Sosyal Medya

Mahfi Eğilmez: Değer kaybı açısından TL, Güney Afrika Rand’ından sonra ikinci sırada

USD/ TL kuru geçen haftayı 5,81 düzeyinde bitirmişti. Bu hafta içinde bazı günlerde gün içi işlemlerde 5,98’e kadar yükseldi, şimdilerde 5,93 – 5,94 aralığında dolaşıyor. Diğer gelişmekte olan ülke paralarıyla karşılaştırmalı olarak ele alıp değerlendirdiğimizde TL’nin değer kaybında ilk sıralarda olduğunu görüyoruz.



Bu, yeni bir ÅŸey deÄŸil. TL, son üç yıldır hep aynı durumda. Sürekli olarak bir negatif ayrışma içinde görünüyor. Bu hafta ne oldu da yine böyle bir deÄŸer kaybı yaÅŸandı sorusunun yanıtına baktığımızda öncelikle karşımıza Doların deÄŸer kazanması geliyor.

Haftaya 97,35 düzeyinde baÅŸlayan Dolar Endeksi bugün itibariyle 98,11 düzeyinde. Yine haftaya Euro karşısında 1,126 düzeyinde bir pariteyle baÅŸlayan Demek ki Dolar, diÄŸer paralara karşı deÄŸer kazanıyor.

Şimdi kırılgan beşli paralarına bir bakalım.

 

 

    USD         Karşısında          Paralar

 

 

 

1

2

3

3vs1

3vs2

 

2018

19.04.2019

26.04.2019

%

%

Brezilya (Real)

3,8812

3,9278

3,9516

-1,8

-0,6

Endonezya (Rupiah)

14.390

    14.045,0  

14.199,0

1,3

-1,1

Hindistan (Rupee)

69,7675

69,355

70,0088

-0,3

-0,9

G. Afrika (Rand)

14,3467

14,0599

14,4014

-0,4

-2,4

Türkiye (TL)

5,2894

5,811

5,9433

-12,2

-2,3

Türkiye (TL) Hariç Ortalama

 

 

 

-0,3

-1,3


Bugün itibarıyla yılbaşına göre TL dışındaki kırılgan beÅŸli paralarının Dolara karşı deÄŸer kaybı yüzde 0,3 olurken TL’nin kaybı yüzde 12,2 olmuÅŸ. Yani TL, deÄŸer kaybında diÄŸer paralarla karşılaÅŸtırılmayacak kadar yüksek deÄŸer kaybı yaÅŸamış. Geçen hafta sonundan bugüne kadarki deÄŸiÅŸime bakarsak burada da deÄŸer kaybı açısından TL, Güney Afrika Rand’ından sonra ikinci sırada yer alıyor.

TL dışındaki ortalamalar bize TL’nin Dolardaki deÄŸer kazanımı dışında Türkiye’nin durumundan dolayı ne kadar deÄŸer kaybı yaÅŸadığını kabaca gösteriyor. 2019 boyunca TL’yi diÄŸer paralardan negatif ayrıştıran ÅŸeyler var. Bunların bazıları 2018 yılından beri geliyor.  

Bir kısmı ekonomiyle ilgili bir kısmı ekonomi dışı. Hepsi risk artırıcı geliÅŸmeler. Bunları sıralayalım: (1) BaÅŸkanlık sistemine geçilerek yasama, yargı ve yürütme erkleri arasındaki ayrımın kaldırılması (Bu geçiÅŸ Türkiye’de karar alma mekanizmasını tamamen alt üst etti ve herkesin kararı en tepeden beklemesine yol açtı.) (2) Yargı bağımsızlığının tamamen yitirilmesi (kanıtı YSK’nın seçim bitmesine karşın bir aydır karar verememesi.)

(3) Ekonomide yanlış ekonomi politikasının yol açtığı hızlı bozulma ve büyük çöküÅŸ  (kanıtı: Ä°ÅŸsizliÄŸin yükselmesi, enflasyonun yüksekliÄŸi, büyümenin küçülmeye dönüÅŸmesi, tarım ve hayvancılığın tükenmesi.) (4) Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasının gerçek bir enflasyon hedeflemesiyle uzaktan yakından ilgisi olmaması (kanıtı: Her yıl hedeften büyük sapmaların ortaya çıkması.) (5) Reform paketi adı altında açıklanan programların için boÅŸ çıkması ve büyük hayal kırıklıkları yaratması. (6) Merkez Bankası’nın son kararında yaptığı deÄŸiÅŸikliÄŸin bir sonraki toplantıda faiz indirimi yapılacağı ÅŸeklinde algılanması.  

Türkiye, ilk iki durumu deÄŸiÅŸtirmeden (tersine çevirmeden) ekonomiyle ilgili hangi kararı alırsa alsın bu çöküÅŸten kolay kolay çıkamayacak gibi görünüyor.

Bu yazı Mahfi Eğilmez'in blogundan alınmıştır

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.