Kemal Öztürk: İstanbul’u kaybetmesinin yanı sıra AK Parti bir de ‘inandırıcılık yarası’ aldı
Follow @dusuncemektebi2
Siyaset ve iletişim, en çok kriz anlarından etkilenir. Siyasetçilerin becerisi de kriz anında ortaya çıkar. Birçok kriz, siyasi lider doğurmuştur. Birçok kriz de partilerin, siyasetçilerin büyük yara almasına neden olmuştur.
Kemal Öztürk / Yeni Åžafak
Bu yüzden kriz yönetimi baÅŸlı başına bir bilim haline gelmiÅŸtir.
Ä°stanbul seçimlerinde siyaset ve iletiÅŸimde yaÅŸananlar, tam olarak “siyasal iletiÅŸim” krizidir.
HUKUK, SÄ°YASET, Ä°LETİŞİM ÜÇGENÄ°
Seçimlerinde birtakım sorunlar olduÄŸu aÅŸikar. Sonuçlarından yola çıkarsak, deÄŸiÅŸen oy oranları, yeniden yapılan sayımlar, düzeltilen geçersiz oylar sistemde bazı sorunların olduÄŸunu gösteriyor bize.
Bu teknik sorunların düzeltilmesi için yapılan hukuki itirazların tamamı doÄŸru atılmış adımlardır. Nitekim AK Parti’nin yaptığı da budur.
Bundan sonra, bu itirazın siyaset ve iletiÅŸiminin yönetilmesi geliyor. Buna siyasal iletiÅŸim krizinin yönetilmesi denir. Bu krizi kimler yönettiyse bazı hayati hatalar yaptılar.
Ä°NANDIRICILIK SORUNU
Kriz yönetiminde en önemli konu, verilen bilgilerin inandırıcılığıdır.
Ä°lk ve en büyük hata, sandık sayımı bitmeden Binali Yıldırım’ın kameralar karşısına çıkarak “ben kazandım” demesidir. Yıldırım’ın kazanmadığı kısa sürede anlaşıldı. Her ne kadar Yıldırım daha sonra parti il yönetimiyle bu yüzden büyük tartışmalar yaptıysa da, o dakikadan itibaren “inandırıcılık” konusundaki kan kaybı baÅŸlamış oldu.
Krizi yönetenler hukuki itirazlarını, içinde ‘FETÖ, karanlık güçler, organize olmuÅŸ kötülük, büyük sahtekarlık, oy çalma, ÅŸaibe, sahte seçmen, FETÖ iltisaklı sandık baÅŸkanları’ gibi ÅŸok edici iddialarla besleyip, büyük bir kampanyaya dönüÅŸtürdüler. Bunu AK Parti’yi destekleyen medya aracılığı ile bir anda gündemin ilk sırasına oturttular.
Öylesine yoÄŸun ve büyük bir iletiÅŸim propagandası yapıldı ki, ÅŸok eden iddiaları takip etmek bile neredeyse mümkün olmadı. ‘Tutuklanan sandık baÅŸkanları, sandık başında kavga, oyların yeniden sayılması’ gibi tüm iddialar, tek tek resmi makamlar tarafında yalanlanmaya baÅŸlayınca itirazın inandırıcılığı iyice kayboldu. Ahırlara girip, inek görüntüsü çekerek, ‘iÅŸte sahte seçmen’ diye seviyesi düÅŸük yayınlar yapan televizyonlar, insanların inanmama yönündeki kanaatini daha da pekiÅŸtirdi.
Krizin yönetilme sorunu böylece zirve yaptı.
ERDOÄžAN KRÄ°ZÄ°N BAÅžINDA NEDEN SESSÄ°Z KALDI?
Dikkatimi çekti, ErdoÄŸan’ın seçimden hemen sonra Ä°stanbul ve Ankara’da yaptığı ‘balkon konuÅŸmasında’ bu iddiaların ve itirazların hiçbiri yoktu. Daha sonraki 5 gün boyunca ErdoÄŸan konuÅŸmadı. Altıncı gün Cuma namazı sonrası yaptığı açıklamalarla bu iddiaları ilk kez sahiplendi ve dile getirdi. Rusya dönüÅŸü uçağına davet ettiÄŸi bir gurup gazeteciye bu iddialarını daha da kuvvetli halde ifade etti.
ErdoÄŸan neden 5 gün boyunca konuÅŸmadı ve sonrasında nasıl ikna oldu bilmiyorum. Ancak benzer durum Binali Yıldırım için de geçerliydi. Yıldırım da ÅŸok eden iddialar ortalığı kasıp kavurmasına raÄŸmen konuÅŸmadı, medyanın karşısına çıkmadı. Sonunda bir tivit atarak ‘YSK kararını bekliyorum’ dedi. Ancak neden oldu bilmiyorum, son bir basın toplantısı yaparak, tüm ÅŸok eden o iddiaları sahiplendi ve “seçim murdar oldu” diyerek büyük bir risk aldı.
MAZABATANIN VERÄ°LMESÄ°
AK Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısı Ali Ä°hsan Yavuz, sözcü Ömer Çelik ve AK Parti Ä°l BaÅŸkanı Bayram Åženocak, kriz süresince en çok medya karşısında çıkan isimler oldu. Gösterdikleri belgeler, iddialar, suçlamalar çok büyüktü.
Lakin Ä°stanbul Ä°l Seçim Kurulu tüm itirazları deÄŸerlendirdi, bir kısmını düzeltti ancak yine de mazbatayı Ekrem Ä°mamoÄŸlu’na vererek onu baÅŸkan ilan etti.
Böylece o ÅŸok eden iddiaların büyük kısmının seçimleri etkilemediÄŸini ilan etmiÅŸ oldu. Bu kararla, AK Parti’nin seçimdeki ‘teknik ve hukuki’ krizi, ‘inandırıcılık krizine’ dönüÅŸmüÅŸ oldu.
Åžimdi Yüksek Seçim Kurulu’na yapılan olaÄŸanüstü itirazın sonucu bekleniyor. Çıkacak kararla birlikte tartışmalar daha da büyüyecektir.
BELEDÄ°YE KAYBETMEK ÖNEMLÄ° DEĞİL, Ä°NANDIRICILIK ASIL MESELE
Åžurası açık ki AK Parti bu krizi yönetemedi. ErdoÄŸan kriz yönetme sihirbazı olmasına raÄŸmen, bu krizin yönetimini belli bir ekibe bıraktı. Açıklamalarıyla verdiÄŸi destek, krizin doÄŸru yönetilmesine yetmedi.
Sonuçta, Ä°stanbul’u kaybetmesinin yanı sıra, AK Parti bir de yönetemediÄŸi krizden ‘inandırıcılık yarası’ almış olarak çıktı.
Ekrem Ä°mamoÄŸlu ise bu konuda en karlı çıkan kiÅŸi oldu. ‘Seçim kazanan baÅŸkan’ olacaktı ancak ‘zafer kazanan lider’konumuna getirildi. Bu da krizi yönetemeyen ekip sayesinde oldu.
Bir ÅŸehri, belediyeyi kaybetmek önemli deÄŸildir. Tekrar kazanılır. Ancak asıl büyük kayıp, AK Parti’nin en büyük sermayesi olan ‘inandırıcılığı’ yitirmesi olur. Bundan sonra bu yarayı iyileÅŸtirmeye odaklanmalı AK Parti.
Henüz yorum yapılmamış.