Sosyal Medya

Kürsü

Hayrettin Karaman: Bir mutluluk hikâyesi

Hayrettin Karaman- Yeni Åžafak



Haber aldım ki Ä°lâhiyatta doçent öÄŸretim üyesi olan torunumun oÄŸlu Bursa’nın kadim Ä°pekçi Ä°mam Hatip Okulu son sınıf öÄŸrencisi Mustafa bir camide Cuma hutbesi irad edecek ve namazı kıldıracakmış. Bu mutlu ve müstesna olaya ÅŸahit olmak istedim, ama kendisine bildirip heyecanlanmasını da istemedim. “Gözüme güneÅŸ gözlüÄŸü takar, uygun bir saatte camiye girer bir direÄŸin arkasına otururum, o beni önceden göremez, namazdan sonra ise gider alnından öperim” dedim.
 
Hikâyeye bu noktada biraz ara verip altmış dört yıl öncesine gidelim.
Konya Ä°mam Hatip Okulu’nda öÄŸrenci iken yaz tatilinde memleketim Çorum’a gelmiÅŸtim, müftü efendi benden bir Cuma vaazı yapmamı istedi, ben de kabul ettim. O tarihte böyle faaliyetler ilan edilirdi, ÅŸehre duyuruldu. Ahıska muhaciri yarım hafız Muzaffer dedem de tabii bunu duymuÅŸ, bir yanda torununun Ulu Cami’de vaaz edecek olmasının tarifsiz mutluluÄŸu, bir yanda da ya baÅŸarılı olamaz da rezil olursak korkusu var. Ben kürsüye çıkınca camiye gelmiÅŸ, kapıya çok yakın bir yere oturmuÅŸ ki, baÅŸarısız olursam yavaÅŸça çıkıp baÅŸka bir camiye kaçacak! Ben arızasız konuÅŸtukça o dizin dizin kürsüye yaklaÅŸmaya baÅŸlamış; vaazı bitirip indiÄŸimde bir de ne görevim: dedem kürsünün dibinde!
 
Dışarıda bir hayır sahibi lokma dağıtıyor ve çay ikram ediyordu, orada biraz vakit geçirdim, caminin içi dolup vakit yaklaşınca girdim, torunumun oÄŸlu sevgili Mustafa’mız minberin önünde, beyaz cübbesini ve sarıklı fesini giymiÅŸ oturuyordu, arkası kapıya dönük olduÄŸu için beni görmesi mümkün deÄŸildi, yine de gözlüÄŸümü çıkarmadan müezzin mahfiline oturdum. O günün müezzini de Mustafa’nın sınıf arkadaşı bir Ä°mam Hatipli idi. Beklenen saat geldi, sünnetleri kıldık, genç müezzin terkıye denilen salavâtı okumaya baÅŸladı, bu sırada Mustafa’nın kalkıp minbere çıkmaya baÅŸlaması gerekirdi, baktım oturuyor, salavat bitti oturuyor, çocuk ezan okumak için ayaÄŸa kalktı oturuyor, kanatlarım olsa uçup yanına gideceÄŸim, “kalk yavrum” diyeceÄŸim mümkün deÄŸil, yanımda öÄŸretmeni var o da heyecanlandı, ne yapsak derken ÅŸükür Mustafa’m kalktı, bir yandan iç ezan okunurken o da minbere çıktı, hutbenin Arapça zikir, hamd, ÅŸehadet vb. kısımlarını hiç takılmadan ezbere okudu, iÅŸçi-iÅŸveren hakları ve ödevleri konulu hutbesini düzgün ama biraz hızlı okudu, (ben ilk konuÅŸmamı ondan bir misli daha hızlı yapmıştım), mihraba geçti, Fatihalara Duhâ ve Ä°nÅŸirah surelerini ekleyerek namazı düzgünce kıldırdı, iki tarafa selam verince derin bir oh çektim (sonradan konuÅŸtuk o da aynı zamanda pek rahatlamış), Rabbim’e nasıl ÅŸükredeceÄŸimi bilemez oldum.
 
Namaz bitince yerimden kalktım, mihraba yöneldim, genç ve güzel imamı tebrik edenlerden biri de büyük dede (babasının dedesi) olsun dedim, beni o güzel tebessümü ile karşıladı, kucaklayıp alnından öptüm, “son anda fark ettim dede” dedi, gülüÅŸtük. Etrafımızda tanıyanlar vardı, tanımayanlara da tanıttılar, herkes manzaraya hayrandı, kendileri için de böyle bir saadeti Allah Teâlâ’nın lütfetmesine dua edenler oldu.
 
Mustafa kızdan torunum, babası Ä°mam Hatipli ve Ä°lahiyat öÄŸretim üyesi, dedesi Ä°mam Hatipli Ä°lahiyat Profesörü, halası Ä°mam Hatipli Ä°lahiyat mezunu, annesi Ä°mam Hatipli ve bu okulda öÄŸretmen, amcası Ä°mam Hatipli ABD’de doktora yapıyor, küçük kardeÅŸi Ä°mam Hatip’te okuyor, iki oÄŸlum Ä°mam Hatip mezunu ve ben de Ä°mam Hatipliyim.
 
Åžu fani dünyada dert çoktur, imtihan çetindir, ama Rahman ve Rahim olan Rabbim “Her zorun ve darın yanında iki kolay ve geniÅŸlik vardır” buyuruyor, iÅŸte o kolaylık, geniÅŸlik, mutluluk bu dünyada O’nun bize lütfu oluyor. Ä°slâm dünyamız ve ülkemiz bunca dert ile baÅŸa çıkma mücadelesi verirken ve biz de bu mücadele içinde zaman zaman bunalmakta iken böyle mutlu günler, anlar ve olaylar ile rahatlıyoruz.
 
Rabbim sana ÅŸükürler bize Ä°slâm’ı verdin
 
Önümüze lütfunla sayısız nimet serdin
 
Ä°man varsa yeri yok ye’sin tasanın derdin
 
Kâmil insan olmaya Müslüman olmak yeter

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.