Kürsü
Ali Saydam: Dede Korkut, dededen toruna nasıl geçecek?
Follow @dusuncemektebi2
Ali Saydam- Yeni Åžafak
Sevindirici bir geliÅŸme var! Tarihimiz, kültürümüz, edebiyatımız ve de çocuklarımız açısından önemli ve katma deÄŸeri yüksek bir geliÅŸme…
Dede Korkut Masalları ya da Dede Korkut Kitabı olarak bildiÄŸimiz eserlerin 3. nüshası Türkistan’da bulunmuÅŸ. Bu nüshanın en önemli özelliÄŸi, bugüne kadar kayıp olan 13. destanın da böylece gün yüzüne çıkmasını saÄŸlamasıymış: ”Salurkazan’ın Yedi BaÅŸlı Ejderhayı Öldürmesi” .
Ayrıca, Dede Korkut’un Almanya’nın Dresden ÅŸehrinde ve Vatikan’da bulunan diÄŸer iki nüshasının 15. yüzyılda aktarıldığı biliniyormuÅŸ. Çalışmalar sonucu 3. nüshanın, 14. yüzyılda yazıldığı kesinlik kazanırsa en eski Dede Korkut kitabı olacakmış.
Ege Üniversitesi Türk Dünyası AraÅŸtırmaları Enstitüsü Halk Bilimi Anabilim Dalı BaÅŸkanı Prof. Dr.Metin Ekici, “Türkoloji alanında dil, edebiyat, tarih ve kültür açısından son derece deÄŸerli bir el yazması. Bunu tamamıyla Latin alfabesi ve günümüz Türkçe’sine aktardıktan sonra bilim, edebiyat ve sanat alemiyle paylaÅŸacağız” diyor.
La Fontaine’den Masallar, Grimm Masalları gibi Batı dünyasına ait edebiyat ve öÄŸretilerle büyüyenler Dede Korkut’un adını bilseler de destanlarını pek bilmezler…
Oysa, aile kavramı, aile birliÄŸinin önemi Dede Korkut’ta toplum olma anlayışının baÅŸlangıcı ve bir parçası olarak bazı hikâyelere konu edilmiÅŸ, dürüst, adil, sadakatli ve gerçeklerden yana olma büyük önem arz etmiÅŸtir...
Burada sorun Batı edebiyatını bilmekte deÄŸil, kendi kültürümüzün içinden çıkan, bizim deÄŸerlerimizi anlatan ve öÄŸütleyen eserleri bilmemekte…
Bunların sonucunda öyle bir hale geldik ki kendimizi deÄŸerleri olmayan, kaypak, topluma uyumsuz, kurnaz olarak tanımlamaktan hiç çekinmiyoruz. Ä°nternette pek çok video, “kesin Türk’tür”, “Bu olay sadece Türkiye’de yaÅŸanır” yorumlarıyla paylaşılıyor. Kendimizi tanımıyor, beÄŸenmiyor ve sevmiyoruz. Öz saygımızı yitirmiÅŸiz…
Prof. Dr. Ekici’nin çalışmaları sonucu ortaya çıkan 3. nüsha bu yanlıştan dönülmesi için bir vesile olur inÅŸallah.
Yakın DoÄŸu Üniversitesi, Atatürk EÄŸitim Fakültesi Türkçe ÖÄŸretmenliÄŸi Bölümü’nden üç akademisyen, Mustafa Yeniasır, Burak Gökbulut, Ömer Yaraşır, 2015-2016 Güz döneminde birinci sınıfta öÄŸrenim görmeye baÅŸlayan öÄŸrencilerine bir anket uygulamışlar. Çalışmanın sonuçlarını “Türk Dili ve Edebiyatı Ä°le Türkçe ÖÄŸretmeni Adaylarının Dede Korkut Hikâyeleri Hakkındaki Bilgi ve GörüÅŸleri” baÅŸlığıyla Journal of History Culture and Art Research adlı akademik dergide 2017 yılında yayınlamışlar… Çalışmaya internetten eriÅŸilebiliyor.
Öncelikle, bu akademisyenler, ankete katılanların önemli bir bölümünün söz konusu hikâyelerin, geçmiÅŸimizi ve millî deÄŸerlerimizi yansıttığını düÅŸünmelerine raÄŸmen konu hakkında bilgilerinin eksik olduÄŸunu gözlemlemiÅŸler.
O nedenle, Türkçe’nin en önemli yapıtlarından biri olan Dede Korkut’un, yalnızca 10. sınıfların müfredatında olmasının yeterli olmadığını 9, 10, ve 11., sınıflarda okutulması gerektiÄŸini savunuyorlar.
Ayrıca, çocukların küçük yaÅŸtan itibaren seviyelerine uygun yeniden hikâyeleÅŸtirmelerle, çizgi filmlerle, oyunlarla ve tasarlanacak baÅŸka araçlarla bu eseri tanımalarını gerekli görüyorlar.
Yukarıda sözünü ettiÄŸimiz ankete göre; katılımcıların yüzde 71,42’si Dede Korkut Hikâyelerinin “GeçmiÅŸimizi ve millî deÄŸerlerimizi yansıttığı” görüÅŸündeymiÅŸ.
Yüzde 82,28’i bu hikâyelerin eÄŸitim kurumlarında “yüzeysel olarak anlatıldığını” düÅŸünüyormuÅŸ. Yüzde 10’u ise “hiç okumadık” demiÅŸ. Yalnızca yüzde 1,42’si, Dede Korkut “olması gerektiÄŸi gibi öÄŸretiliyor” cevabını vermiÅŸ.
“Aile büyüklerinizden Dede Korkut Hikâyeleri konusunda herhangi bir bilgi edindiniz mi?” sorusuna yüzde 62,85’i “Hayır, bu konuda hiçbir ÅŸey duymadım” cevabını vermiÅŸ…
Bu bir Alman’ın ailesinden Pamuk Prenses’i ya da Hänsel ve Grätel’i (Grimm KardeÅŸler), bir Fransız’ın AÄŸustos BöceÄŸi ile Karınca’yı (La Fontaine), bir Ä°talyan’ın Pinokyo’yu (Collodi), anne ve babasından hiç duymamış olması gibi bir durum yani…
Millî deÄŸerlerimize sahip çıkmayı zül addedenlere ‘selam’ olsun…
Henüz yorum yapılmamış.