahmut’u aramaya baÅŸlar ama ölümüne deÄŸil. Öfke yatışan bir duygudur. Kalplerin grafiÄŸi çekiliyor sanki filmde. Ä°niÅŸli çıkışlı sebepli sebepsiz bir sürü hal. Tutkuların sebebi olmaz ama öÄŸrenilen de bir ÅŸeydir kapılıp gitmek. Misal Ä°smail kuÅŸ iÅŸini ona iyi davranan Mahmut aÄŸabeyinin uÄŸraşı olduÄŸundan sever Güvercinleri. Mahmut’u sevince yaptığı her ÅŸey güzel görünür. Islık çalıp kuÅŸları çağırmayı öÄŸrenir. Ä°ki çocukta tutkuyla hayal birleÅŸip bir gayeye yönelir, beyhudelik duygusundan kurtulmanın bir yerden uç vermesi, belirmesi gerekir çünkü. Erkeklerin dünyası kuÅŸ meselesinde dışa vurmuÅŸ; kaportası yamalı, yırtıcı, meÅŸhur Kartal marka arabalar, Victoria Secret mankeni gibi güvercinler, taklacılar, sabuniler. Olaylar abartısız gürültüsüz insanın içine iÅŸleyen bir sadelik ve olaÄŸanlık içinde neredeyse hayatla aynı anda sahne alıyor. Anadolu’nun perdesi yavaÅŸça kalkar, bize bazı sırları açar ve usulca kapanır sonra. YaÅŸamın olaÄŸan rutini, normali, içinde hevesler ve mutluluklar da olan belli belirsiz bir yara.     
 
***
 
KuÅŸ besleme ve çoÄŸaltmaya dair gizli bir borsayı Ä°stanbul’da da görmez ama varlığını biliriz. BaÅŸkalarının teraslarda çoÄŸalttığı kuÅŸları kendine çekme yöntemleriyle, ÅŸehrin gizli göklerinde, zulalarda, çatılarda, kömürlüklerde, biraz kırık dökük mekanlarda yaÅŸanan sırlarla dolu gerçeklik. DerviÅŸ Zaim’in Devir’i,  Mustafa Kara’nın Kalandar SoÄŸuÄŸu gibi nice filmlere ilham veren taÅŸrada bir sırrımız daha aralandı, bozkırda yol alırken bir perde daha kalktı gözümüzden. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.