Sosyal Medya

İbrahim Kahveci: Türkiye AK Parti döneminde yaşamış olduğu ekonomik refahı demokratikleşme paketleri ile sağlamıştı

Türkiye AK Parti döneminde yaşamış olduğu ekonomik refahı demokratikleşme paketleri ile sağlamıştı. Karnımızı da adeta demokrasi ile doyurmuştuk.



Ä°ki kez kağıt üzerinde revize ederek artırdığımız GSYH, 2018 yılı itibariyle 784 milyar dolara ulaÅŸtı. Ama unutmayın ki, 2006 yılında 400 milyar dolar olan eski hesap GSYH’yı hesap revizyonu ile 526 milyar dolara artırmıştık. Sonra ise, 2015 yılında yine 719,6 milyar dolar olan GSYH’mızı bir kez daha kağıt üzerinde revize ettik ve 861,9 milyar dolara yükselttik.
 
Ä°ÅŸte o iki kez kağıt üzerinde 268,6 milyar dolar revize ederek artırdığımız GSYH’mız yine de 784 miyar dolarda kaldı. EÄŸer bu revizeler olmasaydı son GSYH’mız 500 milyar doların altında kalıyordu.
 
Neyse ki revizyonlar vardı ve çalışarak baÅŸaramadığımız muazzam artışı kağıt üzerinde gerçekleÅŸtirdik.
 
Ocak 2003 - Åžubat 2019 dönemi içerisinde toplam 577 milyar dolar cari açık vermiÅŸiz. Cari açığımızın ana nedeni ise 2 trilyon 086 milyar dolarlık ihracatımıza karşılık 2 trilyon 867 milyar dolarlık ithalatımız olmuÅŸ.
 
Kısaca yabancılara sattığımızdan tam 780,9 milyar dolar daha çok mal almışız. Yani, ürettiÄŸimiz az, tükettiÄŸimiz ise çok fazlaydı.
 
Bizim bu açığımızı kim finanse etmiÅŸ?
 
Tabii ki yabancılar. 210 milyar doları doÄŸrudan yatırım olmak üzere, yabancılardan ülkemize gelen para 597,3 milyar dolar olmuÅŸ. Ama aynı zamanda kaynağı belli olmayan “Net hata-noksan” kaleminden de 58,2 milyar dolarlık bir net giriÅŸ olmuÅŸ. Böylece yabancılar bize toplamda 655,5 milyar dolarlık bir para yollamışlar.
 
Yabancılardan gelen paranın asıl kaynağının ise dış borç olduÄŸunu artık hepimiz biliyoruz. 2003 başında 129,6 milyar dolar olan toplam dış borçlarımız 2018 sonunda 444.9 milyar dolara çıkmış. Dış borçlardaki artış 315,3 milyar dolar...
 
Hazine verilerinde “Åžubat - Aralık 2019” dış borç ödeme projeksiyonu görülüyor: Kamu 4,9 milyar dolar faiz olmak üzere toplam 16,9 milyar dolar dış borç ödemesinde bulunacak. Buna karşılık özel sektörün de toplam 65,7 milyar dolar dış borç ödemesi var.
 
Kısaca ÅŸubat- aralık 2019 dış borç ödememiz 82 milyar 617 milyon dolar ediyor.
 
Åžubat ayında ödemeler dengesi -718 milyon dolar, ocak-ÅŸubat aylarında da -1 milyar 307 milyon dolar açık verdi. Evet, geçen yıl bu açık -11 milyar 491 milyon dolardı ama açık vermeye devam ediyoruz.
 
Bu ne demek biliyor muyuz?
 
Biz artık dış ödemeler için çok ciddi cari fazla vermemiz gerekiyor. EÄŸer yabancı sermaye ihtiyacımızı üretim ve dış satış ile karşılayacaksak cari iÅŸlemlerimizden dış borç ödeyecek kadar fazlalık vermemiz gerekiyor.
 
Aksi halde yine yabancı sermaye bulmamız gerekmektedir.
 
GeçmiÅŸ 17 yılda biz GSYH’mıza reel olarak sadece 300 milyar dolardan daha az bir gelir ekleyebildik. Buna kağıt üzerindeki revizyonları eklediÄŸimizde rakam 512 milyar dolara ancak çıkıyor. Oysa aynı dönemde yabancılardan bize gelen sermaye 655,5 milyar dolardı. 
 
Ä°ster revizyonları kabul edin, ister kabul etmeyin. Ya da ister dış borçlar özel sektörün deyin, veya kamunun dış borcu az deyin fark etmiyor.
 
Bize dolar lazım dolar...
 
Özel sektör de ihtiyacı olan doları dışarıdan alamadığında, mecburen içerden alıyor ve kurlar yükseliyor.
 
Nitekim geçen yılın nisan ayından aralık ayına kadar özel sektör iç piyasadan 22 milyar doların üzerinde bir kaynak çekmek zorunda kaldı.
 
Bankalar sendikasyon kredilerini yenileyemeyince kredilerden tahsil ettikleri kaynaklar ile dış borç ödediler.
 
Bunun sonucunda kurlar düÅŸmedi, yeni banka kredileri de verilemedi.
 
Åžimdi ABD pazarında 23 Martta TL manipülasyonu ile suçladığımız JP Morgan organizasyonunda dolar arıyoruz.
 
Ama son aylarda yaptıklarımıza bir bakalım: Mesela yabancı basın ajanslarının 10-20 yıllık çalışma izinlerini yenilemeyince “Türkiye’yi Tahran’dan anlatma” durumuna düÅŸmüÅŸtük.
 
Ya da, Ä°ç Ä°ÅŸleri Bakanımız Bodrum’a öylece gelip güneÅŸlenemezsiniz dediÄŸinde en büyük turist gelir kapımız olan Almanya’da tam da fuar zamanıydı ve iptaller baÅŸladı.
 
Bugün nasıl bir süreç yaÅŸadığımızı hepimiz görüyoruz. Demokrasimiz adına Ä°stanbul üzerinden seçimler 31 Mart gecesi veri akışı ile adeta dondu. Yine bir gece yarısı ‘fikrine katılır veya katılmazsınız’ hiç önemli deÄŸil, ülkemizde bir ekonomist (Mustafa Sönmez) bir paylaşım üzerinden gözaltına alınıyor.
 
Gece Yarısı Ekspresi filminin kötü izlerini silmek için kaç yıl uÄŸraÅŸtık hatırlayanınız var mı? Acaba benzer süreçleri yeniden hortlatmak için neden bu kadar uÄŸraşıyoruz?
 
Türkiye AK Parti döneminde yaÅŸamış olduÄŸu ekonomik refahı demokratikleÅŸme paketleri ile saÄŸlamıştı. Karnımızı da adeta demokrasi ile doyurmuÅŸtuk.
 
Bugün tam tersi yolda ilerliyorken, karnımızın tok kalacağını da kimse beklemesin.
 
KARAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.