Abdurrahman Dilipak: Müslümanlar büyük bir titizlikle Ortodoksluğu himaye ettiler

Ermenilerin “Ermeni tarihi”nden haberi var mı? Amaaan, bu coÄŸrafyada kim kendi tarihini biliyor ki! Birileri, tarihi övgü ya da sövgü kitabı olarak kullanıyor. “Kan, kin, intikam”… Tarih adına ne kadar “düÅŸmanlık” varsa birileri onu yaÅŸatmaya çalışıyor, “sulhetmeye” deÄŸil. Oysa, adalet temelli bir ÅŸahidlikle varacağımız “barış daha iyidir”. Gerçek herkes için en iyidir.

Ermeni PatrikliÄŸini kim kurmuÅŸtu? Fatih Sultan Mehmed! Dağınık ve göçebe bir hayat yaÅŸayan Ermeni halkını bir araya getiren kiÅŸi Fatih’ti! Bunu Hz. Ömer’in Kudüs beyannamesinden yola çıkarak gerçekleÅŸtirmiÅŸti. Hz. Ömer de Süryani PatrikliÄŸini kurmuÅŸtu. Fatih Sultan Mehmed Ä°stanbul’un fethinden sonra aynı zamanda Rum Ortodoks kilisesinin başı olmuÅŸtu. Bunun ne anlama geldiÄŸini anlamamamız için bize laiklikten bu kadar çok söz ederken “Bizantinizm”i anlatmazlar. DoÄŸu Roma’yı bilmeyiz. BilmediÄŸimizi de bilmiyoruz! “Rum” diye kime denir, “Ahiyan-ı Rum”, “Baciyan-ı Rum”, “Gaziyan-ı Rum” kime denir bilmeyiz! “Arz-ı Rum”, “Rumeli”, “Rumi Takvim”, “Rumi sanat” ne demektir?.

Selçuklulardan Osmanlı’ya, Müslümanlar büyük bir titizlikle OrtodoksluÄŸu himaye ettiler. Onları Katolizme, daha sonra Protestanlığın ezmesine izin vermediler. Unutmayalım ki, Fatih Ä°stanbul’u fethetmek için Edirnekapı’ya geldiÄŸinde, Osmanlı ordusundaki gayrimüslim asker sayısı, Bizans’ın ordusundan fazlaydı. Ä°stanbul’un fetih tablosunu yapan büyük ressam Ä°talyan asıllı Zonaro, Fatih’i Edirnekapı’dan Ä°stanbul’a girerken resmettiÄŸi tablosunda, kendini elinde mızrağı ile Fatihin muhafızı olarak resmeder. Bunun ne anlama geldiÄŸini biliyor muyuz! Hamparsum’u ya da Donizetti’yi ne kadar biliyoruz. Rembetiko’yu, Anadolu halkları ile ortak deÄŸerlerimizin farkında mıyız. Cahillik baÅŸa bela. Biz 550 milyon Müslümanın yaÅŸadığı Hind coÄŸrafyasını bizim nasıl yönettiÄŸimizi bile bilmiyoruz! Bildiklerimizi çoÄŸu da, yalan - yanlış ÅŸeyler! Bu toprağın tarihinden bihaberiz anlayacağınız!

Bakın, Ermeni, Rum ya da Süryani halkının çoÄŸu, MoÄŸolların önemli bir kısmı Müslüman oldu. Bunu kimse araÅŸtırmıyor. Zaten aynı kökten, aynı coÄŸrafyadan geliyoruz. Biz bu coÄŸrafyaya Mogolistan’dan, Asya’nın steplerinden gelmedik. Hz. Adem’den, Hz. Nuh’tan beri buradayız. OÄŸuzhan’ın Hatay’a geliÅŸi 7. YY. Biz OÄŸuzhan’dan önce de buradaydık. Sonuçta hepimiz Hz. Adem’in çocuklarıyız ve Hz. Adem de topraktandı! Bakın “ırkçılık”, “kavmiyetçlik” ilk günah, ilk haram, laneti ilk hak eden düÅŸünce biçimidir. Akif’in deyiÅŸi ile “fikri kavmiyyeti tel’in ediyor peygamber”. 

Evet, yakın geçmiÅŸte Ermenilerle aramızda bir sorun yaÅŸandı. Benzer sorunlar her halk, hatta Ermenilerin kendi arasında da yaÅŸandı. Ya hu, Hz. Yusuf’u kim attı kuyuya, Kerbela, nerede, ne zaman kimler arasında yaÅŸandı. Bize düÅŸen görev: Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumda yana, zalimlere karşı olmak. Zalim babamız da olsa, mazlum düÅŸmanımız da olsa. Bir kavme olan düÅŸmanlığımız bizi onlar hakkında adaletsizliÄŸe sevk etmeyecek. Ä°ÅŸi ehline vereceÄŸiz. Ehliyet ve liyakat imandan önce gelecek. 

Irkçılık yaparak Allah’ın lanetine uÄŸrayanlar! DoÄŸduÄŸunuz ana - babayı siz mi seçtiniz, doÄŸduÄŸunuz zamanı, toprağı siz mi seçtiniz. Cinsiyetinizi ve derinizin rengini siz mi seçtiniz. Bundan dolayı insanlar ileri ya da geri olabilir mi! Evet, aramızda talihsiz, kanlı bir olay yaÅŸandı. Bunu adı “Mukatele”dir. Kan tartılarak adalet dağıtılmaz. Åžurada ÅŸunlar, burada bunlar daha çok, daha çok gözyaşı dökmüÅŸ ya da eÅŸzamanlı olarak, dökülmesine sebeb olmuÅŸtur.

Bu konuda kimse Batılılarla boy ölçüÅŸemez. Onların arkasına saklanarak kendini haklı gösteremez. Beyaz adam, dünyanın karasal olarak üçte biri büyüklüÄŸü bir coÄŸrafyada yaÅŸayan Kızılderilileri yok etti, Afrika kıtasında yaÅŸayan kara derilileri köleleÅŸtirdi, sarı ırkı sömürdü. Çünkü onlar beyaz adama göre insanlaÅŸma aÅŸamasını tamamlamamış maymunlardı. Sonra kendi aralarında sömürü mirasını paylaÅŸamadıkları için 100 yıl savaÅŸtılar. O da yetmedi dünyaya 2 sıcak 1 soÄŸuk dünya savaşı armaÄŸan ettiler! O da yetmedi, dünyayı terör, bölgesel savaÅŸlar ve darbelerle, aynı ülkenin halklarını birbirine düÅŸürerek kontrol etmeye çalıştılar. Bu kirli oyunlardan biri de Ermeni meselesi idi.

Ä°çimizdeki hainleri Ermenilere karşı, Ermenileri bize karşı kışkırtanlar aynı kiÅŸilerdi. Ermenileri Hırant Dink’in tabiri ile “soysürüm”e tabi tutan hainler, “siyasi emellerini emperyalistlerin emelleri ile ÅŸahsi çıkarlarını global çete ile tevhid eden” Ä°ttihat Terakki’ciler, Talat ve Cemal paÅŸalar deÄŸil mi. BaÅŸlarına Enver gafilini geçirip ahaliye zulmetmediler mi. Koca devleti siyasi ikbal davası uÄŸruna periÅŸan etmediler mi? Müslümanların halifesini, Selanik’e Yahudi iÅŸadamı Alatini Efendinin evine sürgüne göndermediler mi?

Tek Parti döneminde neredeyse zulmetmedikleri ahali kalmadı. Varlık vergisi ve taÅŸocaklarına sürülen gayrimüslim ahali! “Gürbüz”ler neyin nesi idi. Sapla saman birbirine karışmadı mı?

Bakın bu soysürüm, belli bir halkın ülke dışına sürülmeleri hadisesi deÄŸildi. Daha güvenli gördükleri bölgelere zorunlu göç ve iskan politikası idi. Burada bir sürü haksız, yanlış, trajik olayın yaÅŸandığı da bir gerçek. Daha sonra Ermenilerden bazılarının, bazı örgüt mensuplarının iÅŸgal kuvvetleri ile iÅŸbirliÄŸi yaparak onların askeri olup, içinde yaÅŸadıkları topluma karşı savaÅŸtıkları, zulmettikleri, iÅŸkenceler yaptıkları, hatta savaÅŸ suçu iÅŸledikleri de bir gerçek! DoÄŸru olan ÅŸu: Yanlış yapan kim olursa olsun ona karşı zarar gören kim olursa olsun, onun yanında olmak!

Bu “mugalata” tam anlamı ile bir “kontrollü bunalım stratejisi” ürünü olan, aynı ülkenin halklarının, çocuklarının kanları ve gözyaÅŸları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışanların bir oyunu idi. Ermeni komitacıları Müslümanlara kışkırtanlarla, Ä°ttihatçıları Ermenilere karşı kışkırtanlar aslında aynı grublardı. Amerikalılar, Ä°ngilizler, Fransızlar, Almanlar, Ä°talyanlar ve Osmanlığının parçalanması ile kendilerine yurt edinmeye çalışan Siyonistlerdi!

Asırlardır, biz bu coÄŸrafyada beraber yaşıyoruz. Bugün hâlâ, saÄŸ-sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk diye birbirimizle uÄŸraşıyoruz ve herkes bu kanlı senaryonun arkasındaki karanlık güçleri arkamıza almaya çalışıyor bu kirli hesaplaÅŸmada. Celladına aşık olan bir adamın haline benziyor halimiz. Hani ÅŸu Stockholm Sendromu dedikleri ÅŸey başımıza gelen. Taraflar olarak “Kaçtığımızı sandığımız ÅŸeye doÄŸru koÅŸuyoruz.” Celladımızın bıçağını bileyliyoruz. Åžunu bilmemiz gerek: Bir birimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacağımız tek bir zafer var!. Ä°ttihad, Ä°ttifak ve Ä°tilaf’la, ortak bir kelimeye gelecek ve bu kirli oyunu bozacağız. Oyun bitti. “1648 Vestfalya sendromu”nun sonuna geldik. “Düne dair ne varsa dünde kaldı. Evet ÅŸimdi yeni ‘Hayaller’ kurma zamanıdır.”GeçmiÅŸin bilgi birikimi ve geleceÄŸin hayali ile bugünümüzü yeniden inÅŸa edeceÄŸiz inÅŸallah. Ä°nsan insanın kurdu olmayacak. Birbirimizin hak ve hukukunun koruyucusu olacağız. Bizlerin kanları ve gözyaÅŸları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışanların kirli ve karanlık oyunlarına alet olmayacağız. Bu dünyayı kendimiz için cehenneme çevirmeyeceÄŸiz. Kendi cehennemimize kendi sırtımızda odun taşımayacağız. “Babalar koruk yediÄŸinde oÄŸullarının diÅŸi kamaÅŸmaz”. Tanıkları ve sanıkları kaybolmuÅŸ davalardan yola çıkan emperyalistlerin kanlı oyunlarına ve ifsat senaryolarına alet olmayacağız. Ä°nsanlık onuru galib gelecek. Selâm ve dua ile.