Kürsü
Fatma Barbarosoğlu- Mümin kalbin ritmi...
Follow @dusuncemektebi2
Fatma BarbarosoÄŸlu- Yeni Åžafak
-I-
Akıllı telefon elimize geçtiÄŸinden bu yana ne kendimize mukayyet olabiliyoruz ne çocuklarımıza. Zamanı ve mekanı idrak edemeden, kesintisiz bir ekran “an”ının içinde dibe çöküyoruz çoÄŸu defa.
Neden böyle oluyor? Her araç mesajını içinde barındırdığı için, aracın diline ve elbette emrine teslim olmak kolayımıza geliyor. Ki çoÄŸu zaman araçlara teslim oluÅŸu, kendi üzerimizden deÄŸil baÅŸkalarının hikayesi üzerinden, baÅŸkalarının hayatını kınarken dile getiriyoruz.
Cep telefonundaki uygulamalar ile ilgili olarak pek çok olumsuz paylaşım ile karşılaÅŸmışsınızdır ÅŸimdiye kadar. Sosyal medyada, Whats up gruplarında birbirinin aynısı olan Cuma tebriklerine dair pek çok ÅŸikayet ve serzeniÅŸ cümlesini de okumuÅŸsunuzdur. Özellikle torunlar, büyük ebeveynlerinin whats up gruplarındaki sohbetleri ile inceden inceye alay ediyor: “Filana sabah namazı selam verdim bak cevap yazmadı demek ki namaza kalkamadı” türünden cümlelerine...
1970’lerde çocuklar ebeveynlerinin anne, baba gibi deÄŸil de kendi yaşıtları gibi davranmasından ÅŸikayet ediyordu. 2000’li yıllarda torunlar, yaşının insanı olan dede ve büyükanne bulamamaktan ÅŸikayetçi.
-II-
Modern teknoloji her ÅŸeyin “en hızlı” sını vaad ederek yerini saÄŸlamlaÅŸtırır, hızlı olan her ÅŸeyin hayatı kolaylaÅŸtırdığına inandırır bizi reklamların dili. Hızın, ayrıntıları parantez içine alarak ilerlediÄŸini, bazen tamamen yok ettiÄŸini fark etmeyiz bile. Mesela ru be ru görüÅŸmek ile telefonda görüÅŸmek asla aynı ÅŸey deÄŸildir. Birincisinde göz göze deÄŸer, söz söz ile kucaklaşır. Ä°kincisinde özellikle de akıllı telefonda sözler bir kulaktan girip ötekinden çıkar. Ru be ru görüÅŸmelerde sessizlik bile “muhabbet” sunar. Telefon tellerindeki karşılıklı susuÅŸ ise tekinsiz bir zamana davetiye çıkartır çoÄŸu zaman. Çünkü hızlı olanın gücü, teslim alma kapasitesine baÄŸlı olarak tescil edilir. Sükut, teslim alınamayacak bir eylemdir. DiÄŸer taraftan cep telefonu üzerinden sohbet ederken teslim alınan muhatabımız deÄŸildir, muhatabımızın cep telefonuna yüklediÄŸi zamandır.
Soru ÅŸu: Åžiddetin ve öfkenin giderek tırmandığı hız çağında; sükûnet ile, iyilik ve güzellik ile, ibadetin dilini, ibadet etmenin hikmetini yaÅŸamaya devam edebilecek miyiz?
Zaman ve mekan idraki konusunda çoÄŸunluÄŸun aracın diline teslim olacağını, aracın komutlarına razı olacağını/olduÄŸunu görüyoruz.
Aracın diline razı olmak, ibadet zamanını soldurmak anlamına geliyor. Ne gibi? Namaz kılmak yerine namaz üzerine yapılan bir tartışmayı izlemek gibi mesela.
Kitleler aracın mesajına, aracın buyruÄŸuna amade, itaatkâr bir teslimiyetle komutları yerine getirirken; içimizden bazıları kullandığı her türlü aracı hakikat yolcusu olarak kullanmaya devam edecek, zamanı “mümin kalbin ritmi” olarak idrak edecek.
Tam da bu noktada vakti idrak eden kiÅŸilerin teknolojiyi nasıl farklı kullanabildiklerine dair bir örnek vermek istiyorum. Bir arkadaşımın dahil olduÄŸu Wats up grubunda, her gün hatim tamamlandığını duyunca lütfen bana yaz, ben de okuyucularımla paylaÅŸayım dedim. AÅŸağıda okuyacağınız satırlar meslek dersi öÄŸretmeni olan arkadaşıma ait. Vakti idrak etme ve mümin kalbin ritmi noktasında, hepimizi için yol gösterici. Buyurun:
“Ä°ki tane grup var, birincisinin adı hitmetü’l hıfz. Grubun çoÄŸu hafız, kuruluÅŸ amacı da hafızlığı güçlendirmek, ezber yapmak. Bu nedenle herkes bir ay aynı cüzü okuyor ve olabildiÄŸince çok sayfa ezberlemeye çalışıyor, ezberlediÄŸi sayfaları da namazlarda okumaya dikkat ediyor ki unutmasın.
Grupta 62 kiÅŸi var. Amerika, Suudi Arabistan, Suriye, Ürdün, Lübnan, Mısır, Filistin ve Türkiye olmak üzere birçok ülkeden katılımcı var. Herkes cüzünü okuduÄŸunda gruba mesaj atıyor. Mesela ‘perÅŸembe günü için 27. cüzü okudum elhamdülillah’ diye. Ayrıca ezberlediÄŸi sayfa sayısını da bildiriyor. Ve bu kiÅŸi bir ay boyunca 27. cüzü okuyor, diÄŸeri 28 ve bütün cüzler bu ÅŸekilde dağıtılıyor. Günün sonunda okunmamış cüz varsa onlar belirleniyor ve isteyenler o cüzleri okuyor ve günlük grup hatimi tamamlanmış oluyor. Her gün grup olarak iki hatim ve duası yapılıyor.
Bireysel hatim ise bütün ay boyunca aynı cüz okunduÄŸu için iki ya da üç senede tamamlanacak. 3, 4 tane grup yöneticisi var organizasyonu onlar yapıyor. Asıl fikir babası ve grup kurucusu Suriyeli arkadaşım Üstaze Lema. O beni haberdar etti. Ben çevreme duyurdum. Kudüs’te tanıştığım bir üstaze vardı onu da gruba çağırdık. O da bütün öÄŸrenci ve ailesiyle çevresini gruba dahil etti. Böylece uluslararası bir grup haline geldi.
DiÄŸer grup ise Hitmetul Halabuni. Halabuni Suriye’de bir mahallenin adıymış. Genellikle burada oturan arkadaÅŸlar 2,3 sene önce oluÅŸturmuÅŸlar bu grubu. Üstaze Lema diÄŸer gruptaki arkadaÅŸlara haber verip isteyenleri de bu gruba dahil etti. Amaç, her gün bir cüz okuyarak her ay bireysel hatim yapmak ve aynı zamanda her gün grup hatmi yapmak. DiÄŸer grupta amaç ezber iken burada amaç Kur’an hatmine ve okumaya teÅŸvik.
Sistem aynı diÄŸer gruptaki gibi. Cüzü okudukça gruba mesaj atıyoruz, gün sonunda okunmamış cüzler paylaşılarak okunuyor ve günlük hatim tamamlanmış oluyor. Ve duası yapılıyor.”
Netice olarak, sayılı nefesimizi araçların mesajına teslim olmadan tamamlamak zorudayız. Mümin kalbin ritmi malayani olandan uzak durarak atar.
Tebrik: Hatırlatma vesilesi olarak Miraç Kandilinizi ÅŸimdiden tebrik ediyorum. Allah elimizi bırakmasın. Amin.
Henüz yorum yapılmamış.