Kürsü
Hüseyin Akın- Dört kitap dört şair
Follow @dusuncemektebi2
Hüseyin Akın- Milli Gazete
Åžiir hâlâ kendisini yazdırıyor. Dünyayı doÄŸru yerinden kavramayı baÅŸaranlar ÅŸiir yazmayı sürdürüyorlar. Sürdürülebilir olduÄŸu sürece ÅŸiir ÅŸairine bir hayat bahÅŸeder. Åžiirin ÅŸairine vaat edilmiÅŸ toprakları vardır. Åžiirde ısrarla bu vaat tahakkuk eder. Ebabil yayınları dört ÅŸairin yeni kitaplarını gönderdi. Her biri ÅŸiir ikliminden bir mevsime tekabül eden kitaplara doÄŸru yol alalım:
Dogma: Usta ÅŸair Osman Özbahçe’nin yeni ÅŸiir kitabı. Uzun soluklu ÅŸiirlerden oluÅŸuyor. “Dogma” kelimesinin ÅŸiirdeki sabitesi deÄŸiÅŸiyor gibi. Åžair “Dogma konuÅŸturuyor beni” derken bile daha ilk baÅŸta okurun dogmatik dirence dikkat kesilmesini saÄŸlıyor. Hayatın yalın mesajına dikkat kesilmeyenlerin kolay anlayamayacağı bir ÅŸiir Özbahçe’nin ÅŸiir. Fıtratla tazelenmek gerekiyor. Bilinci bilinçaltı ile tersyüz edilmiÅŸ bir idrakin istediÄŸini alamayacağı bir ÅŸiir aynı zamanda. “Her ÅŸeyini öÄŸrenmek istiyor devlet/ArkadaÅŸlık bir casusluk kursu” derken dağılan dikkatimizi toplayıveriyor. “Dogma” ÅŸiir kitabında 11 ÅŸiir var. 2014-2018 arası çeÅŸitli edebiyat dergilerinde yayınlanmış ÅŸiirlerden oluÅŸuyor. Sık dokunmuÅŸ, keyif bahÅŸetmeyen ÅŸiirler “dogma” ÅŸiirleri. Mutlaka okuyun ve yaÅŸadığınız hayatı bir de ÅŸairin aynasından görün derim.
Kapanış KonuÅŸması: Emre Öztürk’ün ilk ÅŸiir kitabı. Güzel bir ÅŸiir kitabı ismi. Daha ilk mısrada okuyucuyu ÅŸiirin içine çekiyor kitap: “Bütün sesler yaÅŸlanacak” Ötesini okumuyorum. Nasıl olsa geriden gelen dizeler bu dizenin katarına takılacak. Bir türlü dilimizin ucuna kadar gelip de söyleyemediÄŸimiz çetin hakikati ÅŸöyle de söyleyebilirmiÅŸiz: “Koca bir yaz geçti, dikey ve yatay bir yaz, bütün ölüleri gömdük”. “KroÅŸe Bir Hayat” ÅŸiirini de aynı bu heyecanla okudum. Ben Osman Konuk okurken de aynı heyecanı hissetmiÅŸtim, tam da bunu hatırladım. Sadece 15 ÅŸiirden oluÅŸuyor kitap. Åžiirleri okuyup bitirince ÅŸunu söyledim kendime: Bir ÅŸiirin peÅŸinden gitmek ne güzel!
Yürüyelim: Ne kadar yalın ne kadar sade ve de ne kadar hayatın içinden konuÅŸma diline yakın deÄŸil mi? Yürüyelim teklifinin içerisinden taÅŸan ÅŸiiri görenlere selam olsun. YürüyüÅŸ formunda bir satıh üzerinde hareket ediyor gibi “yürüyelim” ÅŸiiri. Yanına iÅŸtirakçi yüreÄŸin dışında kimseyi almadan. “Karın yaÄŸdığını görünce artık neyi anlayacağını bilen, bilen ve bekleyen, yürüyelim.” Üstat Sezai Karakoç’un da refakat ettiÄŸi bir yürüyüÅŸ olmalı bu. Önce okuyalım ve sonra okuduÄŸumuz alana doÄŸru yürüyelim.
Ar: Süleyman Sahra’nın en yeni ÅŸiir kitabı. Uzun soluklu yeni söyleyiÅŸ imkânlarını denemekten çekinmeyen ÅŸiirlerden oluÅŸuyor. Hayatın yüzüne karşı giderayak konuÅŸur gibi fasılasız. Åžiirlerin arasında sütre yok. Her biri kendi adını içinde saklıyormuÅŸ gibi. Sözü ÅŸairin aÄŸzından almış gibi kendime okuyorum: “evden çıkar çıkmaz/kuyudan su çekiyor/ürkek annem/ dökmek için ardımdan/ bakışına bulut topluyor/ bezgin babam/ yaÄŸdırmak için önümden/ gölgesini bürünüyor/mahcup zevcem/ özletmek için göynümden”. Hayata bir de ÅŸairin kavradığı yerden bakın derim. Okuma çağı geçip gitmeden.
Kalabalığa, gürültüye ve de kimi kimsesi olmayan sessizliÄŸe raÄŸmen ÅŸiir doÄŸru yüreklerde demlenir, sahici ellerde yazılıyor. Selam olsun!
Henüz yorum yapılmamış.