Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

SCHOPENHAUER: Sürekli olarak sadece okumak zihni mütemadiyen elle çalışmaktan daha fazla felç edici bir etkiye sahiptir

Okurken bir başka kimse bizim için düşünür: Biz sadece onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz. Nasıl ki yazmayı öğrenirken talebe öğretmen tarafından kalemle çizilmiş çizgileri takip eder: Okurken de tıpkı bunun gibidir; düşünme işinin büyük bölümü zaten bizim için bitirilmiştir.



Bunun içindir ki kendi düÅŸüncelerimizle meÅŸgul olduktan sonra elimize bir kitap almak her zaman bizi bir parça rahatlatır. fakat okurken zihnimiz aslında baÅŸka birisinin düÅŸüncelerinin oyun alanından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir; ve sonunda onlar bizden ayrılır, geriye kalan nedir? Ve dolayısıyla öyle olur ki çok fazla-yani neredeyse bütün gün okuyan ve arada düÅŸünmeksizin, eÄŸlence yahut meÅŸgale ile kendisini eÄŸlendiren kimse, yavaÅŸ yavaÅŸ kendi kendine düÅŸünme yeteneÄŸini kaybeder. tıpkı at üstünden inmeyen bir adamın sonunda yürümeyi unutması gibi. Birçok eÄŸitimli insanın durumu bundan pek farklı deÄŸildir: Okumak onları ahmaklaÅŸtırır. Çünkü her boÅŸ vakitte okumak ve sürekli olarak sadece okumak zihni mütemadiyen elle çalışmaktan daha fazla felç edici bir etkiye sahiptir. zira bu ikinci durumda uÄŸraÅŸ kiÅŸiye kendi düÅŸüncelerini takip edebilme imkanı sunar.
 
Nasıl ki yabancı bir cismin ağırlıgı üzerinden hiç eksik olmayan bir çelik yay sonunda esnekliÄŸini kaybeder; baÅŸka bir kimsenin düÅŸünceleri sürekli olarak üzerinde bir baskı yahut tazyik unsuru olarak varlığını koruyan bir zihin de körelir. keskinliÄŸini kaybeder. Sürekli yiyerek bir kimse midesini bozar ve böylelikle bütün bedenine zarar verirse, zihin de düÅŸünce malzemesiyle lüzumundan fazla beslenerek boÄŸulabilir. Çünkü bir kimse ne kadar fazla okursa okuduklarından kalan izler de kaçınılmaz olarak o kadar az olacaktır: Zihin üzerine tekrar tekrar yazı yazılan bir tablete benzer. Derin derin düÅŸünmeye zaman yoktur, ve okunan ÅŸeyler ancak derin düÅŸünmeyle hazmedilebilir, nasıl ki aldığımız gıdalar bizi yemekle deÄŸil sindirimle beslerse.
 
EÄŸer bir kimse daha sonra üzerinde durup düÅŸünmeksizin sürekli okursa okudukları kök salmaz. büyük bölümü itibariyle kaybolur. Gerçekten de bedensel gıdalarımızla zihinsel gıdalarımız arasında durum hemen hemen aynıdır: insanın yediklerinin beÅŸte biri ancak hazmedilir, geri kalan buharlaÅŸmayla terlemeyle ve benzeri ÅŸekilde kaybolup gider.
 
Bütün bunlardan kağıt üzerine dökülen düÅŸüncelerin kumsaldaki ayak izlerinden farklı olmadığı sonucuna varılabilir:
 
DoÄŸru, adamın yürüdüÄŸü yolu görürsünüz, fakat yolda ne gördüÄŸünü bilmek için onun gözlerine ihtiyaç duyarsınız.
 
ARTHUR SCHOPENHAUER, AŞKIN METAFİZİĞİ
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.