Sosyal Medya

Ali Osman Aydın: CHP, sokağı kavrayacak siyaset dilini ve bu dilin nimetlerini daha yeni yeni keşfetti

Yeni Akit'in internet yazarı Ali Osman Aydın, ‘Siyasette metamorfoz’ başlıklı yazısında CHP’nin katı laik söylemlerini terk etmesinin arka planına değindi.



CHP Genel Merkezinden “Tekbir” seslerinin geldiÄŸi…
 
CHP’li belediye baÅŸkanlarının Kur’an’ı Kerim’i öperek göreve baÅŸladığı…
 
CHP’li belediye baÅŸkan adaylarının camilerde Kur’an okuyup, dua ettiÄŸi…
 
CHP’li belediye baÅŸkanlarının, “haram, helal, yoksullar, kimsesizler” vurgulu konuÅŸmalar yaptığı…
 
CHP’li siyasetçilerin “laiklik, rejim, irtica” lafını ağızlarına dahi almadıkları yeni bir siyasal döneme girdik.
 
Bu siyasal dönemde AK Parti ise, ilk dönemlerindeki o kuÅŸatıcı, birleÅŸtirici, ortak deÄŸerlere vurgu yapan, ötekisi olmayan, dışlamayan dili rafa kaldırarak geçmiÅŸte Kemalizm’in “düÅŸmanlaÅŸtıran, yok sayan, yaftalayan” sert dilini kullandı.
 
Yeni siyasal söylem, dini terminolojiyi kullanmaktan oldu olası kaçınan CHP’ye, biri kesin olmamakla birlikte on büyük ÅŸehrin anahtarlarını armaÄŸan ederken, AK Partiye kalesi sayılabilecek önemli büyük ÅŸehirlerini kaybettirdi. 
 
Fakat CHP bunu, alışılageldik kodlarının tamamen dışına çıkarak, tarihsel arka planını flulaÅŸtırarak, kök deÄŸerlerini görünüÅŸte de olsa yadsıyarak yaptı. Tıpkı AK Partinin kuruluÅŸ deÄŸerlerini unutturan o kötümser kampanyası gibi…
 
AK Partinin giderek katı Devletçilikle bütünleÅŸmesini, CHP’nin ise ilk dönem AK Parti kodlarını yarım yamalak içselleÅŸtirmesini; insanın kendisine baskı uygulayan otorite ile özdeÅŸleÅŸmesine benzetmek mümkün.
 
****
 
Birileri “Hükümet sonunda CHP’yi de imana getirdi” diye tatsız laflar ediyorlar.
 
(Maturidi anlayışına göre) Ä°man-amel ayrı ÅŸeyler oldukları ve herkes imanda birbirinin eÅŸiti olduÄŸu için, kimsenin imanı ile ilgili konuÅŸmak ahlaken doÄŸru olmaz.
 
“E o zaman bu tablo neye alamet?” diye sorulabilir.
 
Bence bu tablo CHP’nin, sokağı kavrayacak siyaset dilini ve bu dilin nimetlerini daha yeniyeni keÅŸfettiÄŸine dalalet…
 
“Peki bu olumlu bir ÅŸey mi? diye sorulacak olursa...
 
CHP, 94’te Refah Partisi ile baÅŸlayıp sonradan AK Partinin markalaÅŸtırdığı dinamik, hizmet odaklı yerel yönetim biçimini de taklit edecekse, olumlu...
 
Ama, sadece yöneticilerin Kur’an tilavetleriyle, dua fotoÄŸraflarıyla sınırlı kalacaksa hiç de olumlu ÅŸeyler deÄŸil.
 
“Neden?” denebilir.
 
Çünkü ÅŸöyle: Yöneticilerin görünür dindarlıklarının yarıştırıldığı, tercihin ehliyetli olandan deÄŸil de dindar olandan yana yapılmak istendiÄŸi, dindarlığın yönetim becerilerini gölgelediÄŸi bir siyasal zeminin uzun vadede kaos getirme olasılığı çok yüksek.
 
Toplum kesimleri “Onlar samimi deÄŸil, biz daha samimiyiz” sloganları ile bölündüklerinde çatışma zemini bulmakta güçlük çekmeyebilirler.
 
Lüzumunu hissettiÄŸimiz ÅŸey dindarlıklarıyla veya dindarlık sembolleriyle tebarüz eden idareciler deÄŸil; adil, bilge ve hukukun üstünlüÄŸünü merkeze alan, yönetme vasfı yüksek yöneticiler. He ayrıca dindar olurlarsa ne ala…
 
Ä°bn Haldun, Aristoteles’in Politika adlı eserine ve adaleti ile meÅŸhur Sasani hükümdarı NuÅŸirevan’a atıfta bulunarak: “Tüm iktisadi faaliyetlerin, refah ve bayındırlığın temelinin adalet olduÄŸunu” söyler.
 
Hz. Ömer de, “Devletin dini adalettir” der.
 
Bu yüzden bu yeni siyasal söylemi, birilerinin yüzlerine istihzai bir gülümseme takınarak yaptığı gibi, “Bak iÅŸte CHP’de yola geldi!” hissiyle deÄŸil, endiÅŸeyle takip ediyorum.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.