Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Ali Şeriati: Özgün sözler, duyulmak için söylenen sözler değildir, söylenmek için söylenen sözlerdir.

Gözleri bulut rengindeydi, yok, melekût rengindeydi, atmosfer, kurşuni ilksizlik sabahı rengindeydi, ruh… Rengindeydi. Haaa! Anladım; gözleri tümüyle ruh rengindeydi, ruh ne renktedir? Ruh mu? Bilmeyecek ne var?



Ruh tümden ne renktedir, ne renktedir… Onun gözleri rengindedir. BuÄŸu ne renktedir? Onun gözleri renginde deÄŸil midir? Gözleriyle düÅŸ kuruyor, gözleriyle düÅŸünüyor gibiydi, gözlerinin bir yerler gördüÄŸünü sanmıyorum.
 
Ben ÅŸimdi düÅŸlemimde bir odaÄŸa dalmışım, gözlerim durgun bir delinin gözleri gibi gizemli bir korku içinde göremez olmuÅŸ, kıpırdamaz olmuÅŸ, açılıp kapanmayı unutmuÅŸtur.
 
Yanılmayasınız, bunlar birilerine iliÅŸkin söyleyerek duymasını istemediÄŸimiz sözlerden deÄŸildir, yok, bunlar bir ÅŸey deÄŸil, buna benzer söz çoktur, çok da deÄŸersizdir, herkesin böyle sözleri olur, birilerine, bir seslenilene söylenecek sözlerden söz ediyoruz biz, ondan baÅŸkasına söylenemeyecek, ondan baÅŸkasına söylenememesi gereken, bununla birlikte onunda duymaması gereken sözler, yüce, güzel tatlı sözler bunlardır, seslenilenin bile namahrem olduÄŸu sözler!
 
Bu nasıl söz? Bu nasıl seslenilen?
 
Bulunmadıklarında bulunduklarından daha çok “var olan” kimseler! Yer yer duymamaları gereken sözlerin seslenileni olan kimseler bunlardır iÅŸte, kendileriyle hep konuÅŸur durumda olduÄŸunuz kimseler bunlardır, güzel sözlerimizi de bunlara söyleriz hep, duymalarını istemediÄŸimiz sözleri, hep yazıp ta göndermediÄŸimiz mektupları da bunlara yazarız.
 
Özgün sözler, “duyulmak” için söylenen sözler deÄŸildir, “söylenmek” için söylenen sözlerdir. Özgün yazılar “okunmak” için yazılan yazılar deÄŸildir, “yazılmak” için yazılan yazılardır.
 
KuÅŸlara benzer duygular. Nereden gelir bilinmez. Kâh çığlık çığlıktır, kâh sesleri iÅŸitilmez. BaÄŸrında güneÅŸler tutuÅŸmuyorsa selamlayıp geçerler seni. KuÅŸlar soÄŸuk iklimi sevmez.
AÅŸk sevenin içinde varolan bir güçtür. Kendisini sevgiliye çeker. Oysa sevgi sevilende varolan bir albenidir. Seveni sevilene götürür. AÅŸk, sevgiliye egemenliktir. Oysa sevgi, sevilende yok olma susuzluÄŸudur.
 
Birden içime ÅŸu korkunç soru düÅŸüvermiÅŸti: “Ben hangiyim?”
 
Ruhunun bu kaygıyı duyumsayabilecek oranda büyük, geniÅŸ olduÄŸunu düÅŸünüyorum. KiÅŸinin kendini kendi içinde yitirmesinden daha korkunç ne olabilir? KiÅŸinin kendi içinde… ne desem?.. Kendisiyle iç içe olmuÅŸ, kendilerini kendisi gibi göstermiÅŸ… Yabancılar olmasından daha büyük bir yıpranış olabilir mi? Åžimdi ben kim olduÄŸumu bilmiyorum… ne korkunç!
 
Ä°çine bir yeraltı su geçidi gerek senin
Ä°ÄŸretilere kapın açılmasın diye senin
Evin içinde bulunan bir su testisi bile
Dıştan gelen bir ırmaktan iyi senin için
 
Çok ilginç! O var iken görmüyordum, o çağırıyor iken iÅŸitmiyordum… Ben görmeye baÅŸladığımda o yoktu… Ben iÅŸitmeye baÅŸladığımda o çağırmıyordu… SoÄŸuk, duru bir pınar, senin karşında coÅŸmakta, çağırmakta, inlemekteyken, sende suyun deÄŸil, ateÅŸin susuzluÄŸunu çekiyor iken, pınarın kurumasıyla birlikte, pınarın, senin susuzluÄŸunu çektiÄŸin o ateÅŸten boÅŸalıp buÄŸulaÅŸarak boÅŸluÄŸa uçmasıyla birlikte böylece ateÅŸin, çöle saldırarak onu kendi içerisinde eritmesiyle, yerden ateÅŸ bitip, gökten ateÅŸ yaÄŸmasıyla birlikte senin ateÅŸin deÄŸil suyun susuzluÄŸunu çekmeye baÅŸlaman, sonra da varoldukça senin yokluÄŸunun üzüntüsüyle eriyen kimsenin yokluÄŸunun üzüntüsüyle bir yaÅŸam boyu erimen ne üzücüdür!
 
“Var olmak”, dar, karanlık bir hücredir; kapısı ölüm, penceresi yaÅŸamdır, pencerelerini bulmamış olanlar ya da yalnız “var olmak”la yetinecek ölçüde “az” olanlar ile bu “az olmak” tan biraz çok olmaları ya da çok duruma gelenler intiharın kurtarıcı yardımıyla, kapıyı açar, kurtuluÅŸa doÄŸru kaçarlar.
 
“Ä°nsan” olma “bilme” ile gerçekleÅŸmektedir. Bunun en yüce belirginliÄŸi de kendini bilmedir. “Kendini bilme “ne rastlantısal olarak, ne de daha önceki bir kararlaÅŸtırma ile ve ne de gaybi ilham, kalbi duyumsama veya iç ışıması ile olur. BaÅŸkası (L’autrui) ile yürüttüÄŸü iliÅŸkilerinden yola çıkarak insan, “ben” (Lemoi)e ulaÅŸmaktadır. “BaÅŸka” olanı tanımakla ve duyumsamakla “kendisi”ni keÅŸfetmektedir.
 
Ali Åžeriati - Kevir

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.