Güncel
Süleyman Seyfi Öğün: Dünyâ ahvâli bu, kazanırken kaybettirir, kaybederken kazandırır
Follow @dusuncemektebi2
Süleyman Seyfi Öğün- Yeni Şafak
Türkiye 2019 Mahalli Ä°dâreler Seçimini tamamladı. Aks-i sadâsı ise devâm ediyor. Demokrasinin icâbı olarak neticelere îtirazlar da öyle. Ama az kaldı. Ä°tirazlar neticelendikten sonra herÅŸey yatışacak ve Türkiye’nin hakikî meseleleriyle yeniden yüzleÅŸeceÄŸiz.
Târihte hiçbir ÅŸey mutlak deÄŸil. Gelin görün ki zihinler buna uygun iÅŸlemiyor. Her tecrübeyi mutlak deÄŸerlendirmelere taşımaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. “Kazanmak” ile “kaybetmek” kriterleri de bu ÅŸekilde çalışıyor. Evet, bu kavram veyâ kriterler, baskın, ağırlıklı durumlara iÅŸâret ediyor. Ama ağırlıklı durumlar mutlak durumlar deÄŸildir. DoÄŸru olan, basitlemelerden ve seçmeci yakınlıklardan kaçınıp, verili bir durumun içinde ÅŸekillenen ağırlıklı durumları ölçülü deÄŸerlendirmelerin konusu yapabilmektir. O hâlde doÄŸru akıl yürütmeler kazanılanda kaybedileni; kaybedilende kazanılanı görebilmektir.
Makro seviyede bakıldığında Cumhûr Ä°ttifâkı “kazanmış” görünüyor. Bu aynı zamanda ittifâkın seçim kampanyası sırasında merkeze koyduÄŸu “Bek’a” meselesinin % 52 civârında kabûl gördüÄŸüne iÅŸâret ediyor. “Mahallî Seçimler ayrı, Genel Seçimler ayrı” demek gerçeklerle uyuÅŸumlu deÄŸildir. Genel Seçimleri kazanıp, akabinde Mahallî Seçimleri kaybeden partiler, ister istemez sıkıntıya düÅŸecek; belki de tablo bir uyarı olarak görülüp seçimlerin yenilenmesine bile gidilmesi mümkün olabilecektir. Bu mânâda %52’lik bir çoÄŸunluk, mevcût iktidârın önünü açıyor. 2023’e kadar elini rahatlatıyor.
DiÄŸer taraftan, bu durum, seçim neticelerinin vilâyetler temelindeki deÄŸerlendirilmesinde de etkili olacaktır. Cumhûr Ä°ttifâkının kazandığı yerlerde “Bek’a Meselesi”nin kabûl gördüÄŸüne hükmetmek kadar, kaybettiÄŸi yerlerde ise reddedildiÄŸine ve seçmenlerin ağırlıklı olarak baÅŸka kriterlere dayalı oy kullandığına hükmetmek gerekir. Böyle bakıldığında, Cumhûr Ä°ttifâkı, ağırlıklı olarak Orta Anadolu’da kazandığını görüyoruz. Bu da ittifâkın küçük ortağı olan MHP’nin ağırlığını düÅŸündürüyor. Nitekim MHP, bir geri dönüÅŸle, zamânında AK Parti’ye kaptırdığı bâzı Orta Anadolu ÅŸehrinde seçimi kazandı. Ä°ttifaklarda marjinal faydayı küçük ortakların elde etmesi de ÅŸaşırtıcı deÄŸildir. Cumhûr Ä°ttifâkının süreceÄŸini veri alırsak, zaman içinde bundan, AK Parti’den daha fazla MHP’nin daha kazançlı çıkacağını düÅŸünebiliriz. MHP, Ä°P’nin kopmasıyla kaybettiklerini, AK Parti ile gösterdiÄŸi dayanışma ile telâfi etmeyi baÅŸardı. Kanaâtimce bu seçimden en fazla kazanç saÄŸlayan parti MHP’dir. AK Parti ise, MHP’den aldığı destekle %52’yi saÄŸladı; ama bâzı yerlerde koltukları MHP’ye devretmiÅŸ oldu.
AK Parti’nin esas kaybı büyük vilâyetlerde ortaya çıktı. Evet, dramatik bir düÅŸüÅŸ veyâ çakılma söz konusu deÄŸil. Ä°zmir’de kaybedeceÄŸi baÅŸtan belliydi. Ankara ve Ä°stanbul için durum, îtirazlar devam ettiÄŸi için belirsizliÄŸini koruyor. Arada küçük bir fark var. Belki de kapanacak ve Sayın Yıldırım ve Sayın Özhaseki kazanacak. Öyle de olsa, bu iki vilâyette yaÅŸanan “tıkanma” ortada. Ä°stanbul çok daha kritik. AK Parti’nin açık ara kazandığı 2014 Seçimlerinden bu yana Ä°stanbul’da AK Parti adına bâzı ÅŸeylerin ters gittiÄŸini düÅŸündüren ÅŸeyler var. Ä°stanbul’da kaybetmiÅŸ olmak veyâ zorlukla kazanmış olmak bile tabloyu deÄŸiÅŸtirmiyor. Bunun dünyâdaki uzantıları ve tesirleri de çok ciddî görünüyor. Dünyâ Türkiye’yi Ä°stanbul olarak tanır ve deÄŸerlendirir. Ä°stanbul’da AK Parti’nin “teklemiÅŸ” olması, Türkiye üzerindeki yıkıcı dünyâ siyâsetlerini de cüretlendirecektir. Zâten, dünyâ basınında yapılan deÄŸerlendirmeler de bu istikâmette seyrediyor.
Buna ilâveten Cumhûr Ä°ttifâkı, Bursa hâriç, ekonomide hatırı sayılır bir yer tutan ve Türkiye’nin dinamizmini sırtlayan Antalya, Mersin ve Adana gibi büyük vilâyetlerde de kaybetti. Bu da son derecede düÅŸündürücü gözüküyor. Muhtemelen, önümüzdeki günlerde AK Parti derinlemesine bir muhasebe ve istiÅŸâre yaparak bu tabloları deÄŸerlendirecek ve bazı dönüÅŸümleri baÅŸlatacaktır. Bu dönüÅŸümlerin kapsamını ve sınırlarını belirleyecek olan kriterin MHP ile olan iliÅŸkileri olacağı âÅŸikâr.
Millet Ä°ttifâkı ise ErdoÄŸan düÅŸmanlığında odaklanan, Cumhûr Ä°ttifâkına göre daha gevÅŸek ve pragmatik bir oluÅŸum. Bu ittifâkın baÅŸ aktörü olan CHP oylarını arttırmış ve %20’lerden %30’lara taşımış durumda. Bu oranlar CHP’nin reel oy artışı olarak görülmemelidir. Bunu Ä°P ve HDP’den aldıkları açık ve örtük desteklerle baÅŸardılar. Bunun gibi, CHP’nin Ä°stanbul ve Ankara’daki göreli baÅŸarısı, has CHP’liler üzerinden deÄŸil, muhafazakâr ve milliyetçi geçmiÅŸleri olan adaylar üzerinden oldu. Demek ki, ironik olarak Millet Ä°ttifâkı, bu baÅŸarıyı bir miktâr Cumhûr Ä°ttifâkı makyajıyla saÄŸladı.
Ä°P’nin bir geleceÄŸi olduÄŸunu sanmıyorum. Esas mühim olan yarı açık, yarı örtük CHP-HDP iÅŸbirliÄŸidir. Bu iÅŸbirliÄŸinin ilerleyen zaman içinde CHP’nin baÅŸarısına dönüÅŸeceÄŸini, zâten baÅŸlamış olan ulusalcıların partiden soÄŸumasını pekiÅŸtireceÄŸini, bir parti kimliÄŸi krizine dönüÅŸeceÄŸini öngörebiliriz. BaÅŸarı sarhoÅŸluÄŸu içinde ihmal görse de, unutulmamalıdır ki, taktik baÅŸarıların stratejik hatâlara dönüÅŸmesi sık rastlanan bir hâdisedir.
HDP ise iki amacından birisini, Cumhûr ittifâkına kaybettirmeyi sınırlı olarak baÅŸardı. Ama, Şırnak, Bitlis ve Bingöl’ü kaybederek bir mânâda Dimyat’a giderken eldeki pirincinden oldu.
Evet tablo aÅŸağı yukarı böyle... Dünyâ ahvâli bu; kazanırken kaybettirir; kaybederken kazandırır.
Henüz yorum yapılmamış.