Rasim Özdenören: Bu ülkenin asal geleneği İslam’dır

Biz kendi asal geleneÄŸimizden (tradisyon) tümüyle kopup ayrıldığımız için, bu gün gelenek kelimesi bize fazla bir ÅŸey söylemiyor olabilir.

Gelenek denildiÄŸinde geçmiÅŸimizi 1923’ten baÅŸlatırsak, bu yakın geçmiÅŸ içinde gelenekle ilgili ne bulabiliriz? Olsa olsa o günden bu yana gelen yılların karmaÅŸasını, kargaÅŸasını buluruz. Bu karmaÅŸa ve kargaÅŸa ise, icat edilmiÅŸ bir vakadır. Bu demektir ki o kargaÅŸa ve karmaÅŸa, kendi çözümünü kendi içinden hâsıl etmeye muktedir deÄŸildir.

Oysa temel bir geleneÄŸin süreÄŸi olarak ortaya çıkmış olan bir karmaÅŸa ve kargaÅŸa, kendi çözümünü içsel yapısından söküp çıkarabilir.

Bu ülkenin asal geleneÄŸi Ä°slam’dır. Ancak biz Ä°slam’dan tümüyle koptuÄŸumuz, kopartıldığımız için, süregelmekte olan kargaÅŸanın, karmaÅŸanın çözümünü onda aramayı ve onda bulmayı aklımıza bile getirmiyoruz. Ä°slam’ın gerek dâhili siyasada, gerekse uluslararası alanda iÅŸimize yarayabilecek ilkeleri var mıdır sorusu bile akla gelmiyor. Sormuyoruz ve soramıyoruz, çünkü sormak için bilmek gerekir.

Ä°slam’ın dâhili siyasada olsun, uluslararası alanda olsun öngördüÄŸü ilkelere günümüzün hiçbir demokrasisinde henüz ulaşılmamıştır. Onun öngördüÄŸü barış düzeni ve düzlemi, günümüzün ulusalcı demokrasilerinin mahiyeti icabı ulaÅŸamayacakları bir uzak erimde yerini alıyor.

Günümüzün sınıflı ve ayrımcı Batı telakki tarzının ve son tahlilde ulusalcı tutumun ürünü olan demokrasisi, istese de istemese de ayrımcı bir karakter taşıyor. Onun bu karakteri hem ulusal düzlemde, hem uluslararası alanda ister istemez ayrımcı, ayrılıkçı ve son tahlilde ırkçı bir anlayışa geçit veriyor.

Yeryüzünün bütün Ä°slam ülkelerinde Ä°slam’a özgü kavramların içi boÅŸaltılmıştır. Bu sonuç uluslararası sermaye marifetiyle gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Halen geçmiÅŸinde Ä°slam’ı yaÅŸamış olan ülkeler ne kendi özgül kavramlarına sahip çıkabiliyor ne de Batı kökenli kavramların künhüne vakıf olabiliyor. Böylece Ä°slam ülkeleri doÄŸru düÅŸünebilmenin nirengilerini de elden kaçırmış bulunuyor. Ve en kötüsü kendi asli kimliklerine sahip çıkma bilinci elden kaçırılmış haldedir.

Åžimdilik uluslararası sermayenin bizim kendi iç siyasamızda oynadığı rolün farkına varabilmek bile bir merhale sayılmalıdır. Bu ilk merhalenin farkına varabilirsek, asal geleneÄŸimize sahip çıkmanın önemini de idrak etmeye baÅŸlarız...