Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Mustafa Kutlu: Tek tip hayat tarzı silahıyla, hukukuyla, bilimiyle, modası ile bir güç gösterisidir

Her ne kadar zaman zaman rengini ve biçimini değiştirse de dünyada erkeklerin giyimi tek tip olmuştur. Ceket, pantolon, frenk gömleği, kıravat.



Yüzde bıyık ve sakal pek arzu edilmez, sıra dışı olmak isteyenler en nihayetinde saçlarını uzatırlar, o kadar (Åžimdilerde saçları kazıtmak da moda gibi).
 
Bu kıyafet erkek giyiminin gelip dayandığı noktadır. Medeniyet, ilerleme, kalkınma, bilgi, beceri, yetkinlik, (Belki iktidar) sembolüdür. Herhalde estetik açıdan da tasvip edilmektedir, lakin ben sosyal muhtevasına daha fazla önem veriyorum.
 
Bu kıyafet Avrupa iÅŸidir; onun zevki ve kültürünün meyvesidir. Kendisine “Avrupalı gibi olma” hedefini seçenler bu kıyafeti benimseyerek en azından dış görünüÅŸ bakımından Avrupalı “gibi”dirler. Böylece ben de “çaÄŸdaÅŸ”ım, ben de “bilim-ilerleme-kalkınma-medenileÅŸme” yolunda sizinle aynı safta durabilirim, sizi destekliyorum, sizdenim, beni de aranıza alabilirsiniz, benden size kötülük gelmez diyor “gibi”dirler.
 
Batı medeniyeti sadece teknoloji, hukuk, sosyal hayat bakımından deÄŸil, yeme-içme, kılık-kıyafet ve hayat tarzı açısından da kendi dışındaki milletleri, medeniyetleri, hayat tarzlarını kâh gönüllü olarak, kâh cebrî olarak kendine benzetti.
 
Bu “oluÅŸumun” temelinde “fabrika” vardır. Fabrika “seri üretim” demektir, açıkcası “tek tip”. Ä°nsanlığın yakın tarihinde fabrikadan önce, fabrikadan sonra diye bir ayrım yapılabilir. Biri eski dünya, yani buhar makinasından önceki dünya, öteki yeni dünya. Yeni dünya fabrika ile beraber yeni bir hayat tarzı getirdi. Mesai saatleri, tatil günü, saat kulesi, servis veya metro, üniforma, toplu yemek, patron (Fabrikatör) ve iÅŸçi, iÅŸçilerin mahalleleri ve dramatik hayatları, sömürü düzeni, pazar için üretim vesaire. BildiÄŸiniz ÅŸeyler. Fabrika zamana hakim olmuÅŸ, hayatı yeniden tanzim etmiÅŸtir.
 
Sanayi devrimi insanların (Patron ve iÅŸçi ayırmaksızın) “tek tip” bir hayata baÄŸlanmalarını, bunun gereklerini yerine getirmek için çırpınmalarını, sermayenin hakimiyetini, kârın sürekliliÄŸini, günümüzdeki krizin dahi temellerini atmıştır.
 
Bu hegemonyaya katılmak istemeyenler küçük sembollerle muhalefet ÅŸerhi düÅŸüyorlar. Meselâ Ä°ranlılar sakal bırakıyor ve kıravat takmıyor. Bunun elbette bir mânası var ama Ä°ran'daki günlük hayata baktığınızda batılı tarzın dışında büyük bir fark bulamazsınız.
 
Araplar ve baÅŸka Asya ve Afrika ülkelerinde “tek tip” olmayan giysiler hâlâ var ama Avrupa onları “çeÅŸit bulunsun” diye kale almıyor. Petrol konusunda hır çıkarmadıkları sürece ne giyerlerse giysinler.
 
Bu tek tip üniforma dünyayı Batı medeniyetinin tebası haline getirmiÅŸtir. Ä°çerde ve dışarıda muhalif hareketler (hippiler vb. gibi) görülse de yeni dünyanın hayat tarzı modern teknolojinin ellerine teslim edilmiÅŸtir.
 
Dizüstü bilgisayar taşımak icap ettiÄŸi zaman çantaların dizaynı deÄŸiÅŸmektedir. Bir zamanlar bizimkilerin de “keçi sakalı”, “papaz sakalı” diye alay edip küçümsedikleri sakal ÅŸekli entelektüellik sembolü olarak benimsenmiÅŸtir.
 
Bach ve Mozart, bilumum Klasik Batı MüziÄŸi ustaları “evrensel deÄŸer” olarak kabul görmüÅŸ, Tiyatro tanrısal denebilecek (Eh doÄŸrudur paganları hatırlamalı) bir yüceliÄŸe eriÅŸmiÅŸ, Batı fikir tarihi ve toplumsal geliÅŸmesi model olmuÅŸ iken tek tipin dışına çıkma güç ister.
 
Sadece güç de yetmez. (Mao üniforması bitti).
 
Bakın günümüzde kot pantolon dünyanın bütün ülkelerinde kullanılmaktadır. SaÄŸlamdır, pratiktir, her gömlekle giyilir, estetik hüviyeti vardır. Siz bu pantolon ile rekabet etmek istiyorsanız, onu dışlamak arzusunda iseniz ondan daha kullanışlı, daha estetik, daha dayanıklı bir pantolon modeli geliÅŸtirmeniz lazım. Bu da yetmez; satış-pazarlama ve reklamda “kot”u tahtından indirmelisiniz. Yoksa kuru gürültü sayılacak protestoların kıymet-i harbiyesi yoktur.
 
Tek tip hayat tarzı silahıyla, hukukuyla, bilimiyle, modası ile bir “güç gösterisi”dir. Hakim sermaye ve hakim kültür daima hükmünü yürütür. Japonların geleneklerine baÄŸlı olması bir menkıbedir. Tersine “tek tip” olmaya can atan en disiplinli topluluk Japonlardır. Ä°ÅŸini kaybedenlerin intihar ettiÄŸi söyleniyor.
 
Bu “tek tip” hayat faÅŸizmin dik âlasıdır. Ä°nsanlığı nereye götürmektedir? El-cevap: Kıyamete. Kıyamet bildiÄŸimiz dinî mânası ile söylenmiyor. Korku, ÅŸiddet, mutsuzluk, güven duygusunu kaybetmek, ailenin yokoluÅŸu, sevgi ve merhamet kaybı, yalnızlık, karamsarlık, baskı altındaki milletlerin düÅŸmanlığı, terör, her yıl adı bilinmedik hastalıkların zuhuru, istikbal endiÅŸesi, kaçış duygusu, depresyon, tüketim ihtirasının en üst seviyeye taşınması, seks dahil evlat sevgisi dahil, dinî inanış dahil, insanları sürükleyen her ÅŸeye kayıtsızlık, ölüm ve hastalık korkusu, makinalaÅŸma, makinanın esiri olma, hasılı hayattan bezme, bıkkınlık.
 
Bu sebeple “tek tip”ler ha bire içiyor. Eh madem “çıkış yok”, o zaman “içelim güzelleÅŸelim”. Beyhudedir köhne dünyayı tamire çalışmak.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.