Sosyal Medya

Abdurrahman Dilipak: Gayeye giden her yol meÅŸru deÄŸildir

Abdurrahman Dilipak - Yeni Akit



Aman kardeÅŸim aman, galiba ahir zaman!

Hem zaten biz “Alemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman peygamberi”nin ümmeti deÄŸil miyiz?.

Bugün, dün kaldığımız yerden devam edelim. Resulullahın tekrar tekrar ikaz ettiÄŸi konuları tekrar, bir kez daha hatırlayalım. Kur’an-ı Kerim’deki belki bazı konularda onlarca kez ikaz edilen ÅŸeytanın hileleri ile ilgili uyarılarımıza, bunlar birilerinin aÄŸzının tadını kaçıracak da olsa devam edelim.

Åžahinalp, M. Vehbi, “Kur’an-ı Kerim’de ‘Mütref’” Kavramı üzerine bir makalesinde de anlatmaya çalıştığı gibi, Kur’an-ı Kerim’de kınanan özellikler üzerine ilginç tesbitlerde bulunur. Mütref, refah, zevk, eÄŸlence peÅŸinde koÅŸanlara denirken, Batar eldeki imkaÌ‚nla yetinmemek, zenginlikte şımararak azıtmak, ihtirasla istemek, büyüklenerek hakkı kabul etmemek, kendini beğenmişçesine çalım satarak yürümek, nimeti inkaÌ‚r etmek, nankörlük yapmak, nimetin kadrini bilmemek, şükretmemek anlamlarını ifade eder. el-Eşer “Batar”dan daha baskın ÅŸekilde aşırı derecede şımarmak, zenginlik sarhoşluğu içinde, “ne oldum delisi” olmak, lüks hayata düşkün olmak gibi anlamlar içermektedir. el-Merah ise
ölçüyü kaçıracak şekilde aşırı sevinç, kendini beğenmişlik, zorbalık, kabalık ve şımarıklık anlamlarına da gelmektedir. 

Çok yiyen, obur kiÅŸiler de kınanır kitapta.. et-Tuğyan mal ve makam, güç sarhoÅŸu olup azıtmak, taşkınlık yapmak anlamına gelmektedir. el-Utüll çok yalanlayıcılar, insanlara yaranmak için yağcılık, yalakalık, moda tabiri ile tetikçilik ya da trollük yapanlar, çok yemin eden aşağılık kimseler, herkesi ölçüsüzce ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götürenler, hayırlı kiÅŸi ve iÅŸleri engelleyen, saldırgan, günahkaÌ‚r kimseler, zorba, saygısız, kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğu zaman: “(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır” diyenler ya da ayetlerin hatırlatılmasından rahatsız olanlardır. 

Güç, servet ve iktidar sahibi olduktan sonra Ä°lahlık ve Rablik taslarcasına, insanlara hüküm koymaya, onları kendi hesap, heva ve heveslerine göre terbiye etmeye kalkan bir ÅŸekilde zengin olup, dünya iÅŸlerinde başarılı gözükenlerin sarhoÅŸlukları konusunda insanlar dikkatli olmalıdır. Bunlar hayatı kumar olarak gören, fuhÅŸa batmış, ikiyüzlü, yalancı ve fasık kiÅŸilerdir genellikle. Bunlar hem gazaba uÄŸrayacak olanlardır ve hem de kendilerine meyleden toplulukların helakına sebeb olurlar. Her zaman, her yerde ve her konuda bunlardan uzak duralım. (Nefsin hastalıkları ile ilgili notları bazı ahlak kitapları ve makalelerden derledim.)

Bakın, Allah’ın kolaylaÅŸtırdığından daha kolay, zorlaÅŸtırdığından daha zor bir iÅŸ yoktur. “Gayeye giden her yol meÅŸru deÄŸildir”(!?) Allah’ın herhangi bir ÅŸeye mecbur edemezsiniz. Hayır da ÅŸer de Allah’ın iradesi içindedir. Bizim O’nun rızasına tabi olmamız gerekir. Bize hayır gibi gelen ÅŸeylerde ÅŸer, ÅŸer gibi gelen ÅŸeylerde Allah hayır murat etmiÅŸ olabilir. Biz bilmeyiz Allah bilir. Biz Allah’tan “hayırlısını” isteyelim. “Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uÄŸrayanların deÄŸil” diyelim. Allah’ın “Bize hakkı hak, batılı batıl göstermesini” dileyelim. Hakta toplanmamızı nasib etmesini isteyelim ve o yönde ilerleyelim.

Bakın, malımız, canımız, çocuklarımız, sevdiÄŸimiz ne varsa, o ÅŸey bizim için bir “fitne”, zor bir imtihan olabilir. “Dua ile istenen bela”ya dönüÅŸebilir. Åžeytanın oltasına taktiÄŸi yeme, dönüÅŸebilir. Para, pul, makam, ÅŸehvetle istediÄŸiniz, sizin için “idol” olan her ÅŸey bir puta dönüÅŸebilir. Ä°htirasla istediÄŸiniz her ÅŸey sizin imtihanınız olur!

Dünya hayatı bir seçimden ibarettir. Biz eÄŸriye karşı doÄŸruyu, çirkine karşı güzeli, faydasıza karşı faydalıyı, batıla karşı hakkı, müfside karşı muhlisi seçelim. “Allah’ın ipine sımsıkı tutunalım.” EÄŸer Allah’ın rızasına baÄŸlı kalırsak, biz “galu bela zamanı”ndaki ahdimize sadık kalırsak, o kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden Allah “bizi yeryüzünün varisi kılmak” ister, “yeryüzünü bize mescidkılmak” ister. “Bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister”. Bizim ellerimizle, Mekke-i Mükereme’yi, Medine-i Münevvere’yi, Mescid-i Aksa’yı, mukaddes Turi Sina ve mukaddes Tuva-yı, Arz-ı Mevud’u muvahhidlerin eli ile özgür kılmak ister!

Biz Allah’ın dostlarını dost edinelim, ÅŸeytanın dostlarından uzak duralım. Unutmayalım ki, bu dünyada kimlerle berabersek, öbür dünyada onlarla beraber olacağız. Bu dünya ahiretin tarlasıdır. Bizim için bir sürgün yeri, bir imtihan yeridir. Hz. Adem’in ve Hz. Havva’nın çocukları tekraren aynı imtihana giriyorlar. “Haddi aÅŸmak”tan sakınalım. Åžeytanın yalanlarına kanmayalım, nefsimize hoÅŸ gösterdiÄŸi yoldan gitmeyelim.

Ä°nsanlar bizim elimizden, dilimizden, yaptıklarımızdan emin olacak. Siyaseten vekâlet vereceÄŸiniz kiÅŸiler, sizin malınız, canınız, namusunuz, akıl-inanç ve nesil emniyetinden sorumludurlar. Emanet bu ÅŸarta baÄŸlıdır. Masiyette itaat yoktur. Aklınızı kiraya vermeyin. “Biad” diye dinde olmayan ÅŸekli ile insanları kendine tabi olması için plan yapanların karanlık emellerine alet olmayın! “Sizden olan”, yetkisini sizden alan ve size hesap verenlerdir, bunu unutmayın. Size tepeden bakanlar ve azarlayanlar deÄŸil. Evinizin anahtarını kendilerine emanet edemeyeceÄŸiniz kiÅŸilere vekâlet vermeyin. Böylece ÅŸeytanın meydan okumasına karşı, onun hile ve tuzaklarına karşı “EuzubillahimineÅŸÅŸeytanirraciym, Bismillahirrahmanirrahiym” diyerek yola çıkalım. Ölçü budur! Selam ve dua ile. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.