Sosyal Medya

Kürsü

Abdurrahman Dilipak: Doların rengi aslında yeşil değil kan kırmızı olması gerek

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



Kapitalizm deyince ilk akla gelen ABD’dir. Kapitalizmin marka olarak sembolü; nasıl komünizmin orak-çekiç ise, onun da dolar iÅŸaretidir. “Kapital” deyince akla ilk gelen dolardır. Zaten kapitalizm “paracılık” demektir.
 
Siyonistler ve faÅŸistler, her ÅŸeyi kendi ırkları ve vatanları için görürler, her ÅŸey onların çıkarları için ve onlara göre olmalıydı. Aslında komünistler, o ırk kavramı yerine “iÅŸçi sınıfı”nı koyarlar. Her ÅŸey iÅŸçi sınıfı için, iÅŸçi sınıfına göre ve iÅŸçi sınıfı tarafından yapılacaktır. Kapitalistler için ise her ÅŸey parası olanlar için, parası olanlar tarafından, parası olanlara göre olacaktır. Çünkü, onlara göre, para çalışan ve baÅŸaranlara Tanrının ödülüdür!
 
Ä°lk para 7. yüzyılda Çin’de Tang Hanedanının iÅŸbaşında olduÄŸu zaman “emanet senedi” ÅŸeklinde kullanılmaya baÅŸladı. 1120’den itibaren Çin’de kâğıt para devlet tarafından ve devlet garantisi ile basılmaya baÅŸladı. Venedikli tüccarlar tarafından sınırlı bir ÅŸekilde kullanılmaya baÅŸlandı. Banknot terimi Ä°talyanlar tarafından 14’üncü yüzyılda “Nota di Banco” “banka notu” daha sonra “banknot” olarak kullanılmaya baÅŸladı. 1694’de Ä°ngiltere Merkez Bankası / Bank of England’ın kurulmasından önce de, altınlarını rehin edenlere (goldsmiths) adı verilen altın sertifikası düzenlenmeye baÅŸlanmıştı. Bank of England bu uygulamayı kontrol altına almak ve düzenlemek üzere kuruldu.
 
19’uncu yüzyılın ilk çeyreÄŸinde kâğıt para yaygınlaÅŸtı. Ä°ngiltere’de altın karşılığı banknot standardına geçildi. Ä°ngiliz Sterlini, altına baÄŸlı para olduÄŸu için ülke dışında da kabul gördü ve giderek dünyadaki ilk rezerv para haline geldi. ABD ve doların yükseliÅŸi 2. Dünya savaşından sonra oldu. 1944 yılında Bretton Woods’da IMF ile Dünya Bankasının kurulmasının ardından inisiyatif Ä°ngiltere’den ABD’ye geçti. O günkü ÅŸartlarda ABD Doları, altına endeksli tek para olarak kalmıştı. Doların altın karşılığı 35 dolar = 1 ons altın olarak sabitlenmiÅŸti. DiÄŸer ülke paraları dolar karşısında açıkladıkları kur üzerinden dolaylı konvertibiliteye sahip hale gelmiÅŸti.
 
ABD savaÅŸ dışı kalması, ekonomisinin hızla büyümesi sonucu küresel finans sisteminde dolar bütün paralar karşısında bir numaraya yükseldi. Dünyada merkez bankaları rezerv olarak altının yanında dolar tutmaya baÅŸladılar. 
 
Önce petrol dolarla alınıp satılmaya baÅŸlanınca, “Petro dolar” ortaya çıktı ve altın gibi çok önemli stratejik hammadde dolarla fiyatlandırılmaya baÅŸladı.. Dolar baÅŸlangıçta altın karşılığı basıldığı için altının dolarla fiyatlandırılması zor olmadı. Petro dolar ise, Körfez ülkelerinin üzerindeki ekonomik vesayet Ä°ngiltere’den ABD’ye geçmesi ile iÅŸ farklı bir boyut kazandı.
 
Vietnam Savaşı’nın ardından mali ve finansal kriz sonucu  ABD, 1971 yılında doların altın karşılığı olarak basılması ilkesini terk etmesinin ardından 1973 yılında Breeton Woods sistemi çöktü. ABD’de artık karşılıksız kâğıt para basan ekonomiler arasına katılmış oldu. “Altına (Gold) olan güvenleri” Tanrıya (God) dönüÅŸtü. Ya da Tanrıları para oldu! Ve dünyadaki bütün paralar da arkası arkasına altın karşılığı olmaktan çıktı. Altın yerine artık rezerv para dolar oldu. IMF kayıtlarına göre, 2014 yılı sonu itibarı ile ülkelerin döviz rezervi toplamı 8 triyon 85 milyar dolar. Bunun 3 trilyon 826 milyon doları ABD Doları. Toplam rezervlerde doların payı %63, 2. sırada %22 oranı ile 1 triyon 351 milyar dolar karşılığı euro var.
 
Madeni para, netice olarak üzerinde yazılı deÄŸere yakın bir deÄŸer taşır. Kağıt para, yani kaime ise, yalnızca kâğıt ve mürekkepden ibarettir. Kaldı ki, dolar ABD’nin deÄŸil, 7 patronun sahip olduÄŸu, ABD’nin kiraladığı bir para sistemidir. Bugün dolar, hâlâ, sanki altın karşılığı var olan bir para gibi dünyada kabul görmeye devam ediyor. Tabii bu arada dolar artık sadece kağıt olarak tedavül etmiyor. “Kaydi para” olarak sadece digital bir seri numarasından ibaret bir para haline geldi. “Proje dolarları” ile ABD’nin elinde büyülü bir ÅŸeye dönüÅŸtü. Bugün dünyada tedavülde ola kaydi para, basılı paradan daha fazla.
 
Doların saltanatı kanlı bir saltanattır. Kennedy katolikti, Yahudi lobisi ile başı dertte idi ve daha da önemlisi dolarını basma yetkisi dünya derin devletinin elindeki ‘’Federal Rezerv Bank’’ta idi. Kennedy bu yetkiyi onların elinden alıp, ABD Merkez Bankasına vermek istiyordu. Ona göre ‘’bir ülkenin parasını basma hakkının kiÅŸilerin elinde olması ABD bağımsızlığına vurulan bir darbe”ydi. Sonunda Kennedy bir suikast sonucu öldürüldü, yerine Ä°srail yanlısı yardımcısı Lyndon Johnson geldi.
 
Amerikan Dolarının bugünkü gücüne ulaÅŸmasında Japonya’ya atılan atom bombasının da, o soÄŸuk savaÅŸ denen, ilan edilmemiÅŸ 3. Dünya savaşının da, 68 kuÅŸağının da Vietnam savaşının da, hatta Körfez savaşının, Arap baharının, Afganistan’ın iÅŸgalinin 68 kuÅŸağının rolü vardır. ABD bu yollardan geçerek, Harry S. Truman’ın dediÄŸi gibi “dünyanın jandarması” oldu. Doların gücünün arkasında ne tek başına FED, ne Amerikan ekonomi var. Bu gücün arkasında aynı zamanda Pentagon var, CIA var. Evet, evet bu oyunun içinde FETÖ de var, BÇG de, PKK da var DAEÅž de. Hepsi doların saltanatının sürdürmesi için gerekli. Birileri bizim dökülen kanlarımız ve gözyaÅŸlarımız, çalınan alın terlerimiz üzerinde kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyor. Bakın Abraham Lincoln’den Charles Andre Joseph Marie de Gaulle’e, ondan Konrad Hermann Josef Adenauer’e herkesin dolarla bir hesaplaÅŸması var. Doların rengi aslında yeÅŸil deÄŸil kan kırmızı olması gerek.
 
ABD Dolarına karşı ilk çıkışı Fransız De Gaulle yaptı. Ardından Alman Konrad Adenauer onu destekledi. Her iki lider ABD’nin karşılıksız dolar bastığını fark ettiler. ABD’nin yalanını ortaya çıkaracaklardı. Piyasadan dolar toplayıp, ABD’ye “al doları, ver altını” diyeceklerdi.. Rusya ile de konuÅŸtular, ABD’nin Rusya’dan altın satın alarak açığını kapatmasının önünü kesmiÅŸlerdi. Charles de Gaulle, 1968’de Rusları bu konuda bilgilendirmek için Rusya’ya gitti. Moskova’da havaalanında ABD’li bir gazeteci: “Rusya’dan komünizm mi ithal edeceksiniz?” diye sordu. de Gaulle’ün cevabı ilginçti: “Dünyayı bizim sistemimiz ve Rusların sistemi mutlu edemedi. Ä°nsanlık ancak baÅŸka bir sistemle mutlu olabilir” dedi. CIA boÅŸ durmadı. ABD’nin yalanının üstü örtülmeliydi. Bugün Fransa’da ayaklanan sarı gömleklilerin kimler tarafından nasıl sokaklara döküldüÄŸünü anlamak için o günlere gitmek gerek. ABD; CIA vasıtası ile Avrupa komünizmini ortaya attı. Fransa’da “68 kuÅŸağı” sokaÄŸa döküldü. Bu örnekten yola çıkarak, ‘Gezi olayları’nı yeniden okumak gerek. 
 
Olaylar büyüyünce Charles de Gaulle, 1969’da CumhurbaÅŸkanlığından istifa etmek zorunda kaldı. Adenauer’un ABD’yi köÅŸeye sıkıştırma hesapları sonuçsuz kaldı. ABD ile baÅŸ etmek için AB’nin güçlendirilmesi ve ortak bir paraya geçilmesi konuÅŸulmaya baÅŸladı. AET, AB olma yönünde evrildi. ABD de sonuçta rahat bir nefes aldı. Fransa ve Almanya’nın dolar egemenliÄŸine karşı baÅŸlattıkları direniÅŸ baÅŸarısız oldu.
 
Bugün benzer yeni bir operasyonla karşı karşıyayız. BOP böyle bir senaryonun ürünü idi. Suudi Arabistan ve Mısır üzerinde yapılan operasyonlar, Arap NATO’su projesi de böyle bir proje. Söz konusu siyaset ise, birçok ÅŸey göründüÄŸü gibi deÄŸildir. Fransa’da solun baÅŸkaldırısı olarak markalaÅŸtırılan “68 kuÅŸağı” hikayesi, aslında kapitalizmin bir meydan okuması, doların emperyal saltanatı için, karşı çıkanların tasfiyesini öngören bir operasyondan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi. Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.