Sosyal Medya

Güncel

Yasin Aktay: Devrim hırsızları Sudan ve Libya’da

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Sudan ve Libya bugünlerde çok ilginç olaylara sahne oluyor. Olayların özeti halkların giriÅŸtiÄŸi devrilerin organize iÅŸlerle çalınma giriÅŸimleri olarak nitelenebilir.
 
Aralık ayı içinde Sudan’da ekmek fiyatlarının yükseltilmesini protesto olarak baÅŸlayan gösteriler Sudan’da bir Arap Baharı dalgasından söz ettirirken yazdığım bir yazıda geliÅŸmelerin bahardan ziyade yeni bir dalavere izlenimi verdiÄŸini söylemiÅŸtim.
 
Sudan’daki bir Devrim’i mevcut durumda Sudan halkının devrim hırsızlarına karşı korumasının çok zor olduÄŸu görünüyordu. Aksine ÅŸu anda bütün olumsuz özelliklerine raÄŸmen Ömer BeÅŸir yönetimindeki Sudan’ın bu sürece sürüklenmesi bütün Afrika’da ciddi bir istikrar sorunu oluÅŸturma tehlikesini barındırıyordu.
 
Ömer el-BeÅŸir’in bütün eleÅŸtirileri hak eden 30 yıllık iktidarı her türlü baÅŸarısızlık, iç savaÅŸ, darbe, anayasanın askıya alınması, yolsuzluk örnekleriyle dolu. Bu yüzden halkların hiçbir rızalarının kalmamış olduÄŸu bu yönetimin gitmesini, yerine yüksek katılımlı, ÅŸeffaf, dürüst, hesap verebilir yönetimiyle iÅŸbaşına gelecek bir sistemi talep etmelerinden daha haklı bir ÅŸey olamazdı.
 
Sudan’daki halk hareketi ÅŸu ana kadar büyük bir ısrarla, ortaya koyduÄŸu irade davasında önemli bir mesafe de kaydetti. Ancak devrim yapamadı henüz, yaptığı ÅŸey sadece bir askeri yönetimi baÅŸka bir askeri yönetimle deÄŸiÅŸtirmek olabildi ÅŸimdiye kadar. Tamamlanmamış devrimin bir askeri darbeyle soÄŸutulmaya çalışmasını ise ayaÄŸa kalkmış olan halk kabul etmiyor tabi. O yüzden meydanlar ilk günkünden daha büyük kalabalık kitlelerle doluyor ve taleplerinin bir Devrim düzeyinde yerine getirilmesini talep ediyorlar.
 
Ancak iÅŸin bu aÅŸamasında malum bölgesel ve küresel devrim hırsızları veya devrim katilleri de boÅŸ durmuyor. Devrimi doÄŸmadan boÄŸmak veya çalmak için bütün çabalarını ortaya koyuyorlar.
 
Sudan’da iÅŸbaşına gelen on kiÅŸilik yüksek askeri konseye malum Körfez ülkelerinin yoÄŸun baskıları ilk günden itibaren baÅŸladı. BAE-SA-Mısır eksenli yoÄŸun bir lobi faaliyetiyle askeri konsey üyelerine bir rota çizilmeye çalışılıyor. Bu rotada Mısır tecrübesine ve tavsiyesine kulak vererek gerekirse meydanları doldurmuÅŸ olan kitlelerin üzerine rastgele ateÅŸ açarak birkaç bin kiÅŸiyi katletmek var. Böylece Mısır’da olduÄŸu gibi insanlar evlerine tıpış tıpış dönmek zorunda kalacak ve Sudan halkının henüz doÄŸmamış Devrimi gasp edilmiÅŸ olacaktır.
 
Sudan halkı BAE-SA-Mısır ve diÄŸer ABD ve Avrupa ülkelerinin kendi devrimlerini çalmasına karşı büyük bir bilinç ve duyarlılık içinde tabi. Her türlü müdahale giriÅŸimine karşı tepkilerini sahada ortaya koyuyorlar. Ancak devrimlerinin ÅŸiddetle, zorla çalınmasına karşı nasıl bir tedbir alacaklar? Taleplerine cevap verme adına Ömer BeÅŸir’i indiren askeri konsey kendilerini mi dinleyecek yoksa ÅŸu anda akbabalar gibi Devrimlerinin üzerinde dolanan acımasız, devrim katillerinin istediklerini mi yapacaklar?
 
KuÅŸkusuz devrim katillerinin yapacakları tekliflerin peÅŸinden gittiklerinde Sudan’ı bekleyen bundan sonra telafisi çok zor bir zulüm ve istibdat, bedelini sadece Sudan halkının ödeyeceÄŸi bir yoksulluk ve yokluktan baÅŸkası olmayacak.
 
Bu Devrim hırsızları/katillerinin Mısır’da ve Yemen’de yaptıkları ÅŸu anda Libya’da Hafter eliyle yapacaklarının teminatı veya habercisi gibi. Hafter denen adamın Libya halkı nezdinde hiçbir karşılığı yok. Libya’da iyi kötü yürümekte olan bir ulusal diyalog süreci devam ederken Mısır’daki darbenin hemen ardından, aynı devrim hırsızları tarafından kendisine saÄŸlanan silahlı güç imkanlarıyla Libya’da yönetime el koyduÄŸunu ilan etti.
 
Kendisine bu ilanı yapmaya imkan veren tek ÅŸey eline tutuÅŸturulmuÅŸ silahlardan ve hava gücünden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi. Uluslararası toplum Libya halkının temsilcisi olarak Trablus’taki Ulusal Ä°ttifak Hükümetini tanıyordu ve hala onu tanıyor. Buna raÄŸmen halk düzeyinde sahada kontrol edemediÄŸi Libya’nın bir kısmında silahlı gücüyle kontrolü saÄŸlamış olan Hafter’in kanun, hukuk tanımaz tavrıyla Libya fiilen bölünmüÅŸ durumdaydı. Bir süre önce ise bu bölünmüÅŸlüÄŸü meÅŸruiyet lehine deÄŸil, kendi zorbalığı lehine sona erdirmek üzere harekete geçti. Trablus’u iÅŸgal etmek üzere yola çıktı. Bu yolda Trablus hükümeti ve halkın temsilcileriyle bir diyalog falan aradığı yok, elinde silah bütün Libya halkını esir almaya çalışıyor.
 
Libya halkına vaat ettiÄŸi hiçbir iyi yönetim, istikrar, adil paylaşım, demokrasi, temsil falan da yok. Tek istediÄŸi Libya’nın tamamını iÅŸgal etmek, bunun için sivillere yaptığı saldırılarla ÅŸimdiye kadar yüzlerce insanın ölümüne binlerce insanın yaralanmasına on binlerce insanın da evlerini yurtlarını terk etmelerine yol açan savaÅŸ suçları dolayısıyla Uluslararası Ceza Mahkemesine ÅŸikayet edildi, BM onun bu hareketinin kabul edilemez bir savaÅŸ suçu olduÄŸunu duyurdu.
 
Ne var ki, bu savaÅŸ suçlusu bu suçunda yalnız deÄŸil. Onu açıkça azmettiren, destekleyen sadece Körfez ülkeleri deÄŸil, sözüm ona demokratik bir dünya da var. ABD ve Fransa tek gerekçesi silahlı gücü olan Hafter’in arkasında onun özgür bir halkın sivillerini öldürme pahasına esir almasına hiçbir itirazları yok.
 
Türkiye’ye 1915 yılındaki bir olaydan dolayı insanlık dersi vermeye cüret edenler, utanmadan bugün sadece biraz daha petrol için göz göre göre katliamlar yapan, bir halkı öldürmeye, kalanları esir almaya kalkan bir diktatör heveslesini destekliyor. Bir utanç konusu olarak bu olay bugünün Batı dünyasına yeter de artar bile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.