Sosyal Medya

Tolstoy'un Türkiye ve Müslümanlarla ilişkisi nasıldı?

Küçük yaşlardan itibaren gerek okullarda gerek farklı mecralarda Tolstoy gerçeğiyle karşılaşan bizler, Tolstoy’dan gerçekten haberdar mıyız? Yusuf Tunçbilek dunyabizim.com için yazdı.



Vicdanlı gördüÄŸümüz ünlü insanları Müslüman yapmaya olan merakımız gerçekten araÅŸtırılmaya deÄŸer ilgi çekici bir konu. Kimleri Müslüman yapmadık ki ÅŸu zamana kadar? Che Guevara, Karl Marx ve Lev Tolstoy bunlardan sadece birkaçı...
 
Ä°ÅŸin iç yüzünü mü merak etmedik, araÅŸtırmaya mı üÅŸendik, güçsüzlüÄŸümüze güç mü katmaya çalıştık tam olarak belli deÄŸil. Burada salih olan niyetimiz, yayınevleri ve haberciler tarafından, satış ve tık oranlarını artırmak uÄŸruna ÅŸoklanıyor da olabilir; çünkü ünlü isimlerin Müslüman olduÄŸu ilk bu mecralardan yayılıyor.
 
Tolstoy da ölümünden yüz yıl geçtikten sonra Müslüman yaptığımız önemli isimlerden biri. Dikkat edilirse biz önümüze gelen her ünlüyü Müslüman yapmaya meraklı deÄŸiliz. EÄŸer birini Müslüman yapıyorsak, bunun bazı nedenleri oluyor. Kimini vicdanlı gördüÄŸümüzden, kimini haksızlıklara karşı çıktığı için, kimini de mazlumların yanında durduÄŸu için kendimizden bulup Müslüman yapıyoruz.
 
Dünyanın en büyük yazarlarından biri olan, Hıristiyan ve Rus kökenli olduÄŸu bilinen Lev Tolstoy, gerçekten Müslüman olmuÅŸ muydu? Tolstoy’un onu meÅŸhur eden dünya ve insanlar üzerine fikirleri var mıydı? Yoksa o sadece edebi ürünler ortaya koymuÅŸ bir yazar mıydı? Tolstoy’un “bizler” hakkında bir düÅŸüncesi var mıydı?
 
Hayatı okumak ve yazmakla geçen bir insanın fikirleri, bizimle olan iliÅŸkisi küçük bir yazıya nasıl sığdırılabilir bilemiyorum. BildiÄŸim onun fikirlerinin ve bizi ilgilendiren taraflarının hâlâ bilinmiyor olduÄŸu gerçeÄŸi. Küçük yaÅŸlardan itibaren gerek okullarda gerek farklı mecralarda Tolstoy gerçeÄŸiyle karşılaÅŸan bizler, Tolstoy’dan gerçekten haberdar mıyız?
 
Roman yazarı Tolstoy
 
Tolstoy’u anlamak için ilk önce onu ÅŸekillendiren ailesine bakmak gerekiyor. Tolstoy, toprakları ve emirlerine her daim hazır köylüleri olan, maddi refah düzeyi yüksek, soylu bir aileye mensuptur. Tolstoy’a ailesinden miras olarak -adeta başına bela olacak olan- yüzlerce köylü ve geniÅŸ tarım arazileri kalmıştır.
 
Tolstoy, yerinde olan maddi durumu dolayısıyla çalışma mecburiyeti duymuyordu, bu yüzden serbest okumalar yapar, özel dersler alır, çeÅŸitli okullarda eÄŸitim görmeye fırsat bulur. Fakat o özgür ruhuna ters ÅŸehir hayatı ve bürokrasinin resmiyetinden kaçarak üniversite eÄŸitimini yarıda bırakır. Bunalıma girdiÄŸi bu sırada, herhangi bir mecburiyeti olmamasına raÄŸmen, adeta intihar etmek istercesine Rus ordusuna katılır, Kafkasya ve Kırım gibi yerlerde, bazen cephede bazense cephe gerisinde görevler alır. Gelecekte yazacağı “Kazaklar”, “SavaÅŸ ve Barış” ve “Hacı Murat” romanları ile alakalı izlenimlerini hep bu zamanda edinir.
 
Batı ve DoÄŸu dillerine hakim olan yazar uzun Avrupa seyahatlerine çıkar, Batı’daki sanat ve fikir eserlerini yakından takip eder, fakat bu onun modernizm ve pozitivizme olan tepkisinin artmasına neden olur. Normalde kendisinin de bulunması gereken, Rus soylularının bulunduÄŸu ÅŸatafatlı ortamlardan kaçmıştır. Çevresinin teÅŸvikiyle yazı yazmaya baÅŸlamış, denemelerine dönemin ünlü yazarları olumlu tepkiler vermeye baÅŸlayınca bu alana, özellikle roman yazmaya yoÄŸunlaÅŸmıştır.
 
Buraya kadar her ÅŸey yolunda, yani bildiÄŸimiz anlamda edebiyatçı Tolstoy sahnede gibi gözükse de, mesele bununla kalmaz. Ailenin çoÄŸu -özellikle eÅŸi- onu sadece roman yazmaya ikna etmeye çalışsa da, o yaÅŸadığı çevredeki problemlerden yola çıkarak, bütün dünyada geçerliliÄŸi olan fikirler geliÅŸtirmeyi tercih eder.
 
Filozof Tolstoy
 
Ä°kinci bir Tolstoy olarak görülen filozof Tolstoy, 1874 yılında geçirdiÄŸi bir bunalım sonrası belirgin olmaya baÅŸlar. Romanlarıyla ünlenen yazar; artık din, eÄŸitim, ahlak, sanat, özetle hayatın bütününü kapsayan konular hakkında önemli eserler üretmeye baÅŸlamıştır. ÖrneÄŸin eÄŸitim hakkında özgürlük yanlısı fikirler ortaya atmış, köyünde kendisinin geliÅŸtirdiÄŸi farklı öÄŸrenim metotları uygulamıştır. Ä°nsanın doÄŸasının iyi olduÄŸu, medeniyetin, yani kötülüÄŸün girmediÄŸi Rus köylerindeki çocuklara, onları ileride büyük düÅŸünürler olmalarına yarayacak tohumlar atmak istemektedir. Açtığı okulun duvarında Tolstoy’un eÄŸitime bakış açısını özetleyen ÅŸu motto asılıydı: “Canın ne istiyorsa onu yap!”
 
Tolstoy romanlarına malzeme bulmak için Rus çarlarının hayatını araÅŸtırmaya baÅŸladığında iktidar, devlet, politika ve Rusya’nın korkunç yüzüyle karşılaÅŸmış, gençliÄŸinde askerlik yapmış olmasına karşın silahtan ve ordudan soÄŸumuÅŸtur. Artık o, elinde imkan olmasına raÄŸmen, bozulmuÅŸ ve uygarlaÅŸmış olarak gördüÄŸü kirli ÅŸehir hayatı yerine, kendisine miras kalan Yasnaya Polyana topraklarında, temiz ve saf bulduÄŸu köylü hayatı yaÅŸamaya baÅŸlar.
 
Sanatçıların aksine mujik (Rus köylüsü) kıyafetleri giyinir, tarlalarda çalışır, elbiselerini diker, ayakkabı yapar, yapmacık olmak yerine sıradan olmaya büyük bir aÅŸk beslemiÅŸtir. Halk arasında gördüÄŸü yoksullukların yanı başında soyluların lüks ve ÅŸatafatlarının hüküm sürdüÄŸünü gördüÄŸünde öfkesini mülke ve zenginliÄŸe yöneltmiÅŸtir. Kendisine miras kalan toprakları köylülerine dağıtmaya kalkmış, fakat o zamanın köylülerinin zihin dünyası bunu kabul edememiÅŸtir.
 
Ailesi ve yakınlarıyla birlikte sık sık oruç tutmuÅŸlar, diyet ve rejimler uygulamışlar, aşırı yemekten kaçınmışlardır. Çevresindeki yoksullara her zaman yardım etmiÅŸtir. Rusya’da kıtlık olduÄŸu vakit insanlarda bilinç oluÅŸturup yakınları ve takipçileriyle toplu yardımlar organize etmiÅŸtir. Ancak zenginlerin bu tarz hayırseverliklerle vicdanlarını rahatlattıklarını, problemin kökünden düzeltilmesi gerektiÄŸini vurgulamaktan da geri durmamıştır. Zenginler ve yoksulların birbirinden nefret ettiÄŸi bir dünyada çözüm yardım organizasyonlarında deÄŸil, bu insanların birbirlerini gerçek anlamda sevmelerinde yatmaktadır.
 
Bütün bu yardım için yapılan çaÄŸrılar ve organizasyonlar Rus Ä°mparatorluÄŸu tarafından dış düÅŸmanların eline malzeme verildiÄŸi gerekçesiyle problem olarak görülmüÅŸ, kır kiliseleri ise, açlıktan ölen insanlara, yapılan yardımları kabul etmemeleri gerektiÄŸi yönünde baskı yapmıştır.
 
Tolstoy, Hz. Ä°sa’nın pak yolunun kiliselerce üçüncü yüzyıldan sonra kirletildiÄŸini düÅŸündüÄŸünden, çevresinde egemen olan Ortodoks kilisesine de karşı çıkar. Zaten kilise ve yönetim de onun dinden çıktığını ilan eder. Bununla kalmayan hasımları onun nihilist ve tanrıtanımaz olduÄŸunu ilan eder, çeÅŸitli kitaplarını yasaklarlar, o ise isteyenlerin kitaplarını çoÄŸaltılabileceÄŸini basın yoluyla herkese duyurur.
 
Tolstoy, radikal gibi görünen fikirlerine karşın, örgüt kurup silahlı yahut silahsız bir mücadeleye giriÅŸmemiÅŸtir, zira o, ÅŸiddete de karşıdır. Sevgi ve aÅŸkla Hz. Ä°sa’nın yolunun sürdürülmesi gerektiÄŸini savunmuÅŸtur. Döneminin düÅŸünce insanlarının aksine onun hayatında ve fikirlerinde dinin vazgeçilmez bir yeri bulunmaktadır. Fakat bu din Rusya’ya ve zulümlerine hizmet etmekten baÅŸka bir iÅŸe yaramayan Ortodoksluk dini deÄŸildir.
 
Onun sanat anlayışında halkın anlayabileceÄŸi ürünler ortaya koymak aradığı en önemli niteliktir. Halkı üretilen sanat ürününü anlamamakla suçlamak kibir ve ahlaksız olduÄŸu gibi, aynı zamanda bu zenginlerin uydurmasıdır. Bundan dolayı birçok sanatçıyı isim isim çok sert eleÅŸtirmiÅŸtir.
 
Fikirleri kendi topraklarındaki insanları deÄŸil, Ä°ngiliz sömürüsü altında inleyen Hindistanlıları ve onların liderleri Mahatma Gandi’yi, pasif direniÅŸ felsefesi anlamında etkilemiÅŸtir. Ä°ki düÅŸünür arasında mektuplaÅŸmalar olmuÅŸtur.
 
Tolstoy'un Türkiye ve Müslümanlarla iliÅŸkisi
 
Tolstoy’un Müslümanlarla ilk karşılaÅŸması Kazan’da okuduÄŸu sırada olmalıdır. Ayrıca orada bulunduÄŸu sırada Türkçe ve Arapça dillerini öÄŸrenerek Müslüman kültürüyle iliÅŸkiye girmiÅŸtir. Kafkasya ve Kırım gibi bölgelerde kendisi de orduda olan Tolstoy, Osmanlı, Türkler, Kafkasyalılar, Ä°mam Åžamil ve Hacı Murat gibi insanları tanımıştır.
 
Orduda olduÄŸu zamanlarda belleÄŸine kazıdığı hatıralar ve daha sonra yaptığı araÅŸtırmalarla “Kazaklar” ve “Hacı Murat” gibi Kafkasyalı Müslümanlarla da alakası olan romanlar yazmıştır. YaÅŸadığı deÄŸiÅŸimlerden sonra ise savaÅŸa karşı bir tutum benimsemiÅŸ, Rus çarlarına yaÅŸanan savaÅŸları önlemek için mektuplar yazmıştır.
 
93 Harbi’nde (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) esir Osmanlı askerlerinin Tula’ya geldiÄŸinden haberdar olduÄŸunda onları çocuklarına göstermek için beraberce yola çıkmışlardır. Tolstoy Osmanlı askerlerini gördüÄŸünde onlara para ve sigara vermiÅŸ, hallerini hatırlarını sormuÅŸtur. Her birinin çantasında Kur'an olduÄŸunu gördüÄŸünde ÅŸaÅŸkınlığını gizleyememiÅŸtir. Geri dönüÅŸ yolunda “Ne görkemli, hoÅŸ, yakışıklı yiÄŸitler!” diyecek, Türkleri sadece Hıristiyan katili olarak gören oÄŸullarıysa babalarına bakakalacaklardır.
 
Birçok isimle mektuplaÅŸtığı gibi Mısır’ın tanınmış âlimi Muhammed Abduh’la da mektuplaÅŸmıştır. Abduh, Tolstoy’a yazdığı mektupta onun kabiliyeti ve zekasını övmüÅŸ, Mısır’daki etkisinin gittikçe arttığından bahsetmiÅŸ, Tolstoy ise bunun üzerine minnettar kaldığını belirtmiÅŸtir.
 
Tolstoy’un ölümünden yüz sene kadar sonra onun Müslüman olduÄŸu ile alakalı iddialar ortaya atılmıştır. Onun tarafından yazıldığı ve yıllardır gizlendiÄŸi söylenen, Hz. Muhammed’in hadislerinin derlendiÄŸi bir kitap yayınlanmıştır. Bu kitabın gerçek olduÄŸu tartışmalı olsa da Tolstoy’un Hz. Muhammed ve Ä°slam’dan olumlu anlamda etkilendiÄŸi yazdığı mektuplarda kesindir. Kendisini anlamayan ülkesi, kilise, ailesi, yakınları ve müritlerinden kaçtığında, planı Bulgaristan üzerinden Türkiye’ye geçmektir. (Bu ve yazıda bahsi geçen diÄŸer bilgi ve olaylar hakkında daha detaylı fikir sahibi olmak isteyenler Henri Troyat'ın “Lev Tolstoy” kitabına bakabilirler. Ek olarak, “anarÅŸizm” üzerine araÅŸtırmalar yaparsanız, Tolstoy'un fikirleriyle de karşılaÅŸma ihtimalinizin yüksek olduÄŸunu belirteyim.)
 
Hangi amaçla Türkiye topraklarına gelmeyi düÅŸünüyordu, Ä°slam’ı seçecek miydi pek bilinmese dahi onun görüÅŸleri ve yaÅŸamak istediÄŸi hayat Ä°slam’a oldukça yakındır. Hiç Ä°slam’a ve Müslümanlara sempati beslemediÄŸini varsaysak bile, fikirleri ve sofuvari hayat tarzıyla dahi günümüz Müslümanlarının Tolstoy’dan öÄŸreneceÄŸi çok ÅŸey vardır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.