İbrahim Kahveci: Bu düzen bütün özel sektörü batma noktasına taşıyabilir
Follow @dusuncemektebi2
"Bu düzen bütün özel sektörü batma noktasına taşıyabilir. Ankara yeni yemeklere ihtiyaç duydukça özel sektör firmalarının bilançolarına bakmaya başladı."
Ä°brahim Kahveci'nin köÅŸe yazısından alıntı
Seçimlerden sonra ekonomi nasıl olur?
Aslında formüller çok basit.
Soru: Seçimden sonra ne olacak?
Cevap: Ne oluyorsa o olacak...
GeçmiÅŸ seçimleri ve söylenenleri biraz hatırlayın. Hatta referandum sonrası yeni yönetim sistemi ile ne olacaktı?
24 Haziran seçimlerinden önce yine dolar ve faiz yükseliyordu. O günlerde Merkez’e “sakın faiz yükseltme” telkini vardı. Åžimdide bankalara benzer telkin yapılıyor...
Gelin seçimler ve sonuçlarına bakalım:
16 Nisan referandumu :
Dolar: 3,70
Faiz: 11,46
24 Haziran seçimleri:
Dolar: 4,68
Faiz: 19,18
Sonra ne oldu?
Dolar 7,20 liraya,
Faiz ise yüzde 28,0’e kadar yükseldi.
Dün Anadolu Ajansı iÅŸ dünyası temsilcileri ile söyleÅŸi yapmış: Seçimden sonra yapılacak reformlar ile her ÅŸey düzelecek...
Aklıma Sn Berat Albayrak’ın ÅŸu açıklaması geliyor: “Yapısal reformlar yapısal reformlar, neymiÅŸ bu yapısal reformlar”
Gerçekten ne reformu yapılacak ve ekonomi düzelecek? Hiç bu yönde bir yapısal deÄŸiÅŸiklik iÅŸareti görüyor musunuz?
Bugüne kadar kim neden ellerini tuttu da reformlar yapılamadı? Son 3-4 yıldır herkesin aÄŸzında “yapısal reform” cümlesi. Ama nedense hep seçimler bekleniyor.
Yıllardır öne sürdüÄŸüm bir tez var: Ankara çok vergi topluyor ve çok ÅŸiÅŸmanladı. Ankara zayıflamazsa Millet zayıflar..
Ankara çok vergi topluyor da bu vergileri verimli mi kullanıyor?
Hayır...
Ankara parayı savurgan harcıyor. Verimli alanlardan vergi topluyor ve verimsiz alanlara harcıyor. Bu nedenle ülkede toplam verimlilik çok hızlı düÅŸüyor.
Önerim ÅŸuydu: Bütçede “yatırım dışı fazla” sistemine geçmemiz gerekiyor. Yani Ankara topladığı paraları verimli yatırımlara sonuna kadar harcayabilir. Ama verimsiz ve savurgan harcamalara asla izin verilmemelidir. Bütçe buna göre tasnif edilerek elden geçirilebilir.
Ankara’nın ÅŸiÅŸmanlığını neden çok önemsiyorum?
GeçmiÅŸ 16 yılda ülkemize yabancılardan çok yoÄŸun sermaye geldi. Bir bakıma ekonomimizi onların sayesinde canlı tuttuk. Ama o parayı ne gelir artırıcı yatırımlarda kullandık, ne de zor günler için biriktirdik.
Åžimdi yabancıdan para gelmiyor. O günler bitti.
Özel sektör ise yüksek dış borçtan dolayı kur baskısı altında. DüÅŸünsenize reel sektörün döviz açık pozisyonu 2002’de sadece -6,7 milyar dolardı. Åžimdilerde açık pozisyonu 200 milyar doların üzerinde. Dolardaki her artış özel sektöre milyarlarca lira maliyet yazıyor.
Özel sektör ayrıca yüksek kredi-faiz baskısı altında. Yine 2002’lerde GSYH’nın yüzde 12’si kadar olan özel kesim kredi kullanım oranı ÅŸimdi GSYH’nın yüzde 70’inden daha fazla. Artık her 1,00 puanlık faiz çok büyük maliyet demek.
Ayrıca özel sektör için iç talebin nerede ise bittiÄŸi bir dönem. Reel tüketim yüzde 9,0 civarında geriliyor.
Böyle bir ortamda özel sektör Ankara’nın ÅŸiÅŸmanlığını nasıl besleyecek?
Bu imkansız.
Çok net söylüyorum... Bu imkansızdır.
Bu düzen bütün özel sektörü batma noktasına taşıyabilir. Ankara yeni yemeklere ihtiyaç duydukça özel sektör firmalarının bilançolarına bakmaya baÅŸladı.
Kısaca yeniden söyleyelim: Ankara zayıflamaz ise hepimiz zayıflarız. Bazılarımız da açlığa dayanamayıp bitebilirler.
ELEKTRÄ°K TÜKETÄ°MÄ°
TEÄ°AÅž verilerine göre ocak ayında elektrik tüketimi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde -2,16 azaldı. Åžubat ayında ise tüketim azalması yüzde -0,94 oldu. Yani tüketim azalması daha sınırlı oldu.
Mart ayında ise (25 Mart günü dahil) elektrik tüketimi yüzde -1,03 azaldı. Lakin 20 mart gününe kadar yapılan karşılaÅŸtırmada tüketim azalışı yüzde -0,54 düzeyindeydi.
Kısaca son 5 günde elektrik tüketimi yüzde 2,97 azalmış oldu.
Finansal dalgalanmanın ekonomiyi nasıl etkilediÄŸini sanırım elektrik tüketimi gayet net veriyor.
Kaynak: Karar
Henüz yorum yapılmamış.