Sosyal Medya

Güncel

Yasin Aktay: Arap Birliği Zirvesi’nde Türkiye’ye bu tafra ne?

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Biz Türkiye’de mahalli seçimlerle meÅŸgulken Tunus’ta 30. OlaÄŸan Arap BirliÄŸi Zirvesi toplantısı icra ediliyordu. Gerçi biz kendi seçimlerimizle meÅŸgul olmasak da toplantının dünya için, bölge için yaÅŸanan herhangi bir soruna çare olabilecek bir sonucu veya iradesi yoktu.
 
Toplantıya ev sahipliÄŸi yapan Tunus CumhurbaÅŸkanı Sibsi toplantıya “Karar ve Dayanışma Zirvesi” baÅŸlığını önerse de toplantıdan ne bir karar ne de bir dayanışma örneÄŸinin çıkması mümkün görünmedi.
 
Arap BirliÄŸi’nin bugün Arap dünyasını meÅŸgul eden en müÅŸkül sorunlara dair hiçbir çözümü veya çözüm iradesi yok. Dostlar alışveriÅŸte görsün kabilinden her yıl baÅŸtan savılan bir toplantıdan öte bir etkisi veya geçerliliÄŸi olmayan Zirve’de Filistin meselesi üzerine rutin birkaç resmi sözden baÅŸka bir ÅŸey söylenemedi mesela. Körfez ülkelerinin arasında yaÅŸanmakta olan soruna çare olacak ne bir “karar” ne de bir “dayanışma” örneÄŸi sergilenmedi. Golan’ı ilhak eden Amerika’nın kararına karşı kınayıcı bir güçlü tavır konmadan sadece “Golan’ın Suriye toprağı olduÄŸu” ikrar edilmekle yetinildi.
 
Zirve’nin bir irade ortaya koyması nasıl mümkün olsun ki? Zirve’nin en güçlü ismi olarak kabul edilen Suudi Arabistan Kralı Salman b. Abdülaziz, Tunus’a Zirve’den 2 gün önce geldiÄŸi halde, açılış oturumunun yarısında Zirve’yi terk edip ülkesine geri dönerek Zirve’ye verdiÄŸi, daha doÄŸrusu Zirve’den esirgediÄŸi önemi göstermiÅŸ oldu. Amacı Tunus ziyareti, Zirve bahane gibi olunca, kalanlar açısından da formaliteden ibaret bir Zirve olarak kalmış oldu.
 
Aynı ÅŸekilde Katar Emiri Temim Bin Hamad el-Thani de açılış oturumundaki kendi konuÅŸmasını yapmadan Arap BirliÄŸi Genel Sekreteri Ahmed Aboul Gheit’in konuÅŸması sırasında aniden Zirve’yi terk etti. Emir’e yakın kaynaklar bu ani kararın Genel Sekreter’in Türkiye’yi Arapların içiÅŸlerine karışmakla suçlamasına karşı bir tepki olarak gerçekleÅŸtiÄŸini naklediyorlar.
 
Kendi içinde bin bir sorunla uÄŸraÅŸan, kendi ülkelerine ABD ve Avrupa ülkelerinin her türlü müdahalesini, hatta yönetimlerini ve sömürülerini sineye çeken Arap ülkelerinin göre göre Türkiye’yi “yabancı” olarak görmesi, bizzat Arap Zirvesi’ndeki yöneticilerin Arap halkının tabanından ne kadar uzak yükseklere çıkmış ve kopmuÅŸ olduklarını gösteriyor sadece. Bu liderlerin hiç birisi kendi halklarına Recep Tayyip ErdoÄŸan’dan daha yakın deÄŸil mesela. Belki huzursuzluÄŸun bir sebebi bu, ama yeri gelmiÅŸken ÅŸu “Arapların içiÅŸleri ve Türkiye’nin yeri” konusuna dair bir iki gerçeÄŸe dikkat çekelim.
 
Türkiye bizzat Arap dünyasının kendi iç sorunları yüzünden, Arap yöneticilerinin, yani ÅŸu Zirve’de vaktinin çoÄŸunu uyuklayarak geçirenlerin kendi halklarına yaptıkları zulümler dolayısıyla ortaya çıkan insani sorunların bütün yükünü tek başına çekiyor. Bir Arap lideri olarak BeÅŸÅŸar Esad’ın katlettiÄŸi bir milyon Arap arasında olmamak için ülkesinden kaçmak zorunda kalan 3,5 milyon insanı, tamamen insani bir duruÅŸla misafir ediyor.
 
Yine Arap dünyasının en büyük ülkesi olan Mısır’dan, darbecilerin haksızca katlettiÄŸi, iÅŸkence ettiÄŸi veya hapsettiÄŸi insanlardan olmamak için kaçan on binlerce insana tamamen insani bir duruÅŸla kapılarını açmış durumda.
 
Åžu anda Arap dünyasının en zengin iki ülkesi olan Suudi Arabistan ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nin anlamsızca yürüttükleri Yemen’deki savaÅŸa sadece insani yardım düzeyinde müdahil olan ülke Türkiye, ve yine o savaÅŸtan maÄŸdur olup muhacir olan bir çok insan ÅŸu anda Türkiye’de barış ve esenlik buluyor.
 
Türkiye kendi “Arap” yöneticileri tarafından en ufak bir deÄŸer görmeyen, zulme maruz kalan Arapları kardeÅŸ görüp onlara kendi ülkelerinde görmedikleri hakkı, hukuku tanıyor, saygıyı ve sevgiyi gösteriyor. Aslında böylece Arap liderlerine kendi insanlarına nasıl davranmaları gerektiÄŸine dair bu yolla güçlü bir mesaj da veriyor.
 
Ama Zirve’de kurulmuÅŸ olan Arap liderleri Türkiye’yi Arapların içiÅŸlerine müdahale etmekle suçluyor. KimmiÅŸ Arap ülkesi?
 
Yahu Türkiye’de sadece sorunlu alanlardan kaçıp gelenlerin toplamı 4 milyonu geçiyor ve sadece bu rakam bile bu Zirve’de sözü en çok çıkan bir çok Arap ülkesinin nüfusundan fazla.
 
Üstüne bir de Türkiye’de sayıları 4-5 milyon olarak tahmin edilen Arap kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸları sayıldığında 8-10 milyonluk bir Arap nüfusu sözkonusu. Arap BirliÄŸi Zirvesine katılan kaç ülke bu kadar Arap nüfusuna sahip acaba?
 
Buradan açıkça ifade ediyorum: Türkiye hem barındırdığı bu nüfusla hem de Arap kardeÅŸlerinin bütün sorunlarına sahip çıkan etkinliÄŸiyle, ÅŸu anda Arap dünyası adına bile konuÅŸma hakkına herkesten daha fazla sahiptir. Bu hak Arap halkları tarafından zaten fiilen Türkiye’ye yeterince ve gereÄŸince tanınmaktadır. O kadar ki, bu hakkı yok sayan konuÅŸmaları yapanların kendi halkları nezdindeki meÅŸruiyetleri tartışma konusu haline gelebilir.
 
Bu hak ve etki Zirve’deki bazı isimler tarafından ne verilebilir ne de alınabilir? Hak emekten doÄŸuyor.
 
Bir dahaki Zirve toplantısı için tavsiyemiz: Arap liderleri, Arap-Müslüman halklarının hak ettiÄŸi insan haklarını, onurlu yaÅŸamı, hak ettikleri refahı nasıl temin edeceklerini ele alsınlar.
 
Gerçek bir tartışma konusu. Bu tartışma için bile Türkiye’nin Araplara saÄŸladığı hakları örnek alsalar kendilerine yeter. Böyle bir hayırlı yola niyetlenecek olurlarsa Türkiye kendilerine her türlü katkıyı vermeye hazırdır. Çünkü Türkiye devleti yaÅŸatmanın insanı yaÅŸatmaktan geçtiÄŸini çok iyi biliyor ve bu bilgisinden doÄŸan bütün tecrübesini paylaşıma açıyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.