Sosyal Medya

Güncel

Kemal Öztürk: Partinin büyükleri hastalığı iyileştireceklerine, görmezden geldi

Kemal Öztürk:- Yeni Şafak



Yazacak o kadar çok ÅŸey olmasına raÄŸmen, yazmakta zorlandığım ilk yazım olacak sanırım. Neyi, nasıl söyleyelim, ne demek lazım gelir, bir türlü karar veremedim. Kelimeler havada uçuÅŸuyor, cümleler düzensiz nizamda.
 
Ne söylemek istediÄŸimi biliyorum. Yapılacak çok analiz var. Sandıktan çıkan çok mesaj var biliyorum. Belki de siz okuyucularım böyle bir analiz bekliyorsunuz.
 
Ancak kafamdaki düÅŸünceleri kelimelere giydirmek, cümlelerde nizama sokmakta zorlanıyorum. Zira son derece duygusalım.
 
Zihnimin tüm kargaÅŸası içinde, iki ÅŸey mıh gibi çakılı duruyor. Sanırım son 20 günde seçim sahasını dolaÅŸtığım her yerde, bu iki konu hep dilimden döküldüÄŸünden olsa gerek.
 
Erzurum’da karlı Palandöken’in eteklerinde, bir grup dertli adamla otururken en son dillendirmiÅŸtim bu iki ÅŸeyi.
 
Bize ne oldu? Partimize ne oldu? Seçmene ne oldu?... Sorular havada uçuÅŸurken, benden siyasi bir analiz bekleyen bu arkadaÅŸlara ilk söylediÄŸim ÅŸey, “Enfal Suresi 46. ayet tecelli oluyor, onu yaşıyoruz” demek oldu. Åžaşırdılar. Dinleyince hak verdiler.
 
Ä°ÅŸte ÅŸu anda kafamda mıh gibi çakılı duran ve beni etkisine alan ÅŸey bu.
 
Sanırım son yıllarda en çok etkilendiÄŸim ve her fırsatta çevremdekilere anlattığım ayet budur:
 
“Birbirinizle çekiÅŸmeyin, sonra içinize korku düÅŸer, gücünüz elinizden gider.”
 
Ankara’da, henüz AK Parti içinde büyük tartışmaların olmadığı zamanlarda, partinin üç önemli ismi, ErdoÄŸan, Gül, Arınç’ın etrafındaki danışmanların ya da kadroların birbiriyle uÄŸraÅŸtığı zamanlarda baÅŸlamıştım bu ayeti söylemeye.
 
“Siyasetin ve bürokrasinin doÄŸasında bu çekiÅŸme vardır” derlerdi bana. Bense hep buna itiraz ederdim.
 
Onları ikna edeceÄŸimize, onlar hepimize bu hastalığı bulaÅŸtırdı. Partinin büyükleri de bu hastalığı iyileÅŸtireceklerine, görmezden geldi. Sonunda muhteris insanların baÅŸlattığı bir hastalık, önce gizliden tüm bünyeye yayıldı, sonra da ilk krizde ortaya çıktı.
 
Gezi olaylarıyla baÅŸlayan krizden beri, AK Parti içinde birbiriyle uÄŸraÅŸan, bu çekiÅŸmeden kiÅŸisel çıkar elde etmeye çalışan ve bu karmaÅŸayı daha çok tahrik edenlerin yüzünden, Enfal 46. ayetin tecelli edeceÄŸini düÅŸündüm hep.
 
Son yıllarda Ankara’ya geldiÄŸimde ayetin ilk kısmının gerçekleÅŸtiÄŸini gördüm. “Ä°çinize korku düÅŸer…” KonuÅŸmaya, bir söz söylemeye, gördüÄŸü yanlışa yanlış demeye, eleÅŸtirmeye korkan arkadaÅŸlarımı gördüm. Kimse kimseye güvenmiyordu, kimse riskli hiçbir ÅŸey yapmıyordu.
 
Ä°ÅŸte o günde, ÅŸimdi kafamda mıh gibi çakılı olan ikinci kelime belirdi zihnimde: Üzgünüm.
 
“Üzgünüm ama Enfel Suresi 46. ayetin tecellisini yaşıyoruz…” Bu cümleyi kaç defa kurdum, kaç defa söyledim, kaç defa yazdım hatırlamıyorum. Dün seçim sonuçları üzerine bu ayeti yeniden yazdım Twitter hesabımdan. Birisi, iki yıl önce aynı ÅŸekilde yazdığım tivitin kopyasını gönderdi. Biraz uÄŸraÅŸsa 5 yıl önce yazdığımı da bulabilirdi belki.
 
Duygusallık benimkisi… Analizlerine önem verdiÄŸim bir profesör dostum aradı yazı esnasında. “Sosyal medyada paylaşımlarından üzgün olduÄŸunu görüyorum. Oysa bu sonuçlar ülkemiz için daha iyi ÅŸeyler yapmamıza fırsat verecek inÅŸallah” dedi.
 
“Bizim AK Parti ve ErdoÄŸan’la iliÅŸkimiz baÅŸka türlüydü. Biz bu iÅŸe siyaseten bakmadık hiç. Duygusallığımız bundan olsa gerek” dedim.
 
Öyleyiz. Benim gibi, AK Parti’nin ilk on yılında yüzlerce insan bu partiye ve liderine politik açından hiç bakmadı. Biz yüz yıldır beklediÄŸimiz büyük hayalleri gerçekleÅŸtirecek bir fırsatı verdi Allah bize diye sarıldık bu iÅŸe.
 
Ülke kazanacak, millet kazanacak ve sonunda ümmet kazanacak… Ä°nsanlığa anlatacak bir derdimiz ve sözümüz vardı yani. Böyle baktık bu iÅŸe. Allah bize bir fırsat verdi de biz bunu nasıl deÄŸerlendirdik?...
 
Åžimdi üzgünüz…
 
Türlü iftiralara, ahlaksızlıklara, karalamalara, adaletsizliklere maruz kaldığımız için deÄŸil üzüntümüz inanın. O büyük hayale inanmış Mısır’dan Filistin’e, Malezya’dan Bosna’ya kadar milyonlarca insana artık söyleyecek bir sözümüz kalmadığı için üzgünüz.
 
Bizim derdimiz, bizim davamız AK Parti’den büyüktü. Ve biz ErdoÄŸan’ı tüm Ä°slam dünyasının acı çeken insanlarına dermen olacak diye sevdik, peÅŸinden gittik. Az kalmıştı, derman olacaktı ve baÅŸaracaktık.
 
Ä°ÅŸte sonra birbiriyle çekiÅŸen insanların bulaÅŸtırdığı hastalığa kapıldık. Sonra içimize korku düÅŸtü, ÅŸimdi de gücümüz elimizden gidiyor. Kendimize gelmezsek, kifayetsiz muhterisleri durdurmazsak daha da kötüye gidecek. Üzülerek görüyorum ki, hala sandıktan ders çıkarmayanlar var.
 
Velhasıl bugün duygusalız. Bizimkisi gerçek bir aÅŸk hikayesiydi ve henüz ÅŸarkı olarak dillere düÅŸmemiÅŸti. Gözümüzün önünde erimesinden dolayı olsa gerek, duygusalız.
 
Kusura bakmayın. Yarın soğuk kanlı analizlere devam ederiz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.