Sosyal Medya

Kürsü

D. Mehmet Doğan: Ayasofya gerçekten açılacak mı, yoksa bir seçim vaadi miydi?

D. Mehmet DoÄŸan- Karar



Bir kere Ayasofya gerçekten açılacak mı, yoksa bir seçim vaadi miydi?
 
Seçim kampanyalarında vaad edilenlerin kataloÄŸu yapılsa, bayağı hacimli bir kitap olur. Vaadler gerçek olsa, çözülmedik meselemiz kalmaz. 
 
Neler vaad edilmez ki?
 
Ayasofya’nın gündeme gelmesi bu seçime mahsus deÄŸil. GeçmiÅŸ yıllarda da 1970’lerden itibaren Ayasofya konusu siyasilerin gündeminde olmuÅŸtur. “Ayasofya açılsın, zincirler kırılsın” mitinglerini bizim nesil hatırlar. Hatta ANAP (bu harflerin açılımını bilen fazla yoktur: Anavatan Partisi!) kendi açısından Refah Partisi’nin konuyu istismarını önlemek için Ayasofya’nın bir bölümünü 1980’lerde ibadete açmıştır. Muhtemelen imam ve müezzin de tayin edilmiÅŸtir. Belki de Hünkâr mahfeli hâlâ bu ÅŸekilde kullanılmaktadır.
 
Bu evinize bacadan girmek gibi bir ÅŸeydir. Gerçek anlamda açılmış saymak mümkün deÄŸildir. Ayasofya’nın müzeliÄŸi bir belirsizlik halidir. Batı kamuoyuna “kiliseye tahvil edemezdik, müze yaptık” denilmek istenmiÅŸtir. Batılılar için nihai hedef kilise olmasıdır.
 
Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler, Sevr’de açıkça telaffuz edilen, Lozan’da muhtemelen perde gerisinde öne sürülen bir yükümlüÄŸü 1935’te yerine getirdiler.
 
Ayasofya üzerinde tasarruf bu anlamda bir hükümranlık meselesidir. Ä°stanbul’un Fatih’i fetihten sonra ÅŸehir üzerindeki hükümranlığını Ayasofya’yı camiye tahvil ederek ortaya koymuÅŸtur. Bilahire Fatih Ayasofya’nın da içinde olduÄŸu bir vakıfname tanzim ettirmiÅŸ ve miras bıraktığı eserlerin yönetimi ile ilgili konular bu vakfiyede kayda geçirilmiÅŸtir.
 
Yapının mülkiyeti konusunda problem yoktur. Vakıf olan bir mülkün herhangi bir ÅŸekilde vakıf ÅŸartları dışında tasarrufu mümkün müdür?
 
Hukuk devletinde mümkün olmamalıdır.
 
***
 
Ayasofya’ya hukuk açmalı, hukuk devleti açmalı!
 
Ayasofya’nın bir vakıf eseri olduÄŸu hatırlanmalı, Vakıflar idaresi yapının vâkıfının arzusu hilafına kullanılmasından ÅŸikayetçi olmalı ve aslî konumuna döndürülmesini talep etmelidir.
 
Bir vakfın asıl amacına uygun kullanılmasını talep etmek, elbette adaletin icabıdır.
 
Türkiye’de Ayasofya’nın vâkıfının iradesine uygun ÅŸekilde, yüzyıllardır olduÄŸu gibi camiliÄŸi bir hukuk meselesi olarak görülmelidir. 1935 tarihli Bakanlar kurulu kararı vakıf ÅŸartlarının üstünde olabilir mi? EÄŸer bunu kabul edersek bütün vakıf sistemini yok sayıyoruz demektir.
 
Vakıf mülkleri bugünün idari sistemi içinde Vakıflar Genel MüdürlüÄŸü’nün sahasındadır. Bu emlâkin vâkıfın iradesine uygun ÅŸekilde kullanılması kurumun en esaslı iÅŸidir.
 
Fatih’in 1462 tarihli vakfiyesinde “eÄŸer bu vakfiyeye uygun hareket edilmezse Allah’ın, peygamberlerin, meleklerin lâneti üzerine olsun” bedduası da hatırdan çıkarılmamalıdır. 
 
Ayasofya meselesinin hukuk yoluyla çözümü yönünde hareket geçmekte geç kalınmamalıdır, siyaseten çözüm yerine hukuki çözüm doÄŸru olandır. Bütün dünyaya söylenecek sözümüz de bu olmalıdır: Hukuk bunu gerektiriyor!
 
Kitap Hattı:
Necip Tosun’dan Edebiyat Atlası. Hikâyeden sinemaya kadar geniÅŸ bir ilgi alanına sahip olan Necip Tosun, aynı zamanda önemli bir hikâyecimiz. Teori ile uÄŸraÅŸanlar genellikle iÅŸin uygulamasından uzak dururlar. EleÅŸtiren daha mükemmel olmak zorunda, Necip Tosun bunu bilerek hikâyeciliÄŸi de sürdürüyor. Genç yaÅŸlarda yazmaya baÅŸladı, bu yüzden tecrübesi önemli. Edebiyat Atlası, hem okurlar için hem de yazma meraklısı gençler için tam bir kılavuz kitap. Kitabın son bölümünde yer alan okunacak eserler listeleri de bilhassa önemli. Edebiyat Atlası’nın kütüphanelerimizdeki müracaat kitapları arasına seçkin bir yeri olacağını söyleyebiliriz. (Dedalus, 0212 513 03 43)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.