Özel / Analiz Haber
Abdullah Koçak: Whatsapp’ı çok sevdik, çünkü samimiyiz
Sosyalleşmenin online formu ile farklı coğrafi koşullardaki bireyler sanal bir platformda bir araya gelebiliyor ve içinde bulunduğu fiziki şartların dışına çıkıyor. 20 yıl önce böyle bir şeyden bahsedilse herhalde hiçbirimiz inanamazdık.
Nasıl ortaya çıktı WhatsApp grupları üzerine çalışma yapma fikri? Ve süreç nasıl devam etti?
Sosyal araÅŸtırmalarda araÅŸtırmacı, araÅŸtırmayı gerçekleÅŸtirdiÄŸi konu ve çevrenin bir parçasıdır. Kendi yaÅŸadıkları, gözlemleri ve karşılaÅŸtığı sorunlar ne üzerine çalışma yapabileceÄŸi noktasında belirleyici olur. Ailemizle, arkadaÅŸlarımızla süregiden gündelik hayatımızda anlık mesajlaÅŸma uygulaması olan WhatsApp’ta farklı bir hikâyenin döndüÄŸünü gözlemledik. Sürekli grup kuruluyor ve bu gruplar üzerinden bir iletiÅŸim tarzı yürütülüyordu. Grupların aile bireylerinden, akrabalardan, sosyal arkadaÅŸlardan, iÅŸ arkadaÅŸlarından, aynı lise/üniversite mezunlarından, dernek üyelerinden, taraftar gruplarından oluÅŸtuÄŸunu gördük. Buradan hareket ederek meslektaşım Öznur Yüksek ile birlikte WhatsApp grupları üzerinde bir çalışma yapmaya karar verdik. Önce 10-15 kiÅŸiyle derinlemesine görüÅŸmeler yaparak WhatsApp gruplarında devam eden hikayeyle ilgili bize ilham verecek noktalar yakaladık ve çalışmamızı kurgulayarak WhatsApp gruplarındaki hikâyeyi anlamamızı saÄŸlayacak bulgular elde ettik. Sonrasında Türkiye genelinde sadece WhatsApp uygulaması üzerinden eriÅŸtiÄŸimiz 633 kiÅŸi üzerinde online anket gerçekleÅŸtirdik ve daha sonra deÄŸineceÄŸimiz oldukça ilginç sonuçlar elde ettik. Aslında WhatsApp kullanıcılarına eriÅŸim yöntemimizde uygulamanın yaygınlığını ve etkinliÄŸini ortaya koyan önemli bir gösterge. BaÅŸka bir sosyal network’ü kullanmaksızın katılımcı sayısına kısa bir sürede ulaÅŸtık ve bu herhangi bir bilgi ya da paylaşımın WhatsApp döngüsünde ne kadar kısa sürede ne kadar çok insana ulaÅŸabileceÄŸini gösteriyor. Burada ifade etmemiz gereken bir diÄŸer husus yayın yasağının söz konusu olduÄŸu durumlarda diÄŸer tüm sosyal medya mecralarının aksine WhatsApp üzerinden paylaşımın sürebiliyor olması. Siz de duymuÅŸsunuzdur, Vatan ÅžaÅŸmaz cinayetinde görevli bir polis, iÅŸte olduÄŸunu kanıtlamak için olayla ilgili bazı görüntüleri eÅŸine WhatsApp üzerinden göndermiÅŸti. Sonrasında eÅŸi bu görüntüleri WhatsApp akraba grubunda paylaÅŸmış ve görüntüler hızla yayılmıştı. PeÅŸi sıra gelen soruÅŸturmalar, davalar… Ä°ÅŸte sırf bu olay bile WhatsApp’ı incelememiz, hayatımızın merkezine almamızı saÄŸlayan nedenleri araÅŸtırmamız için yeterli bir sebep.
Peki, sizce WhatsApp gündelik hayatın bir provası mıdır?
Aslında bir prova gibi düÅŸünmek yerine hayatın vazgeçilmez bir parçası olarak görmek daha doÄŸru olur. Ä°ÅŸ hayatından sosyal hayata tüm iliÅŸkilerin yönetiminde önemli bir rolü olan bir uygulamadan bahsediyoruz. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki, tarih boyunca her yeni iletiÅŸim aracı insanlar da merak uyandırdı ve kullanıldı. Ancak, akıllı telefonlar, kolay kullanımı ile insanlar için bir araçtan daha fazlası haline geldi. Tarihsel olarak baktığımızda, sinema, televizyon ve bilgisayardan sonra akıllı telefonlar dördüncü ekran olarak adlandırılıyor. Bu dördüncü ekranla olan iliÅŸkimiz ve kullanımımız ise iletiÅŸim biçimimizde mobil iletiÅŸim olarak nitelendirebileceÄŸimiz bir sayfayı açtı. Özellikle akıllı telefonlarda kullandığımız anlık mesajlaÅŸma uygulamaları, hem bireyler arasında, hem gruplar arasında hem de birey ile kitle iletiÅŸim araçları arasında iletiÅŸime olanak saÄŸlıyor ve en önemlisi bu uygulamaların saÄŸladığı grup mesajlaÅŸması kiÅŸisel ve duygusal sosyal etkileÅŸimi güçlendiriyor. Dolayısıyla duygunun yüz yüze iletiÅŸimden teknolojiye bir baÅŸka ifadeyle online iletiÅŸime taşındığı bir ortamdan bahsediyoruz.
Günümüzde Youtube’un TV’nin yerini aldığı aÅŸikâr; bu baÄŸlamda bakarsak… WhatsApp literatürde neye karşılık geldi?
Youtube’un TV izleme pratiklerimiz üzerinde meydana getirdiÄŸi deÄŸiÅŸim incelenmesi gereken bir baÅŸka mesele olarak gözüküyor. WhatsApp açısından baktığımızda, literatürde konuyla ilgili daha önce yapılan çalışmalarda WhatsApp’ın sosyal pratikleri destekleyen ve anlık iletiÅŸime olanak saÄŸlayan mikro-topluluklar oluÅŸturma imkânı verdiÄŸi belirtiliyor. Bu özellik de WhatsApp’ı yalnızca anlık mesajlaÅŸma uygulaması olmaktan öteye taşıyor. Bir diÄŸer ilginç bilgi, WhatsApp’ın insanları geleneksel sosyal networklerden uzaklaÅŸtırdığı yönünde. Yani kısa bir süre önce yeni medya olarak da ifade ettiÄŸimiz sosyal medya, bazı akademik çalışmalarda ‘geleneksel sosyal medya’ olarak geçmeye baÅŸladı bile ve insanların bu mecralara olan ilgisi her geçen gün azalıyor. Bu deÄŸiÅŸimin merkezinde ise WhatsApp var. Yine baÅŸka bir bilimsel çalışmada, küçük ve resmi olmayan grupların çoÄŸunlukla en önemli gruplar olduÄŸunu gösteren bulgular yer alıyor. Öz olarak belirtmemiz gerekirse sosyal networklerdeki geniÅŸ aÄŸların yerini mikro gruplar ve derinlemesine iletiÅŸim alıyor.
WhatsApp’ı bu kadar kullanılır kılan ve diÄŸer sosyal medya araçlarından ayıran ÅŸey nedir? Ek olarak, Twitter’ı, Facebook’u, Instagram’ı sosyal medya olarak tanımlıyor isek; Whatsapp’ı bu kategoride deÄŸerlendirmek mümkün mü?
Bu noktada son yirmi yılda iletiÅŸim açısından nereden nereye geldiÄŸimize bakmamız deÄŸerli. Sosyal medya tarihine göz attığımızda 1995-2001 yılları arasında genellikle ‘bire bir’ iletiÅŸimi saÄŸlayan uygulamaların öne çıktığını görüyoruz. ÖrneÄŸin, ICQ, MSN. 2001-2009 yılları arasında ise daha çok bireysel profillerin oluÅŸturulmasına imkân saÄŸlayan ve ‘birden çoÄŸa’ (one to many) iletiÅŸimi önceleyen uygulamalar popülerlik kazanıyor. Mesela, Facebook, Twitter ve Instagram. 2009’dan günümüze olan süreçte ise grup iletiÅŸimi yani herkesin eÅŸit katılımcı rolü üstelenebildiÄŸi anlık mesajlaÅŸma sisteminin çoÄŸunluÄŸun tercihi olduÄŸunu görüyoruz. Bu uygulamayı vazgeçilmez kılan ise, sosyal ve doÄŸal etkileÅŸim, uygulamaların ücretsiz olması ve ayrıca fotoÄŸraf, video, link, müzik, sesli mesaj paylaşımları gibi multi-medya olanağı saÄŸlaması.
O halde WhatsApp’ı diÄŸerlerinden ayrı kılan ÅŸey; kamuya açılmamak…
Kesinlikle doÄŸru, bir baÅŸka ifadeyle WhatsApp grupları da bir sosyal medya mecrası ve üstelik bu mecrayı diÄŸerlerinden ayıran en temel özellik, katılımcı sayısı bakımından daha az sayıdaki insanların daha derinlemesine, daha özel ve daha samimi paylaşımlarda bulunuyor olması.
Bu arada araÅŸtırmamız süresince, günümüze hâkim olan bu iletiÅŸim formunun bir kavramsallaÅŸtırmadan yoksun olduÄŸunu gözlemledik ve uzun deÄŸerlendirmeler sonucu bu yeni platformu ‘mikro sosyal medya’ olarak adlandırdık. Yukarıda deÄŸindiÄŸimiz ‘geleneksel sosyal medya’ kavramına karşılık gelen ‘yeni sosyal medya’ kavramını neden kullanmadınız sorusunu sorabilirsiniz. Ancak ‘yeni’ ve ‘geleneksel’ ayrımı her gün baÅŸka bir formla karşımıza çıkan teknolojiyi nitelemekte artık yetersiz kalıyor. Çünkü bugün yeni olan ‘grup iletiÅŸimi’nin yerini yarın neyin dolduracağını kestirmek mümkün deÄŸil. Dolayısıyla güncelliÄŸi kastettiÄŸimiz ‘yeni’ betimlemesi yerine ihtiyacımız olan ÅŸey, teknolojinin niteliksel özelliklerini vurgulayan ayırıcı kavramlar üretmek. Bu teknoloji tarihini anlamlandırmamızı da kolaylaÅŸtıracaktır diye düÅŸünüyorum.
Peki, WhatsApp’ı sanal bir mahalle olarak düÅŸünebilir miyiz?
Sanırım, doÄŸru tanımlardan biri bu olur WhatsApp hakkında. Sanal mahalle, sanal sokak, sanal apartman, sanal ev, sanal sınıf, sanal ofis de diyebiliriz. Buradaki temel nokta, gerçek hayattaki ortaklığın, sanal ortamda sürdürülebilmesi. Bu bazen bir mahalle büyüklüÄŸünde bazen bir sınıf bazen de bir ev büyüklüÄŸünde olabiliyor. Peki bu sanal buluÅŸmalar neden yaygın ve neden hayatımızın her anında?
Çalışmalarımız bize insanların WhatsApp gruplarını sırasıyla 6 temel gerekçe ile kullandıklarını gösterdi.
Bu gerekçelerden en önemlisi ve birinci sırada görülenini “muhabbet” olarak adlandırdık. Tabi buradaki muhabbet, sohbet anlamından ziyade sevgi anlamını taşıyor. Yani bir insanın diÄŸerine duyduÄŸu muhabbet. AraÅŸtırmamız sonuçları gösteriyor ki, insanlar duygu ve düÅŸüncelerini paylaşıp grup içerisinde tekil ya da çoÄŸul olarak bir baÄŸ oluÅŸturmak amacıyla gruplarda yer alıyor. Bunu da çok daha fazla insanın olduÄŸu sosyal medya mecraları yerine kimlerden oluÅŸtuÄŸunu bildiÄŸi, tanıdığı insanların yer aldığı gruplarda yapıyor. Sözünü ettiÄŸimiz muhabbet iki temel insan ihtiyacına karşılık geliyor. Birincisi, düÅŸüncelerin ve duyguların ifade edilmesi yani etkileme ve etkilenme, ikincisi yakın iliÅŸkilerin kurulması ve geliÅŸtirilmesi. Dolayısıyla insanlar hayatlarındaki önemli anları, taşıdığı fikirleri ve hissettiÄŸi duyguları bu mecradan aktarıyor ve bunun da karar verme süreçleriyle yakinen bir ilgisi bulunuyor.
Muhabbet gemisini hep WhatsApp limanına çeker olduk; ama hâlâ yüz yüze iletiÅŸime önem verenler olmalı, yine de itiraf etmek gerekirse WhatsApp’ta bir ÅŸeyleri söylemeye çalışmak daha kolay…
Çok doÄŸru bir noktaya deÄŸindiniz. Toplum olarak imalarla anlatıma eÄŸilimli olduÄŸumuz düÅŸünülürse yazarak ifade etmek bu özelliÄŸimizi biraz kırıyor. Sanal platformlarda daha açık sözlüyüz. Bazen de söze bile gerek kalmadan duygularımızı emojiler yardımıyla ifade edebiliyoruz. DüÅŸünsenize yüz yüze iletiÅŸimde gözlerinizden nasıl kalp çıkarabilirsiniz. Ama bu emojiler pek çok ifadenin arkasına eklenerek o anki mimiklerimizi bile yansıtabiliyor. Yani sözün bittiÄŸi yerde imdadımıza yetiÅŸiyor. Acı, hüzün, sevgi, mutluluk hepsinin ikonik bir karşılığı var bu alemde.
Sorunuza gelecek olursam, WhatsApp’a “muhabbet” perspektifinden yüklenen anlam ileri yaÅŸtaki kullanıcılara göre gençlerde çok daha yüksek. Yorumlamamız gerekirse, ileri yaÅŸta bulunan ve görece teknolojiyle iliÅŸkisi daha yüzeysel olan bireyler “muhabbet” ihtiyacını daha çok yüz yüze iletiÅŸimle karşılıyor, gençler ise teknoloji alışkanlığı ve yatkınlığı bakımından sosyal medya ile daha sıkı iliÅŸkiler geliÅŸtirmesi sonucu mikro sosyal medyaya daha fazla anlam yüklüyor. Ä°lginç olan kullanıcıların yüz yüze iletiÅŸimde kolayca ifade edemediÄŸi duygularını WhatsApp ile gerçekleÅŸtirebildiklerini söylemeleri. Mikro Sosyal Medya’yı diÄŸer sosyal networklerden ayıran en temel özelliklerden biri de bu.
WhatsApp uygulamasının yaygınlığının ve etkinliÄŸini ortaya koyan ikinci önemli neden “iÅŸlevsellik”. Kullanıcıların WhatsApp’ın grup kullanımından oldukça memnun olduÄŸunu görüyoruz. FotoÄŸraf, video, link, sesli mesaj gibi her türlü görüntünün iletilebilmesi ve mesajların iletilme ve okunma bilgisinin gönderici tarafından anlaşılabilmesi uygulamanın benimsenmesini etkileyen faktörler. Ä°nsanın kolay ve pratik olana yatkınlığının karşılığı olan bir uygulamadan söz ediyoruz yani.
Türkiye’de WhatsApp kullanım gerekçelerinden üçüncüsü “enformasyon/malumat”. Evet bu enformasyon son dakika haberlerinden, kullanıcının kiÅŸisel hayatındaki geliÅŸmelere kadar pek çok ÅŸeyi kapsıyor. Ancak bu gerekçeyi destekleyen en önemli enformasyon türü “yardım faaliyetleri”. Ä°nsanlarımız pek çok yardım faaliyetini bireysel ve kurumsal olarak WhatsApp grupları üzerinden yürüttüÄŸünü belirtiyor. Daha önce farklı ülkelerde yapılan çalışmalarda görülmemiÅŸ bir ÅŸey bu.
Birbirimizden ve dünyadan haberdar oluyoruz…
Aynen öyle. Bazen bir kitabı ya da köÅŸe yazısını tartışıyoruz. Bazen gündemi deÄŸerlendiriyor bazen de hayatımızı ya da baÅŸkalarının hayatlarını paylaşıyor, yorumluyor, anlamlandırıyoruz.
Ama WhatsApp’a ‘enformasyon/malumat’ açısından baktığımızda, WhatsApp gruplarını sıklıkla insani yardım faaliyetlerini duyurmak için kullandığımızı ve aynı zamanda bu faaliyetlerden aynı ÅŸekilde haberdar olduÄŸumuzu anlıyoruz. Zaten, Türkiye’nin yardım faaliyetlerinde dünyadaki lider konumu, elde ettiÄŸimiz bulguyu doÄŸrular nitelikte.
WhatsApp aslında hem her ÅŸeyden haberdar olma hem de her ÅŸeyden uzaklaÅŸma biçimi desek, ne söylersiniz?
Evet, bir uzaklaÅŸma biçimi demek doÄŸru olmayabilir ama bir rahatlama biçimi diyebiliriz. Belirtmeliyiz ki bireylerin çok sayıda grupları var ve bu gruplar farklı iliÅŸki biçimleri ve içeriklerden oluÅŸuyor. Dolayısıyla rahatlama ve uzaklaÅŸma gruptan gruba fark edebiliyor. Ancak genel sonuçlara baktığımızda araÅŸtırmamız, WhatsApp gruplarının insanları rahatlattığını gösteriyor. Rahatlama motivasyonu, WhatsApp grup kullanımının temel nedenlerinden beÅŸincisi. Kullanıcılar mevcut sıkıntılarından uzaklaÅŸtığını, grup sohbetleri ile rahatladığını ifade ediyor. SosyalleÅŸmenin online formu ile farklı coÄŸrafi koÅŸullardaki bireyler sanal bir platformda bir araya gelebiliyor ve içinde bulunduÄŸu fiziki ÅŸartların dışına çıkıyor. 20 yıl önce böyle bir ÅŸeyden bahsedilse herhalde hiçbirimiz inanamazdık.
Åžu ana dek beÅŸ gerekçe saydınız. WhatsApp’ı bu kadar sahiplenmemizin altıncı faktörü nedir?
Son olarak WhatsApp gruplarını kullanım gerekçemiz “sosyallik”. Burada sosyallikten anlamamız gereken pek çok nokta var. Birincisi herkesin WhatsApp grupları olması ve toplumsal bir eÄŸilimin bu yönde olması hepimizi etkiliyor ve grup oluÅŸturmaya yönlendiriyor. Bunu bir kenara koyarak sosyalliÄŸin diÄŸer boyutlarına bakalım. BaÅŸka ne yapıyoruz WhatsApp grupları ile, organizasyonlar düzenliyoruz. GüvendiÄŸimiz insanlarla açık ve dürüst bir ÅŸekilde politik, sosyal her türlü konuyu konuÅŸabiliyoruz. Üstelik katılımcı sayısı küçük gruplarda kararlar alıyoruz ve diÄŸer katılımcıların karar vermesine yardımcı oluyoruz.
Türkiye’de WhatsApp grup kullanımı neden bu kadar yaygın sorusuna bir cümle ile özetlersek, her düzeyde iliÅŸkilerimizi (iÅŸ, arkadaÅŸlık, akrabalık) WhatsApp grupları üzerinden yürütebiliyoruz. Üstelik bunu yaparken yüz yüze iletiÅŸimde bile olmadığı kadar samimi ve açık bir ÅŸekilde kendimizi ifade ediyoruz ve iliÅŸkilerimizi güçlendiriyoruz.
CÄ°NS
Henüz yorum yapılmamış.