Kürsü
Mustafa Kutlu: Ey dindar insan, azla yetinip elindekine fit olmaya razı mısın?
Follow @dusuncemektebi2
Mustafa Kutlu- Yeni Åžafak
Nereden çıktı bu “kanaat ekonomisi” derseniz, cevap veriyorum: Öteden beri kapitalizmin ek yerinin (yumuÅŸak karın) “tüketim” olduÄŸuna inanmışımdır. Derdimiz-davamız kapitalizmi haklamak deÄŸil mi? O sebepten ÅŸunun tekerine nereden taÅŸ koyabiliriz diye düÅŸününce; “Hududullah”ı gözetip “kanaat”ı dile getirdim. Bu tesbit “Huzursuz Bacak” kitabımda zikredildi. (2008)
O gün-bu gün bana “kanaat ekonomisi” nedir, anlat dediklerinde, “Ben de sizin kadar biliyorum, ötesini bir ekonomiste, meselâ Mustafa Özel’e sorun” deyip atlatıyordum. Ama ÅŸimdi yumurta deliÄŸin aÄŸzına geldi, baklayı ağızdan çıkarmak lazım. Bir hikâyeci konuÅŸuyor unutmayın ve burun kıvırmayın. Mustafa Özel bir ÅŸu kadar zamandan bu yana iktisadı “roman” üzerinden anlatıyor. “Kanaat ekonomisi” hakkında ÅŸöyle diyor:
“Kanaat ekonomisi Don KiÅŸot’ça bir ifadedir. Don KiÅŸot son dört asrın en sempatik adalet nöbetçisidir. Dünya edebiyatının en ciddi ve en mahzun kahramanı. Ä°lkeli yaÅŸamak, daha doÄŸrusu Kitab’a göre yaÅŸamak istiyor. Yoz bir çağın suratına ‘kitabî hakikatı’ haykırıyor. Komik gözükmesi bu yüzden!
Kanaat ekonomisinin ön ÅŸartı, kanaatkâr toplumdur. Siz bana kanaat toplumunu gösterin, ben de size kanaat ekonomisini anlatayım!”
Özel haklı. Ben de haklıyım.
“Cemaatta rahmet, ayrılıkta azap” baÅŸlıklı yazıda ülkemizde seçkinlerin (takva ehlinin) bulunduÄŸunu söylemiÅŸtim. Kıyamete kadar gökkubbenin altında Cenab-ı Hakk’ın salih kulları olacaktır.
Bakmayın “ashap misali” bir cemaatın olmadığına, tek tek insanlar bir yerlerde Hakk’ı müdafaa için ter döküyor. O zaman ÅŸu sorulacak: Neden biraraya gelemiyoruz?
Usul hakkında konuşmayalım, iş uzar.
Nasıl bir dâvayı omuzlamak lazım denilince, Özel’in Don KiÅŸot’una karşılık ben Fuzuli’nin aÅŸağıdaki beytini söylerim:
Mende Mecnun’dan füzûn âşıklık isti’dâdı var
Âşık-ı sâdık menem Mecnun’un ancak adı var
Kolaya kaçtı, iÅŸi ÅŸiire vurdu demeyin, ben herhalde GSMH’den bahsedecek deÄŸilim. “Ä°stidat” hazırlık-kabiliyet-kudret demektir. Bu özelliÄŸin her ferdimizde bulunduÄŸunu 15 Temmuz göstermiÅŸtir.
Yeniden sözü Mustafa Özel’e bırakalım:
“Peki, küresel sistem içinde kanaatkâr olmak mümkün mü? Mümkün belki, fakat arzuya ÅŸayan deÄŸil galiba! Haydi beraberce Ä°slâm Ansiklopedisi’ni açıp kanaat maddesini okuyalım. Ä°lk cümle ÅŸu: Sözlükte ‘payına razı olma’ mânasında masdar olan kanaat, terim olarak ‘kiÅŸinin azla yetinip elindekine razı olması, kendisinin ve sorumluluÄŸu altında bulunanların ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşılayabileceÄŸi maddi imkânlarla yetinip baÅŸkalarının elindeki ÅŸeylere göz dikmemesi aşırı kazanma hırsından kurtulması’ ÅŸeklinde açıklanmakta; hırs, tamah, ÅŸereh (hazlara düÅŸkünlük) ve tûl-i emel gibi kavramlarla ifade edilen mal ve dünya tutkusunun kalpten silinmesiyle kazanılan ahlâkî bir erdem olarak deÄŸerlendirilmektedir.
Peki, sen ey dindar insan, azla yetinip elindekine fit olmaya razı mısın? Ben razı mıyım? Sayın CumhurbaÅŸkanımız karşımıza çıkıp, bir anlamda ‘sorumluluÄŸu altında bulunan’ bizlere 2019 yılında ekonomik büyüme beklemememizi; elimizde bulunanla yetinip payımıza razı olmamızı, baÅŸka ulusların elindeki ÅŸeylere de göz dikmememizi söylese, kendisine bir daha oy verir miyiz? Biz versek bile, kaç mü’min/müslim bizi takip eder? Ekonomik büyüme ve onun sistemleÅŸtirilmesi anlamında kalkınma, modern dünyanın en dokunulmaz putudur!
Åžu sıralarda Batı dünyasında DEGROWTH diye bir moda var; bazı düÅŸünürler artık ekonomilerin sistemli biçimde küçültülmesinin kaçınılmaz olduÄŸunu söylüyorlar. Fakat ne yazık ki bunlar genelde ‘güçsüzlere doÄŸruları anlatan’ modern zaman havarileridir. Romantizmleri dünyanın efendileri için kulak tırmalayıcı, köleleri içinse kısırlaÅŸtırıcı, takatten düÅŸürücüdür. Küçülmek istemeyen namert olsun; ama önce en büyük ekonomilerden baÅŸlamak gerekmiyor mu? ABD tek başına Güney Amerika ile Afrika’nın toplamından daha fazla ekonomik deÄŸer üretiyor. Havariler önce Amerikalıları, Alman ve Japonları ikna etsinler. Çince konuÅŸabileceklerine ise hiç ihtimal vermiyorum!
Peki, hiçbir umut yok mudur? Umutsuzluk haramdır. Ä°nsanların geliÅŸtirdiÄŸi bütün toplum sistemleri ‘tarihsel’dir; yani zaman içinde ortaya çıkar, büyür, geliÅŸir ve sonra yok olurlar. ‘DüÅŸmez kalkmaz bir Allah!’ Binlerce yıldır bildiÄŸimiz haliyle dünyada üretim insanların ‘gerçek’ ihtiyaçları için yapılıyordu. Ä°nsanoÄŸlunun yeme/içme, giyinme, barınma gibi biyolojik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelikti ekonomik faaliyet. Sadece para kazanmaya odaklı faaliyet yok deÄŸildi tabii, fakat hem ayıplanıyor, hem sınırlanıyordu.
‘Kanaat ekonomisi’ gerçekliÄŸi olmayan temelsiz bir kavram mıdır? Bu hulyadan vaz mı geçelim? Tam aksine, adalet ve kanaat gibi temel kavramlara sarılmanın vakti gelmiÅŸ bulunuyor. EÄŸer kapitalizmin ebedi olduÄŸuna inansaydım, bunlar boÅŸ hayaller, gerçekçi olun derdim. Oysa kapitalizm de, önceki bütün tarihsel sistemler gibi, bir sona yaklaşıyor. Sınırsız tüketim, gezegenimizin sınırlı varoluÅŸ imkânlarını tüketmek üzeredir. Artık müstakbel iyi sistemlere kafa yormanın vaktidir.”
Henüz yorum yapılmamış.