Sosyal Medya

Güncel

Yıldıray Oğur: İktidarı devretme sınavında bu kez AK Parti ter döküyor

Yıldıray Oğur- Karar



16 Åžubat 1950. Yüksek Seçim Kurulu’nun kuruluÅŸ tarihi. 
 
Bu tarih tesadüfi bir tarih deÄŸil. 14 Mayıs 1950’de yapılan ilk özgür, adil çok partili seçimlerin hemen öncesine denk geliyor.
 
Yüksek Seçim Kurulu’nun da içinde olduÄŸu Seçim Kanunu, Meclis’te günlerce tartışıldıktan sonra bir sabaha karşı muhalefetteki Demokrat Parti’nin kanun hakkındaki deÄŸiÅŸiklik tekliflerine iktidardaki CHP’nin de evet demesiyle çıkmıştı.
 
Ä°ktidarın, muhalefetin taleplerini dikkate almasının basit bir sebebi vardı; 1946 seçimlerinde yaÅŸanan usulsüzlüklerin bir daha tekrarlanmaması, seçim sonuçlarının meÅŸruiyetinin bir daha tartışılmaması.
 
Nitelim 14 Mayıs 1950 seçimleri, Yüksek Seçim Kurulu’nun ilk baÅŸarılı sınavı oldu.
 
27 yıl ülkeyi parti-devlet rejimiyle yönetmiÅŸ CHP, kendi kurduÄŸu sistemle sandıkta yenildi.
 
Ä°stiklal Harbi komutanı, Lozan heyetinin baÅŸkanı, Atatürk’ün baÅŸbakanı, parti-devletin CumhurbaÅŸkanı Ä°smet Ä°nönü, seçim sonuçlarını kabul etti, 12 yıllık Milli Åžef makamından inip, muhalefet lideri olarak Meclis’te oturmayı içine sindirdi.
 
Hakkında eleÅŸtirilecek çok ÅŸey bulunsa da Ä°nönü, bu demokratik olgunluÄŸu göstermiÅŸ Ä°slam dünyasında veya bölgemizdeki ilk lider olabilir.
 
Ä°ÅŸte Türkiye’nin seçim sistemi böyle tecrübeler sonucunda ortaya çıkmış bir sistem.
 
Ve demokrasisinin pek çok hasarlı tarafı olsa da Türkiye’nin en iyi yaptığı iÅŸlerden biri seçim. 
 
Öyle olmasaydı, 27 Mayıs darbesinden sonra yapılan 1961 seçimlerinde, bir ay önce idam edilmiÅŸ Menderes’in Demokrat Partisi’nin devamı olma iddiasındaki Adalet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi’ne sandıkta CHP'den daha fazla oyla çıkamazdı.
 
1983 seçimlerinde darbeci Devlet BaÅŸkanı Kenan Evren'in kurdurup, iÅŸaret ettiÄŸi Milliyetçi Demokrasi Partisi üçüncü parti olarak hezimete uÄŸramaz, seçimleri ANAP tek başına kazanamazdı.
 
Siyasi yasakların oylandığı 1987 referandumunu iktidardaki Özal kazanır, ANAP 1989 belediye seçimlerinde elindeki 55 belediyeden 52’sini muhalefete kaptırmazdı.
 
8 yıllık tek parti iktidarından sonra 1991 seçimlerinde sandıktan DYP-SHP iktidarı çıkmaz, devlet HEP kökenli Kürt vekillerin seçilememesinin bir yolunu bulurdu.
 
1994 yerel seçimlerinde, iktidardaki SHP- DYP’nin adaylarına karşı Ankara ve Ä°stanbul belediyeleri, rejim için tehlike olarak görünen, otobüsleri haremlik selamlık yapıp, içkiyi yasaklatacakları düÅŸünülen Refah Partisi’nin adaylarına teslim edilmezdi.
 
(O seçimlerin ardından YSK önünde binlerce kiÅŸinin katıldığı laiklik mitingleri yapılmış, bakan eÅŸleri YSK’ya yürümüÅŸ, çöplüklerde nedense hepsi SHP’ye vurulmuÅŸ oylar çıkmış, medya günlerce hile-hurda haberleri yapmış ama seçim kurulları yine de rejimin tehlikeli gördüÄŸü baÅŸkanların haklarınıteslim etmiÅŸti.)
 
Yine eÄŸer seçim sistemi hileye açık olsaydı, 1995 seçimlerinde rejimin iki baÅŸ belası Refah Partisi birinci olmaz, yöneticileri, belediye baÅŸkanları, vekilleri sokak ortasında öldürülen HADEP 1 milyon 200 bin oy alamazdı. 
 
EÄŸer sistem usulsüzlüklere izin verseydi, 1987’den sonra yapılan 1989, 1991, 1994,1995, 1999 ve 2002 seçimlerinde sandıktan hep farklı partiler birinci çıkamaz,  yine devletin hoÅŸlanmadığı AK Parti 2002’de tek başına iktidara gelemezdi. 
 
7 Haziran 2015 seçimlerinde de 13 yıllık güçlü AK Parti iktidarı, sandıktan koalisyona mecbur olarak çıkmamanın bir yolunu bulurdu.
 
RüÅŸtünü ispat etmiÅŸ, defalarca iktidar deÄŸiÅŸikliklerine refakat etmiÅŸ Yüksek Seçim Kurulu ve seçim sistemi, maalesef Türkiye’de hak ettiÄŸi saygıyı bir türlü görmedi.
 
Halbuki sistemin nasıl çalıştığını, nasıl sandıklardan YSK’ya kadar süreci kendilerinin yönettiÄŸini en iyi partiler biliyor.
 
Ama buna raÄŸmen, 2002’den bu yana yapılan 14 seçimde, sandıktan AK Parti’nin birinci çıkması karşısında muhalifler, hezimeti kendilerinde deÄŸil,  müÅŸahitlik kurumunu bile yeni keÅŸfettikleri seçim sisteminde buldular, yenilgilerini “oyların çalındığına” baÄŸlamayı sevdiler.
 
Böylece iç muhasebeden kurtulup, “acaba nerede hata yapıyoruz”  gibi cevaplanması zor sor sorulardan da kurtulmuÅŸ oldular.
 
O sorulara cesur cevaplar vermedikçe de kaybetmeye devam ettiler. Yenilmeyi dahi beceremediler. 
 
Ve 17 yıl sonra bütün bunlarla sınanma sırası ilk kez AK Parti’ye geldi.
 
YSK’nın henüz kesinleÅŸmemiÅŸ verilerine göre AK Parti, 25 yıldır kendi kadroları tarafından yönetilmiÅŸ Ä°stanbul ve Ankara belediyelerini kaybetti.
 
2014 seçimlerinde Türkiye nüfusunun yüzde 62.7’sinin yaÅŸadığı belediyeleri yöneten AK Parti, 2019 seçimlerinden sonra Türkiye nüfusunun yüzde 39’unun yaÅŸadığı belediyeleri yönetecek. (TEPAV)
 
Daha önce AK Parti, pek çok defa belediyelerde baÅŸkanlıkları, muhalefete teslim etti ama bu kez teslim edilecek olan, hikayenin baÅŸladığı Türkiye’nin iki büyük ÅŸehri.
 
Ä°ktidarı devretme sınavında bu kez AK Parti ter döküyor. 
 
Seçim sonuçlarına itiraz, 1950’den beri seçim sistemindeki en kritik haklardan biri. 
 
Özellikle de Ä°stanbul gibi bir ÅŸehirde 20 bin bandında bir farkla kaybedilmiÅŸ seçim için bu itiraz hakkına baÅŸvurulması gayet doÄŸal.
 
2014 yerel seçimlerinde 600 bin farka raÄŸmen Mustafa Sarıgül bile tutanaklardaki kaydırma iddialarını seçim kurullarına taşımıştı.
 
Dün AK Parti Ä°stanbul Ä°l BaÅŸkanı Bayram Åženocak’ın açıklamalarından AK Parti’nin sonuçlara itirazının üç iddia üzerine kurulu olduÄŸunu öÄŸrendik.
 
Birinci iddia “Oyların ilk olarak kayda geçirildiÄŸi ıslak imzalı ve mühürlü sandık sayım döküm cetvelleri ile sandık sonuç tutanakları ve YSK’ya bildirilen oylar arasındaki fahiÅŸ farklar” olduÄŸu.
 
Buna delil olarak kaydırma veya oyların eksik yazıldığı tutanaklar  gösteriliyor.
 
AK Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısının verdiÄŸi rakama göre 309 birleÅŸtirme tutanağında Binali Yıldırım’ın 17 bin 410 oyu eksik yazılmış.
 
Bu rakamın nasıl bulunduÄŸu açıklanmadı. Bu 309 tutanağın tamamı basına verilmedi. Gazetelerde dün benzer tutanaklar yer aldı. Bazı tutanaklardaki hataların YSK sisteminde düzeltildiÄŸi, bazılarının düzeltilmediÄŸi görüldü.
 
Yani bu sayının sadece partilerin görebildiÄŸi YSK kayıtlarına bakarak mı yoksa hataların yapıldığı birleÅŸtirme tutanaklarına dayanarak mı bulunduÄŸunu bilmiyoruz.
 
Bu sayıyı dünkü basın toplantısında AK Parti Ä°stanbul Ä°l BaÅŸkanı’nın tekrarlamaması dikkat çekiciydi.  
 
Suçlamalara konu olan tutanakları birleÅŸtirme iÅŸi ilçe seçim kurullarının sorumluluÄŸunda.
 
Sandıklardan parti temsilcilerinin onaylarıyla tutanaklar ilçe seçim kurullarına geliyor. Ä°lçe seçim kurulları ilçedeki en yüksek dereceli hakim baÅŸkanlığında, iki memur ve son seçimlerde ilçede en yüksek oyu almış dört partinin temsilcisinden oluÅŸuyor.
 
Bütün kararlar bu heyet tarafından, isteyen partilerin temsilcileri ve müÅŸahitlerin huzurunda veriliyor. BirleÅŸtirme tutanaklarının altına parti temsilcileri imza atıyor.
 
Bu itirazlara ilçe seçim kurulları bakacak ve kendi sisteminden hatalı giriÅŸ olup olmadığını kontrol edecek.
 
Her seçimde karşılaşılabilen insan hatasından kaynaklanan sorunlar bunlar.
 
Ama dünkü gazetelere ve açıklamalara bakılırsa iddia bununla sınırlı deÄŸil.  Ä°lçe seçim kurullarındaki resmi görevliler, hatta AK Parti temsilcilerini bile ÅŸaibe altına sokan iddialar ileri sürülmekte. Bir gazetenin haberinde haklarında yurtdışı çıkış yasağı konacağı bile yazılmıştı dün. 
 
AK Parti Ä°l BaÅŸkanı’nın açıklamasına göre partinin ikinci itirazı “seçim sonucunu etkileyecek 319 bin 578 geçersiz oy” olmasına.
 
2014 yerel seçimlerinde Ä°stanbul’da geçersiz oy sayısı 422 bin’di. Yani anormal bir artış gözükmüyor.
 
Peki bir oyun geçersiz olduÄŸu nasıl tespit ediliyor?
 
Oyların açık sayımı sırasında, sandık baÅŸkanı, oyları parti temsilcilerinden oluÅŸan sandık kurulu, müÅŸahitler ve vatandaÅŸlara göstererek ilan ediyor.
 
Bu sırada açık bir ÅŸekilde usule aykırı olan oylar yine parti temsilcilerinin gözleri önüne geçersiz sayılıyor.
 
Sandık üyesi parti temsilcileri tartışmalı oylara itiraz edebiliyor. Ä°tiraz edilen geçersiz ya da geçersiz adayı oylar bir kenara ayrılıyor.
 
En son bu ayrılan oyların geçerli sayılıp sayılmayacağı oy çokluÄŸuyla karara baÄŸlanıyor. Ama yine de karara katılmayan parti temsilcisi tutanak defterine muhalefet ÅŸerhini yazabiliyor.
 
Partiler seçimden sonra ancak sandık tutanağına muhalefet ÅŸerhi koydukları geçersiz oylar için seçim kurullarına itiraz edebiliyorlar.
 
AK Parti il baÅŸkanı dün bin (açıklamasında bir dedi ama yazılı metinde bunun bin olduÄŸu görülüyor)  sandıkta 25 bin oylarının geçersiz sayıldığını açıkladı.
 
Ama kaç adet sandıkta itiraz kayıtları olduÄŸunu açıklamadı. Herhalde ilçe seçim kurullarına bu sayı kadar itiraz edildi. Tabii diÄŸer partiler de kendi itiraz kaydı olan geçersiz oylara itiraz ettiler. Oylar dünden beri yeniden sayılıyor.
 
Ve il baÅŸkanının açıklamasında oyların yeniden sayılması talebine gerekçe olarak gösterdiÄŸi üçüncü “usulsüzlük” iddiası. Yine anlaşılır olması için sözlü deÄŸil yazılı açıklamasından okuyalım:
 
“Dikkate alınması gereken baÅŸka bir husus da Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi meclis üyeliÄŸi seçim sonucudur. Bu seçimde geçici sonuçlara göre Cumhur Ä°ttifakı 181 meclis üyeliÄŸi, Millet Ä°ttifakı 130 meclis üyeliÄŸi kazanmıştır. Buradan da anlaşılacağı gibi meclis üyeliÄŸinde aşırı fark olmasına raÄŸmen BüyükÅŸehir oylarındaki mevcut durum elimizdeki verilerle karşılaÅŸtırdığımızda ÅŸaibe oluÅŸturmaktadır.” 
 
Benzer bir açıklamayı dün MHP lideri Bahçeli de yaptı “Ä°lçelerde baÅŸarı kazanıp büyükÅŸehirde kaybetmek gerçekten normal ve kabul edilir ÅŸey olmayacaktır” dedi. 
 
Benzer bir itiraz AK Parti’nin HDP’den aldığı Şırnak da bu kez HDP’liler tarafından yapılıyor. Ä°l genel Meclisi oylarında HDP’nin birinci çıktığı ilde, Belediye BaÅŸkanlığı’nı  AK Parti adayının kazanmasını da HDP’liler ÅŸaibeli buluyorlar.
 
Halbuki burada bir ÅŸaibe yok. Ä°lçe belediyelerinde ya da ilçe belediye meclisinde farklı partilere verip, büyükÅŸehirde baÅŸka bir adaya oy vermek mümkün.
 
Bunu ÅŸaibeli bulmak seçmeni hazır kıta görmek, seçme yeteneÄŸi olduÄŸunu yok saymak ve tabii seçmenin böyle stratejik oylarla verdiÄŸi dersi de pek anlamamak demek.
 
Ama zaten bu hukuki itiraz kısmı dışında dün AK Parti çevrelerinden gelen bazı tepkiler, seçmenin mesajının daha ilk günden anlaşılmadığının da iÅŸaretiydi.
 
AK Parti genel baÅŸkan yardımcısı, Trabzon milletvekili Ali Ä°hsan Yavuz, dün bir basın toplantısı daha düzenleyerek seçimi “Demokrasi tarihimizin en büyük ÅŸaibelerinden biri” ilan etti.
 
Ama şaibe kelimesiyle yetinmeyenler de vardı.
 
Dünkü hükümete yakın gazetelere göre olay “Organize oy hırsızlığı”, “Tutanak hilesi”, “Sandıkta sabotaj”dı.
 
Bununla yetinmeyip iÅŸin arkasında FETÖ, PKK bulanlar, darbe diyenler, el yükseltip çokuluslu müdahale olduÄŸunu iddia edenler de oldu.
 
Hatta çok daha ileri gidip hükümete yakın bir gazete 30 sandık görevlisinin göz altna alındığını yazdı. O gazetenin yazarlardan biri “YSK’nin Ä°stanbul seçimi için yeniden sayım kararı aldığını” duyurdu. Yine iktidara yakın büyük bir internet sitesi  “GaziosmanpaÅŸa’da mühürlü oy çuvallarını boÅŸaltıp, kendi hazır mühürlü oylarını koyan ve suç üstü yakalanan CHP’liler duruma müdahale eden polislere saldırıyor” haberi yaptı. 
 
Bütün bu haberler YSK, Ä°stanbul ValiliÄŸi ve GaziosmanpaÅŸa Kaymakamı tarafından yalanlandılar. 
 
Yanlış istihbaratla açıklanamayacak, tamamen masa başında uydurulmuÅŸ, seçmenleri sokaÄŸa dökebilecek, baÅŸkası yapsa, halkı kin ve nefrete tahrik suçlamasına sokulabilecek provokatif haberlerdi bunlar.
 
Aynı ÅŸekilde seçim gecesi Ä°stanbul yarışında fark kapanırken Anadolu Ajansı’nın kaynağı meçhul verilerini saatlerce dondurdu, ortada net bir sonuç yokken ertesi gün bütün Ä°stanbul’a AK Parti’nin zafer teÅŸekkürü afiÅŸleri asıldı.
 
Åžimdiden bütün bumlar seçim tarihine demokratik olgunluÄŸa yakışmayan hazımsızlık örnekleri olarak geçtiler.
 
Sandık görevlilerini FETÖ’cülükle, kendi müÅŸahitlerini ihanetle suçlamak, “çöplüklerde oylar bulundu” gibi artık mizahi bahanelere sığınmak 17 yıl boyunca kazandığı her seçimden sonra benzer suçlamalar iÅŸitmiÅŸ bir partiye hiç yakışmadı. 
 
Ä°lk çok partili demokratik seçimde, 27 yıllık tek parti rejimi sona ermiÅŸ, o rejimin Milli Åžefi Ä°nönü, ülkenin anahtarını muhalefete teslim ederek sınavı geçmiÅŸti.
 
Bakalım, 17 yıldır girdiÄŸi bütün seçimleri kazanmış AK Parti, 25 yıldır yönettiÄŸi Ä°stanbul hakkındaki bu demokratik olgunluk sınavından geçebilecek mi? 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.