Sosyal Medya

Rasim Özdenören: Kendini arayan insan onu nerde, hangi ân içinde arayacak?

Rasim Özdenören- Yeni Şafak



Ä°nsanın bir yitiÄŸini arar gibi, kendini arama ihtiyacını hissettiÄŸi süreçlerden geçtiÄŸi olur. Bazen birden ışıklar kesilir, insan zifiri bir karanlığın içine düÅŸer. Orada artık gövde yoktur, fiziksel varlığı görünmez bir yerlere düÅŸmüÅŸtür. Ä°nsan, orada, o karanlıkta saf bilinç halinde kalmıştır.
 
KuÅŸkusuz, bir gövdesinin var olduÄŸunu duyumsar, o gövdenin zaafları yaÅŸanır, yakalandığı hastalıklar, aÄŸrılar bilinir ve gövdenin malûliyetlerinin tümü yaÅŸanmaya devam eder. Gene de onun varlığı kiÅŸiyi ilgilendirmez olmuÅŸtur. O soru, o “ben kimim?” sorusu yenilenmeye hazır beklemektedir.
 
Ä°nsan saf bilinç haline geldiÄŸinde o soruyu cevaplayacağını sanır; ama bir kez daha görülür ki, o halde bile cevap kolay deÄŸildir. Tevrat’ın ünlü retoriÄŸi içinde, dudaklarınızdan: “Her ÅŸey boÅŸ” (Vaiz babı) kelimeleri döküldü dökülecek olur...
 
EÄŸer herÅŸey biteviye ve durmadan tekrarlanıyorsa, her ÅŸeyin boÅŸ olduÄŸuna inanmamak için sebep kalmaz. Ama hiçbir ÅŸey biteviye deÄŸildir ve hiçbir ÅŸey aynen tekrarlanmamaktadır. Tekrarlandığı sanılan ÅŸeyler bile deÄŸiÅŸerek tekrarlanmaktadır.
 
Allah Resulü’nün (sav) miraçtan sonra melekler hakkında bildirdiÄŸine göre, bazı melekler sürekli kıyam halinde, bazıları sürekli rükû halinde, bazıları da sürekli secde halinde bulunuyormuÅŸ. Bu hallerin herhangi birinde insanın sürekli kalması onun fıtratına uygun düÅŸmez. Ä°nsan biraz kıyam halinde, biraz rükû halinde, biraz secde halinde kalır. Hiçbirinde sürekli kalamaz. Onun fıtratı bir halden baÅŸka bir hale deÄŸiÅŸmek, dönüÅŸmek istidadındadır. Böylece her ÅŸeyin boÅŸluÄŸunu ileri süren önermenin burada yeri olmadığı anlaşılır hale gelir.
 
O zaman insan, Ä°mam Gazali’nin öÄŸüdünü tutmakta da zorlanacağını hissetmeye baÅŸlar. O, ÅŸöyle söylüyordu: Farz et ki, ömrün dolmuÅŸ, fakat sen Allah’a yalvarmış yakarmış ondan bir gün daha vermesini istemiÅŸsin ve o gün sana verilmiÅŸ; iÅŸte ÅŸu anda, sen, sana verilmiÅŸ olan o cabadan son bir günün içinde bulunuyorsun; o gün ne yapacak isen, her gün onu yap ve öyle yaÅŸa! Bunun kolay iÅŸ olmadığı besbelli. Ancak ÅŸurası da belli: her yaÅŸadığın gün, eÄŸer o son gün olsa bile, bu tekrarlanabilir bir ÅŸey deÄŸildir; bu, döngüsel bir olay deÄŸildir.
 
BaÅŸa dönersek, kendini arayan insan onu nerde, hangi ân içinde arayacak? Onu bulduÄŸunu farz ettiÄŸi her seferinde, acaba gerçekten onu bulmuÅŸ mu olacak ve böylece arayış bitmiÅŸ mi olacak? Ä°nsan asla kendini bir tek momentin içine sıkışmış olarak görmek istemiyor. Rahmetin her ânı nasıl farklı tecelliler içinde zuhur ediyorsa, insanın kimliÄŸi de, öylece ândan âna deÄŸiÅŸik tezahürler halinde bulunuyor. Ama asla sabitleÅŸmiyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.