Kürsü
Ali Haydar Haksal: Devleti yönetenlerin ya da yönetmeye aday olanların dil ve üslupları genel anlamıyla tam bir sokak dili
Follow @dusuncemektebi2
Ali Haydar Haksal- Milli Gazete
Devleti yönetenlerin ya da yönetmeye aday olanların dil ve üslupları genel anlamıyla tam bir sokak dili. Ve hatta sokağın biraz avamı andıran bir yaklaşımı bulunuyor. Ağırlığı olmayan, hoyrat, savurgan ve argo bir dil. Bu öyle bir düzeye doÄŸru seyrediyor ki, sokak dili bile bazen bunun karşısında hafif kalıyor. Eski kabadayıların da bir tarzı vardı. Ve saygı duyulurdu.
Çete dili, saldırganların dili, kültürü olmayan gençlerin dili. Belli yaÅŸta olan insanların konuÅŸmakta hayâ edecekleri bir dil de denilebilinir buna. Bu, halkın düzeyi midir, üst katmanda yer alanların seviye düÅŸüklüÄŸü müdür, bunlar birbirinin yansımaları mıdır? Halk ancak bu dilden anlıyor yaklaşımı mıdır? Bir zamanlar “beyaz” diye tanımlanan, bürokratik burjuva kesime karşı tercih edilmiÅŸ bir yöntem midir?
Ä°ÅŸin karmaÅŸası da budur. Kim hangi konumda. Köylülükten kurtulalım derken hoyrat bir burjuva özentisine yönelimin bir sonucu. Ä°ÅŸin tuhafı hem burjuvalaÅŸma, hem sekülerleÅŸme, hem köylülük, hem sokak dilli bir yaÅŸama biçimi. Karışıklık bundan. Hem hepsi olma, hem hiç biri olamama. Futbol sahalarında koro halindeki küfürler, saldırgan ifadeler günün yaÅŸama biçiminin bir dini ritüelidir. Bundan haz alınıyor ve kendinden geçiliyor. Toplumsal hayatın tam anlamıyla kaba bir yansıması.
Son zamanlarda bu giderek ağırlık kazandı. Sokak dilinin en kaba olanı bile tercih edildi. Devlet baÅŸkanına “kanka” ifadesi bir düzeyi gösterir. Söyleyen ile söylenen arasındaki memnuniyet yüz ifadelerinde karşılık buluyor. Asıl yadırganası olan da bu. Söyleyen hâlinden memnun. Söz konusu kiÅŸi gücün imkânlarından yararlanarak hiç ummayacağı bir baÅŸarıyı yakalamış buluyor. Yeri gelir birbiriyle en ağır bir dil ile küfür ve hakaret ederler sonra sokaktakilerin barışması gibi kanka oluverirler.
Rakip diye bilenen ve tanımlanan kesime böylece bir kabadayılık gösterisi gibi algılanabiliyor. Sokak iliÅŸkisi gibi bir durum. Hani, mahalle çocuklarının birbirlerine olan sevgileri ve birlikteliklerini andırır bir tutum.
Gençlerin dili artık çok farklı. Sokak dili kız erkek fark etmiyor birbirinin özdeÅŸi. Aynı dil ve yaklaşım. Hatta küfür ve argolarında da edep ölçülerini aÅŸan ve artık sıradan bir konuÅŸma biçimi. Çok deÄŸil bundan yirmi yıl önceki dil ile bugünkü dil bile çok farklı. Kısa, kestirme, sembol dili. Hani yeni deyimle, emojilerle, simgelerle hallerini, sevgi ve öfkelerini ifade eden bir konuÅŸma ve anlaÅŸma yöntemi.
Koca adamların, alay edercesine argo diliyle, kanka, lan, küfür gibi algılanacak ağır yaklaşımlarla konuÅŸması da bir düzeyi gösteriyor. Ya da bu bilinçli bir tutum oluyor. Bu, kendileriyle sınırlı kalmadığı gibi peÅŸlerinden sürükledikleri büyük kitleleri de etkiliyorlar. Onlar da onların dil ve üslubuyla konuÅŸuyorlar.
Medeniyetimizin ÅŸiir dili, edep dilidir.
Medeniyetimizin tasavvufi dili edep dilidir.
Medeniyetimin, Ä°stanbul’umuzun dili zariftir, incedir, insanın ruhuna hitap eder.
Medeniyetimizin dili sevgi dilidir. Merhamet ve aÅŸk yüklüdür.
AÅŸkımızı ruha hitap eden en güzel sözlerle ifade ederiz ki ruha ve kalbe dokunsun. Bir âşık sevdiÄŸine “gönlüm sana düÅŸtü” der. Bunu söylerken gönlün gönle hitabı olur. Gönlün bir gül goncasına konuÅŸu gibidir.
Medeniyetimizin dili aÅŸk dilidir. Kendini tam veren, kendini feda edercesine olan bir içlilik ve içtenliÄŸe sahiptir. Onda sahtelik, kabalık yoktur. Yalan söylenmez öylesi bir zamanda. Yalancının mumu kısa ömürlüdür.
Sahih âşıkların aÅŸkları dillere destan. Sözlü gelenekte de yazınsal gelenekte de ölümsüzdürler.
Ezanlar içtenliÄŸin ve ilahi olan sesin yankılanması. Åžarkılar, türküler içtenliÄŸin dili. Acılı olsalar da öyledirler. Sokak dilinin ne bir ÅŸarkısı ne bir kalıcılığı olur.
Henüz yorum yapılmamış.