Özel / Analiz Haber
Türk kölelerin kurduğu ihtişamlı devlet: Memluklar
Follow @dusuncemektebi2
Mısır’da Eyyûbî ordusundaki Türk asıllı âzatlı emîrler tarafından kurulan, dönemin tarihçilerinin Türk Devleti olarak adlandırdığı Memlükler (Kölemenler), Bahrî Memlükleri (Bahriyye, Birinci Memlükler; 1250-1382) ve Burcî Memlükleri (Burciyye, İkinci Memlükler; 1382-1517) olmak üzere iki dönemde incelenebilir.
Eyyûbî Hükümdarı el-Melikü’s-Sâlih Necmeddin Eyyûb’un Kıpçak ülkesi ve Kafkasya’dan getirtip Ravza adasındaki kışlalara yerleÅŸtirdiÄŸi Türk asıllı memlüklerden oluÅŸan ve Bahrü’n-nîl’e (Nil nehri) izâfetle el-Memâlîkü’l-Bahriyye adını alan özel birlikler çok geçmeden Eyyûbî ordusunun en önemli unsuru haline gelmiÅŸti. Necmeddin Eyyûb’un ölümünün hemen ardından Fransa Kralı IX. Louis liderliÄŸindeki Haçlı ordusuna karşı kazanılan Mansûre ve kralla birlikte pek çok kumandanın esir alındığı Faraskur (3 Muharrem 648 / 7 Nisan 1250) savaÅŸlarında en büyük rolü bu birlikler oynadı. Ancak yeni Eyyûbî hükümdarı Turan Åžah onların baÅŸarısını kıskandı ve liderlerini tahtının ortakları gibi görüp görevlerinden almaya baÅŸladı; ayrıca tahta geçmesini saÄŸlayan Türk asıllı üvey annesi Åžecerüddürr’ü babasının hazinesini saklamakla itham etti ve ona ağır hakaretlerde bulundu. Bunun üzerine Bahrî emîrlerinden Baybars el-Bundukdârî ve arkadaÅŸları bir suikastla Turan Åžah’ı öldürdüler. Onun ölümüyle Mısır’da Eyyûbîler yıkılmış ve yerine Memlükler adıyla bilinen Türk Devleti kurulmuÅŸtur.
Baybars ve arkadaÅŸları efendileri Necmeddin Eyyûb’un dul eÅŸi Åžecerüddürr’ü tahta çıkarmışlar, onun memlüklerinden Ä°zzeddin Aybek et-Türkmânî’yi de atabek yapmışlardı. Türk asıllı olması dolayısıyla bazı tarihçilerin Memlükler’in ilk sultanı saydığı Åžecerüddür esir Fransa kralıyla bir anlaÅŸma yaparak Dimyat’ı tahliye etmesi, ağır bir vergi ödemesi ve Ä°slâm ülkelerine saldırmamaya söz vermesi ÅŸartlarıyla onu serbest bıraktı. Ancak bu baÅŸarısı iÅŸe yaramadı. Suriye Eyyûbî emîrleri, meÅŸrû hakları saydıkları Mısır sultanlığını onun elinden almak için harekete geçmiÅŸlerdi. Ayrıca onun sultanlığı kadın olması dolayısıyla da yadırganmıştı. BaÄŸdat Abbâsî Halifesi Müsta‘sım-Billâh’ın devreye girmesiyle tahta çıkmasını saÄŸlayan Bahrî emîrlerinin tavsiyesine uyan Åžecerüddür, Ä°zzeddin Aybek’le evlendi ve seksen gün oturduÄŸu tahtını ona devretti. Böylece tarihçilerin çoÄŸu tarafından Mısır Memlük hükümdarlarının ilki sayılan Ä°zzeddin Aybek tahta çıkmış ve Memlükler Devleti resmen kurulmuÅŸ oldu (1 Rebîülâhir 648 / 3 Temmuz 1250).
Sultan Ä°zzeddin Aybek, tahtından feragat edip Eyyûbîler’den altı yaşındaki el-Melikü’l-EÅŸref Mûsâ’yı tahta çıkarmasına raÄŸmen Mısır üzerine yürüyen Suriye Eyyûbî birliklerini Abbâsiye civarında maÄŸlûp etti. Eyyûbîler’in yeniden savaÅŸ hazırlığı yaptığı sırada MoÄŸol tehlikesi ortaya çıkınca Abbâsî halifesinin devreye girmesiyle iki taraf arasında antlaÅŸma yapıldı (Safer 651 / Nisan 1253). Eyyûbî emîrlerinin Memlük Devleti’ni resmen tanıdıklarını göstermesi bakımından büyük önem taşıyan bu antlaÅŸma ile Ürdün nehri iki devlet arasında sınır kabul edildi.
Ä°zzeddin Aybek bundan sonra anlaÅŸmazlığa düÅŸtüÄŸü Bahrî emîrleriyle uÄŸraÅŸmak zorunda kaldı. Onlardan kurtulan Aybek, MoÄŸollar’ın BaÄŸdat’a saldırdığı haberi duyulunca bu geliÅŸmeyi bahane gösterip çocuk sultanı tahttan indirip yeniden tahta çıktı. Ardından Saîd bölgesinde baÅŸlatılan isyanları bastırdı ve Eyyûbî emîrleriyle ikinci bir barış yaparak yönetimde istikrarı saÄŸladı. Bu arada siyasî bir evliliÄŸe niyetlenmesi ve Musul Emîri Bedreddin Lü’lü’ün kızıyla niÅŸanlanması yüzünden hanımı Åžecerüddürr’ün emriyle bir suikast sonucunda öldürüldü (22 Rebîülevvel 655 / 9 Nisan 1257).
Duruma hâkim olan Ä°zzeddin Aybek’in memlükleri onun önceki hanımından oÄŸlu Nûreddin Ali’yi sultanlığa, aralarından Kutuz’u da sultan nâibliÄŸine getirmiÅŸlerdi. On beÅŸ yaşında tahta geçen Nûreddin Ali zamanında (1257-1259) bütün yetkileri elinde tutan Kutuz, 656 (1258) yılında BaÄŸdat Abbâsî hilâfetini ortadan kaldıran MoÄŸollar’ın Suriye istikametinde ilerlemeye devam etmesi üzerine, yaptığı toplantıda bu zor ÅŸartlarda herkese söz geçirebilecek muktedir birinin sultanlığa getirilmesini teklif etti ve oy birliÄŸiyle sultan ilân edildi (17 Zilkade 657 / 5 Kasım 1259). Bu sırada Ä°slâm tarihinin en kritik dönemlerinden biri yaÅŸanıyordu. Bahrî Memlük emîrlerinin Mısır’a dönüp kendisine katılmasıyla gücünü arttıran Kutuz, Hülâgû’nun teslim olma tekliflerini reddederek ordusunun başında Filistin’deki Aynicâlût mevkiine kadar geldi. Burada MoÄŸollar’a karşı, tarihin akışını deÄŸiÅŸtiren savaÅŸlardan sayılan Aynicâlût Savaşı’nı kazandı (25 Ramazan 658 / 3 Eylül 1260) ve Suriye’nin büyük kısmı Memlükler’in eline geçti. Ä°taat arzeden Hama, Humus ve Kerek Eyyûbî emîrleri görevlerinde bırakıldı. Bu zaferle Memlükler Ä°slâm dünyasının en büyük devleti haline geldiler ve bu özelliklerini Osmanlılar’ın yükselme devrine kadar korudular. Ancak zaferiyle tarihe damgasını vuran Kutuz kendisini karşılamak için süslenen baÅŸÅŸehrine ulaÅŸamadı. Savaşın kazanılmasında büyük rol oynayan Bahrî emîrlerinden Baybars el-Bundukdârî ve arkadaÅŸları dönüÅŸ yolunda onu öldürdüler (16 Zilkade 658 / 23 Ekim 1260).
Bahrî emîrleri tarafından sultan ilân edilen ve devletin gerçek kurucusu sayılan I. Baybars ile birlikte Memlük tarihinde yeni bir dönem baÅŸladı. Saltanatına dinî meÅŸruiyet kazandırmak ve bu sayede hâkimiyetini kuvvetlendirmek isteyen Baybars, Abbâsî ailesinden birini halife ilân ederek Abbâsî hilâfetini Mısır’da yeniden kurdu. Böylece hilâfetin hâmisi sıfatıyla bütün Ä°slâm ülkeleri üzerinde nüfuz sahibi oldu. Mekke ÅŸerifinin güvenini saÄŸlayarak mukaddes bölgeyi ve Kızıldeniz’i de hâkimiyeti altına aldı. Ä°darî düzenlemelerde bulunup haleflerinin takip edeceÄŸi siyasetin temellerini attı ve devlete merkeziyetçi bir hüviyet kazandırdı. On yedi yıl süren saltanatı sırasında (1260-1277) Ä°lhanlılar ve Haçlılar’la mücadele etti. Ermeni Krallığı’nı ve Asvan’a saldıran Nûbe Krallığı’nı yıllık vergiye baÄŸladı. Antakya Haçlı PrinkepsliÄŸi’ni ortadan kaldırdı. Bâtınîler’i itaat altına aldı.
Baybars’ın veliahdı olarak on sekiz yaşında tahta çıkan Bereke Han’ın saltanatı kısa sürdü (1277-1279). Ä°syan eden emîrlere karşı direnemeyip tahtını terketmek zorunda kaldı. Ä°syancıların sultan adayı Seyfeddin Kalavun, orduda ekseriyeti teÅŸkil eden Baybars memlüklerinden çekindiÄŸi için onun oÄŸullarından henüz yedi yaşındaki Sulamış’ın tahta çıkmasını istemiÅŸ ve ona atabek olmayı tercih etmiÅŸti. Müdebbirü’l-memleke sıfatıyla idareyi elinde tuttuÄŸu üç ay içinde Baybars’a baÄŸlı memlüklerin liderlerini tasfiye ederek tahta çıktı (20 Receb 678 / 26 Kasım 1279).
Kalavun, politikasını takip ettiÄŸi eski arkadaşı Baybars gibi Ä°lhanlılar, Ermeni Krallığı ve Haçlı kontluklarıyla mücadele etti. Suriye’ye saldıran Ä°lhanlı ordusunu Humus civarında ağır bir yenilgiye uÄŸrattı (14 Receb 680 / 29 Ekim 1281). Ä°lhanlılar’la iÅŸ birliÄŸi yapan bölgedeki Haçlı varlığına son vermek için çalıştı; ancak Akkâ seferi için Kahire’den ayrıldığı sırada vefat etti (689/1290). Kalavun’un kalıcı icraatlarından biri de memlükleri arasından seçip Kal‘atülcebel’deki kale burçlarına yerleÅŸtirerek özel bir önem verdiÄŸi askerî birliktir. Burçlara nisbetle Burcî olarak adlandırılan bu birlikler ileride saltanatı ellerine geçiren Burcî Memlükleri’nin menÅŸeini teÅŸkil etmiÅŸtir. Kalavun yaptırdığı arazi tahririyle de (revk) bozulan iktâ sistemini düzeltmiÅŸ, ticareti geliÅŸtirmek için müslüman ve hıristiyan hükümdarlarla askerî, siyasî ve ticarî anlaÅŸmalar imzalamıştır.
Kalavun’un yerine geçen oÄŸlu el-Melikü’l-EÅŸref Halîl (1290-1293), babasının hazırlamış olduÄŸu orduyla Haçlılar’ın bölgedeki son baÅŸÅŸehri Akkâ’yı alarak bölgede iki yüz yıl devam eden Haçlı varlığını sona erdirdi. Ancak savaÅŸlardaki baÅŸarısını devlet idaresinde gösteremedi ve yaptığı tayinler yüzünden bir suikast sonucu öldürüldü. Kalavun ailesine baÄŸlı kalan emîrler, isyancıları bertaraf ederek Kalavun’un dokuz yaşındaki oÄŸlu Muhammed’i el-Melikü’n-Nâsır unvanıyla tahta çıkardılar. Üç defa sultanlık tahtına oturan (1293-1294, 1299-1309, 1310-1341) el-Melikü’n-Nâsır Muhammed birincisinde tacını iki yıl taşıyabilmiÅŸti. Onu tahttan indiren el-Melikü’l-Âdil Zeynüddin KetboÄŸa (1294-1296) ÅŸiddetli muhalefet karşısında tahtını terketmek zorunda kaldı. Sultan ilân edilen el-Melikü’l-Mansûr Hüsâmeddin Lâçin (1296-1299) bir suikast sonucu öldürülünce el-Melikü’n-Nâsır ikinci defa tahta çıkarıldı. On yıl sonra emîrlerin tahakkümü sebebiyle saltanatı bırakmak zorunda kalsa da yaklaşık bir yıl sonra el-Melikü’l-Muzaffer Baybars el-ÇaÅŸnigîr’den tahtını geri aldı (709/1310). Üçüncü defa tahta çıktığında yirmi beÅŸ yaşındaydı ve bütün yetkileri eline alan otoriter bir hükümdar olarak gerçek ÅŸahsiyetini, otuz bir yıl süren bu saltanatı esnasında gösterdi. On yedi yıldan beri sürmekte olan siyasî krizi sona erdirip ülkede istikrarı saÄŸladı.
el-Melikü’n-Nâsır’ın ardından onun yerini dolduramayan oÄŸulları ve torunlarının dönemi baÅŸladı. Bahrî Memlükleri’nin sona ermesine kadar geçen kırk iki yıllık sürede sekiz oÄŸlu ve dört torunu sultanlık yaptı. el-Melikü’n-Nâsır’ın ilk oÄŸlu iki ay, sekiz yaşında tahta çıkarılan ikinci oÄŸlu beÅŸ ay, üçüncü oÄŸlu üç buçuk ay sultanlık unvanı taşıyabilmiÅŸti. On yedi yaşında tahta çıkarılan dördüncü oÄŸlu da üç yıl süren saltanatında kumandanların elinde oyuncak oldu. el-Melikü’n-Nâsır’ın beÅŸinci oÄŸlu el-Melikü’l-Kâmil Åža‘bân ise on dört ay süren saltanatının son birkaç ayı dışında tahta oturmasını saÄŸlayan üvey babasının etkisi altında kaldı. Mal biriktirmeye çok düÅŸkün olan el-Melikü’l-Kâmil memuriyetlerin ve iktâ arazilerinin tevcihi için özel bir vergi koymuÅŸtu. Ölümü de vergiler yüzünden çıkan bir isyan sonucu oldu (22 Cemâziyelevvel 746 / 20 Eylül 1345). el-Melikü’n-Nâsır’ın on beÅŸ yaşında tahta çıkarılan altıncı oÄŸlu Zeynüddin I. Haccî de sert politikası ve eÄŸlenceye düÅŸkünlüÄŸü sebebiyle aynı âkıbete mâruz kaldı ve tahtından indirilip öldürüldü (12 Ramazan 748 / 16 Aralık 1347). On bir yaşında tahta geçirilen ve babasının unvanını alan el-Melikü’n-Nâsır Hasan sekiz kardeÅŸi içinde babasının baÅŸarısını tekrarlayan tek sultan oldu (1347-1351). Ä°kinci saltanatının (1354-1361) ilk yıllarından itibaren yönetimi eline alan Hasan babasının memlüklerini tasfiye ederek kendisine ait yeni birlikler oluÅŸturdu. Ancak sonunda bu uygulamasının kurbanı oldu; memlüklerinden bir grup isyan neticesinde onu tahttan indirdiler (Cemâziyelevvel 762 / Mart 1361).
Ä°syanı gerçekleÅŸtiren emîrlerin I. Haccî’nin oÄŸlu Selâhaddin’i tahta geçirmeleriyle el-Melikü’n-Nâsır Muhammed’in torunlarının dönemi (1361-1382) baÅŸlamış oldu. Selâhaddin tahta oturduÄŸunda on iki yaÅŸlarında bir çocuktu, iki yıl süren saltanatı zamanında yönetim, sonunda onu tahttan indirip amcası Hüseyin’in oÄŸlu el-Melikü’l-EÅŸref Åža‘bân’ı geçiren YelboÄŸa el-Ömerî’nin elinde kaldı. 764’te (1363) henüz on yaşında iken tahta çıkan el-Melikü’l-EÅŸref Åža‘bân 768 (1367) yılından itibaren yönetimi eline almayı baÅŸardı. Onun zamanında (1363-1376) önemli hadiseler yaÅŸandı. 767’de (1365) Ä°skenderiye Haçlı istilâsına uÄŸradı. Kıbrıs kralının kumandasındaki Haçlı donanması büyük katliam yaparak ÅŸehri tahrip etti ve Ä°slâm ordusunun yaklaÅŸtığı duyulunca kadın ve çocukları gemilere doldurup geri çekildi. Buna raÄŸmen otoriter bir sultan olan el-Melikü’l-EÅŸref’in saltanatının ikinci yarısı oldukça sâkin ve istikrarlı geçti. 776 (1375) yılında Kilikya Ermeni Krallığı ortadan kaldırıldı ve bu devlete ait topraklar Memlükler’in kuzey sınırını teÅŸkil etti. Sultanın ölümü de otoritesi yüzünden oldu. Bundan sıkılan bir grup kumandan, hac niyetiyle Kahire’den ayrılışından bir süre sonra öldüÄŸü ÅŸâyiasını yayarak Kal‘atülcebel’de henüz yedi yaşındaki oÄŸlu Alâeddin Ali’yi tahta çıkardılar ve ardından onu yakalayıp öldürdüler (15 Zilkade 778 / 26 Mart 1376). Alâeddin Ali’nin zamanı (1376-1381) güçlü emîr gruplarının mücadelesine sahne oldu. Bu mücadelenin galibi Burcî Memlükleri’nin lideri Berkuk, atabekü’l-asâkirlik makamını ele geçirdikten sonra Türk asıllı emîrleri tasfiye etti. Sultanın vefatı üzerine tahta çıkardığı on bir yaşındaki kardeÅŸi Zeynüddin II. Haccî zamanında da (1381-1382) yönetimi elinde tuttu. Sonunda küçük yaÅŸtaki sultanın aczini gerekçe göstererek tahta oturdu (Ramazan 784 / Kasım 1382).
Burcî Memlükleri döneminin ilk sultanı olan Berkuk (1382-1399) Türk asıllı emîrlerin isyanlarıyla karşılaÅŸtı ve 789 (1387) yılında tahtını bırakmak zorunda kaldı. Ancak mücadeleyi bırakmadı, sekiz ay sonra tahtını geri almayı baÅŸardı ve ülkesine istikrarlı bir dönem yaÅŸattı. Timur’a karşı Osmanlılar ve diÄŸer müslüman devletlerle ittifak kurdu. Celâyir hükümdarını ülkesine kabul edip iktidar mücadelesinde onu açıkça destekleyerek Timur’a meydan okumaktan çekinmedi.
Berkuk’un yerine geçen oÄŸlu Ferec döneminde (1399-1412) Timur’un Suriye’yi istilâsı ve ÅŸehirleri tahribi, ardından memlük gruplarının çıkardığı isyanlar yüzünden ülkede istikrar bozuldu. Onun bir isyan sonucu öldürülmesinin ardından Memlük Devleti’nde ilk ve son defa halifelikle sultanlık aynı ÅŸahısta birleÅŸtirildi. Fakat sultan ilân edilen Halife Müstaîn-Billâh sadece unvanını taşıdığı sultanlığını ancak altı ay sürdürebildi. Fiilî hükümdar atabek el-Melikü’l-Müeyyed Åžeyh el-Mahmûdî kumandanlara yaptığı, içlerinden birinin söz geçirebileceÄŸi teklifinin kabulüyle arkadaÅŸları tarafından sultan ilân edildi. Åžeyh el-Mahmûdî (1412-1421) Suriye ve Mısır’da çıkan isyanları bastırdı, itaatten ayrılan KaramanoÄŸulları’nı itaate mecbur etti ve bağımsızlık teÅŸebbüsünde bulunan GüneydoÄŸu Anadolu’daki Türkmen beyliklerine fırsat vermedi.
Åžeyh el-Mahmûdî’nin henüz iki yaşında iken taç giyen oÄŸlu Ahmed’in tahtı, yaklaşık yedi ay sonra onun vasîsi olarak devleti idare eden Tatar tarafından gasbedildi. Tatar’ın üç ay içinde ölmesi üzerine taht bu defa küçük yaÅŸtaki oÄŸluna kaldı. Onun tahtını gasbeden Barsbay bu dönem için uzun sayılabilecek bir süre sultanlık yaptı (1422-1438); Memlük tarihinin en önemli deniz seferlerini gerçekleÅŸtirerek Kıbrıs’ı fethetti (1426) ve Kıbrıs kralını vergiye baÄŸladı. Ancak Barsbay bozulan ekonomiyi düzeltemedi.
Barsbay’ın oÄŸlu Yûsuf sadece unvanını taşıdığı görevinde üç ay kalabildi. Onu hal‘ederek tahta oturan el-Melikü’z-Zâhir Seyfeddin Çakmak (1438-1453) istikrarı saÄŸladı ve ülkesine huzurlu bir dönem yaÅŸattı. Saint-Jean ÅŸövalyelerine karşı kararlı bir mücadele sürdürdü. KomÅŸu müslüman hükümdarlarla iyi geçinmeye çalıştı. Åžâhruh, II. Murad ve diÄŸer Anadolu beyleriyle dostane iliÅŸkiler kurdu. Çakmak’ın oÄŸlu Osman ise tahtını sadece bir buçuk ay koruyabildi. YetmiÅŸ üç yaşında sultan ilân edilen el-Melikü’l-EÅŸref Seyfeddin Ä°nal sekiz yıl süren saltanatında (1453-1461) ülkede istikrarı saÄŸlamayı baÅŸardı. Ancak onun zamanında Osmanlılar’la iliÅŸkiler bozuldu. el-Melikü’l-EÅŸref’in ardından taç giyen oÄŸlu Ahmed’i dört ay sonra tahtından indiren emîrler HoÅŸkadem’i tahta çıkardılar. Arnavut asıllı HoÅŸkadem (1461-1467) çıkan isyanları bastırarak ülkesini barış içinde yaÅŸatmayı baÅŸardı. Kendisini metbû tanıyan Uzun Hasan’ı Karakoyunlular ve DulkadıroÄŸulları’na karşı destekledi. Osmanlılar’la bozulmuÅŸ olan iliÅŸkiler ise daha da gerginleÅŸti. HoÅŸkadem’in ölümünün ardından taht dört ay içinde dört defa el deÄŸiÅŸtirdi. Emîr Yelbay ve halefi TemürboÄŸa bu makamda yaklaşık ikiÅŸer ay oturabilmiÅŸken üçüncüleri Hayır Bey gasbettiÄŸi makamda ancak bir gece kalabildi. Sonunda Hayır Bey’i teslime zorlayanların lideri Kayıtbay arkadaÅŸlarının ısrarı üzerine sultanlığı kabul etti.
Yirmi sekiz yıl saltanat süren (1468-1496) ve Burcî Memlükleri’nin en büyük sultanı sayılan Kayıtbay’ı uÄŸraÅŸtıran en önemli mesele Osmanlılar’la mücadelesi oldu. Ä°ki tarafın orduları arasında Çukurova’da cereyan eden savaÅŸlar beÅŸ yıldan fazla sürdü ve on beÅŸ yıllık bir barışın imzalanmasıyla sonuçlandı. Kayıtbay bu dönemde iyice bozulan ekonomiyi düzeltmeye çalıştı.
Kayıtbay’ın ardından ülkede istikrar tekrar bozuldu. BeÅŸ yıl içinde biri iki defa olmak üzere beÅŸ sultan tahta çıktı. Ä°syanlarla tahttan indirilen bu sultanlardan üçü öldürüldüÄŸünden artık tahta çıkmak ölümü göze almak demekti. Nitekim Tomanbay el-Âdil’i tahttan indiren emîrlerden hiçbiri onun makamına oturmak istemedi. Bu cesareti gösteren Kansu Gavri ise istedikleri anda tahtı bırakacağına söz vererek arkadaÅŸlarından kendisini öldürmeyeceklerine dair söz almıştı. Asker maaÅŸlarını dahi ödeyemeyen Kansu Gavri durumu düzeltebilmek için sert bir politika izledi. Ekonomik krizi atlatabilmek amacıyla vergileri arttırdı, vakıflardan ve diÄŸer hayır müesseselerinden vergi aldı. Memlük ekonomisini iyice zora soktu. Kansu Gavri, Hindistan ticaret yolu için Portekizliler’le girdiÄŸi mücadelede baÅŸarısız kaldı. Onlarla yaptığı deniz savaÅŸlarında Osmanlılar’dan teknik ve asker bakımından yardım aldı. Fakat bir süre sonra iki ülke arasındaki iliÅŸkiler bozuldu.
Åžah Ä°smâil’i yenen Yavuz Sultan Selim’in Memlükler’e tâbi DulkadıroÄŸulları’nı ortadan kaldırması iki ülkeyi savaşın eÅŸiÄŸine getirdi. Nihayet Kansu Gavri’nin Åžah Ä°smâil ile ittifak kurmasını vesile yapan Yavuz Sultan Selim onun üzerine yürüdü ve Osmanlı topçusunun önemli rol oynadığı Mercidâbık Savaşı’nda Memlük ordusunu ağır bir hezimete uÄŸrattı (25 Receb 922 / 24 AÄŸustos 1516). Hazinesi Osmanlılar’ın eline geçen Sultan Gavri bu savaÅŸta ortadan kayboldu. Savaşın ardından kılıç kullanmadan Halep ÅŸehrine giren Osmanlı kuvvetleri Hama, Humus ve DımaÅŸk’ı aldı.
Kahire’de sultan ilân edilen son Memlük hükümdarı Tomanbay büyük zorluklarla asker toplamaya çalıştığı sırada DımaÅŸk’ta bulunan Yavuz Sultan Selim’in kendisini itaate çağıran mektubunu aldı. Yavuz Sultan Selim ona teklifini kabul ettiÄŸi takdirde kendisini Mısır valiliÄŸinde bırakacağını, teklifini reddedecek olursa üzerine yürüyeceÄŸini söylüyordu. Bu teklifin reddi ve üstelik Osmanlı elçisinin onun emîrleri tarafından öldürülmesi savaşı kaçınılmaz hale getirdi. Tomanbay, maddî imkânsızlıklara raÄŸmen baÅŸÅŸehrini savunmak için Mukattam dağından Nil nehrine uzanan sahada tahkimat yaptırdı. Avrupa’dan almış olduÄŸu 200 civarındaki büyük topu Osmanlı ordusunun geleceÄŸi istikamete yönelik olarak yerleÅŸtirdi. Ancak casusları vasıtasıyla savaÅŸ planını öÄŸrenerek Mukattam dağını dolaşıp yandan ve geriden saldıran Yavuz Sultan Selim karşısında topları kullanamadı. Ä°ki gün süren Ridâniye Savaşı Osmanlılar’ın kesin zaferiyle sonuçlandı (29 Zilhicce 922 / 23 Ocak 1517). SavaÅŸtan kaçtıktan sonra bir ara Kahire’yi ele geçiren Tomanbay nihayet yakalanıp Bâbüzüveyle’de asılarak idam edildi (21 Rebîülevvel 923 / 13 Nisan 1517). Böylece Memlükler Devleti tarihe karıştı ve toprakları Osmanlılar’ın eline geçti.
Henüz yorum yapılmamış.