Sosyal Medya

Güncel

Mehmet Ocaktan: Özgürlük rejiminin teminatı kuvvetler ayrılığı

Mehmet Ocaktan- Karar



Ä°çinden geçmekte olduÄŸumuz sıkıntılı süreçte özgürlükler rejimi olan demokrasi açısından büyük önem arzeden ‘hukukun üstünlüÄŸü’, ‘kuvvetler ayrılığı’ gibi evrensel kavramlarla ilgili hatırı sayılır deÄŸerlendirmelerden ve söylemlerden mahrum kaldığımız bir gerçek. Yeni sistem maalesef bütün yetkileri tek elde topladığı için, modern demokrasilerin temelini oluÅŸturan kuvvetler ayrılığını da önemsiz hale getirmiÅŸ bulunuyor.
 
Dolayısıyla ‘tekçi’ bir temele dayanan yeni sistemin ruhu bütün kurumları kuÅŸatır hale geldiÄŸi için de sadece kuvvetler ayrılığı deÄŸil, haktan, hukuktan ve adaletten söz etmek bile artık anlamsız hale gelmiÅŸ bulunuyor. Mesela geçmiÅŸ yıllarda camilerdeki hutbelerde bile adalete vurgu yapılır ve bu konudaki ayetler sıkça okunurdu. Muhtemelen Diyanet de memlekette esen rüzgardan etkilenmiÅŸ olmalı ki, Ä°slam’ın en temel emirlerinden birisi olan ‘adalet’ kavramını biraz geri plana itmiÅŸ bulunuyor.
 
Her ne kadar hak-hukuk, adalet konularında pek de iç açıcı bir görüntümüz olmasa da, en azından yüksek yargı kurumlarının kuruluÅŸ yıldönümlerinde yapılan konuÅŸmalarda biraz olsun içimizi ferahlatacak sözler duymayı istiyoruz.
 
Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanı Zühtü Arslan’ın 57. KuruluÅŸ yıldönümünde yaptığı konuÅŸmada, demokrasiyi özgürlükler rejimi kılan ilkelerden birinin de kuvvetler ayrılığı olduÄŸunu vurgulayarak ‘kuvvetler ayrılığı’ fikrinin Osmanlı Devleti’nin son döneminden itibaren savunulduÄŸuna dikkat çekmesi önemliydi. Ayrıca Zühtü Arslan’ın “Hakim hiçbir ÅŸart ve ahval altında aklını ve vicdanını baÅŸkasına emanet edemez” sözlerinin altı özellikle çizilmesi gerekiyor.
 
Arslan’ın kuvvetler ayrılığı ile ilgili ifadeleri ÅŸöyle:
 
“Bugün de Türk anayasal sisteminin önemli bir unsuru olan kuvvetler ayrılığı, Anayasa’nın baÅŸlangıç kısmında ‘belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iÅŸ bölümü ve iÅŸ birliÄŸi’ olarak tanımlanmıştır. Bu tanımda ‘iÅŸ bölümü’nün her bir devlet organının anayasal yetkilerini kullanarak kendilerine verilen görevleri yerine getirmek anlamına geldiÄŸi açıktır.”
 
Aslında ÅŸu anda gerek Türkiye’nin demokrasi kalitesinin düÅŸmesi, gerekse adalete olan güvenin zayıflamasının temelinde kuvvetler ayrılığı ilkesini önemsizleÅŸtiren zihniyet yapısının bulunduÄŸunu görmek gerekiyor. Zira ne zaman yasama, yürütme ve yargı asli fonksiyonlarını icra edemez hale gelmiÅŸse devletin demokratik dengesi bozulmuÅŸ ve kaotik bir yapı ortaya çıkmıştır.
 
Bugün itibariyle deÄŸerlendirdiÄŸimizde sadece Türkiye’de deÄŸil, Ä°slam toplumlarının hemen tamamında siyasi, iktisadi ve toplumsal iliÅŸkileri hukukun deÄŸil, gücün ÅŸekillendirdiÄŸini çok rahatlıkla görebiliriz. Evet Ä°slam dünyasının ortak hafızasında hukuka dayalı ve hukuka uygun yönetilen bir devlet modeli bir umut olarak hala varlığını sürdürmektedir. Ancak evrensel hukuk normlarına uygun ‘kuvvetler ayrılığı’ ve denge denetlemeyi esas alan kurumsal anlamda bir adalet sistemi oluÅŸturulamadığı için bu beklenti sadece bir umut olarak vardır.
 
Esas itibariyle Türkiye hukuk sisteminin kurumsallaÅŸması açısından, diÄŸer Ä°slam ülkelerine göre daha ÅŸanslıdır. Zira Osmanlı’nın son döneminden itibaren hukukun kurumsallaÅŸması açısından önemli adımlar atılmıştır. Åžura-yı Devlet ve Ahkam-ı Adliye teÅŸkili münasebetiyle Abdülaziz, içinde oldukça çarpıcı ifadelerin yer aldığı bir nutuk hazırlamıştı. Bu konuÅŸma, kuvvetler ayrılığını ilk defa gündeme taşıması yönüyle büyük bir önem taşımaktaydı. Bu geliÅŸme Avrupa’daki anlamıyla bir kuvvetler ayrılığından daha çok fonksiyonların ayrılması biçiminde olmakla birlikte, Tanzimat rejiminin çözüm getirmeye çalıştığı en önemli mesele olan kuvvetler ayrılığında atılan bu adımla yürütme gücü, adli ve mülki iÅŸlerden ayrılmış oluyordu. (ModernleÅŸme Dönemi Osmanlı Siyasi Metinleri- Hazırlayan: Mehmet Yıldız, s. 51-52)
 
Ayrıca unutmayalım ki, MeÅŸrutiyet döneminin önemli anayasa hukukçusu olan Babanzade’den baÅŸlayarak Namık Kemal gibi önemli düÅŸünürlerimiz hukuk, adalet ve kuvvetler ayrılığı gibi yüksek deÄŸerleri savunmuÅŸlar ve günümüze de ışık tutmuÅŸlardır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.