Güncel
İbrahim Kahveci: Ülkemizde maalesef serbest piyasa kuralları yeterince işlemiyor-işletilmiyor
Follow @dusuncemektebi2
Ä°brahim Kahveci- Karar
Adını ister ‘baskı piyasası’ koyun, isterse ‘telefonla yönlendirilen piyasa’ deÄŸiÅŸmez. Bugün ülkemizde maalesef serbest piyasa kuralları yeterince iÅŸlemiyor-iÅŸletilmiyor.
Talimatla belirlenen faiz oranları, istekle-baskıyla belirlenen satış fiyatları vs vs sebeplerle suni rakamlar ortaya çıkartıyor.
Yakın zamana kadar (24 Haziran seçimleri diyebiliriz) farklı bir inançla Merkez Bankasının faiz artırımına direnerek TL’nin deÄŸer kaybetmesinde neden olduk.
Emsal ülke para birimleri henüz 2016 zirvesini dahi aÅŸmazken, TL o zirvenin nerede ise iki katına yakın yükseliÅŸ (deÄŸer kaybı) yaÅŸadı. Hatırlarsanız Brezilya Reali 2016 başında dolar karşısında 4,17’ye çıkmış ama bugün hala 3,90 seviyesinde. Bizim ile çokça benzetilen G. Afrika Randı ise o tarihte 17,0 seviyesine kadar deÄŸer kaybetmiÅŸ ama bugün hala 14,50 seviyesinde.
Oysa TL o günlerde 3,07’ye çıkmış ama bugün 5,70’ler baÅŸarı diyoruz. Emsal ülkelerle kıyasladığımızda bugün 1 dolar 3,0-3,5 lira aralığını geçmemeliydi. Bir karşılıksız “faiz teorisi” ile ekonomimizi kendi elimizle krize sürükledik.
Seçimlerden sonra oldukça cesur sayılabilecek bir adımla Merkez Bankası faizleri artırdı. Yüzde 24,0’e yükselen MB faizine karşılık piyasa faizleri bir aralık yüzde 27,0’leride gördü.
Sonrasında ise yeni bir piyasa modeline geçtik. Tahvil satışlarında piyasa yapıcılığı ve telefon bankacılığı üzerinden telkinler baÅŸladı.
Merkez Bankası bir kenarda yüzde 24,0 oranı iÅŸaret ediyordu ama vatandaÅŸ bankaya gittiÄŸinde yüzde 20,0’nin altında bir öneri ile karşılaşıyordu. Hatta oranların yüzde 17,0’lere bile gerilediÄŸi söyleniyordu.
Mevcut enflasyona karşı negatif faiz denilen bu sistem elbette tutmadı. Piyasanın gizli eli olarak yerli tasarruf sahibini döviz alımına yöneltti. TL mevduatları nominal bazda bile azalırken, döviz hesapları 25 milyar dolar artış gösterdi.
Kısaca baskılanan suni piyasa en küçük sarsıntıda serbest piyasaya yenildi.
Biz bunu 1993 baskısı sonrası 94 krizinde yaşamıştık. Biz bunu aslında 2000 yılında baskıladığımız piyasa ile 2001 krizinde de yaşadık.
Acaba neden aynı hataları tekrarlıyoruz?
Baskılanan piyasa ile oynamaya Ä°ngiltere ve Soros örneÄŸini bile verebiliriz.
Neden hatalarımızı ‘dış güçler’ ya da ‘ÅŸer güçler’ gibi saçma sapan yalanlarla örtüyoruz? Kendi hatalarımız ile piyasalarımızı oyuncak haline çevirince oynayanlar mı suçlu oluyor?
O vakit 94 krizini de ÅŸer güçler çıkardı.
O zaman 2001 krizinde de hükümeti dış güçler yolladı.
Ya da bugün yabancıların içerideki yerli iÅŸbirlikçileri mi dövizleri topladı diyeceÄŸiz?
Acaba bu saçma ve hiçbir akıl izahı olmayan teoriler yerine ÅŸu soruları kendimize sorsaydık daha iyi olmaz mıydı?
-16 yıldır yabancılardan gelen 650 milyar dolara rağmen neden yeterli rezerv biriktirmedik?
-Yabancı sermayesini beton gibi boÅŸ ve verimsiz yerlere harcamak yerine döviz kazandırıcı bir ekonomi yaratamaz mıydık?
-Önceki 2,5 yılda piyasa ile inatlaşıp zamanında faiz artırmayınca doları ve faizi bu kadar yukarı taşımayabilirdik.
-O tecrübeye raÄŸmen neden ÅŸimdi de yerli yatırımcının TL faizini baskılayarak dolar almasına yol açtık?
Hatalarımız-yanlışlarımız o kadar çok ki; saymakla bitmez.
Ama iÅŸin en kötüsü hatayı kendimizde görmemek. Bunun sonucunda da nerede ise her sarsıntıya iÅŸ iÅŸten geçtikten sonra müdahale ediyoruz.
Fatura ise tüm topluma çıkıyor.
Yükselen iÅŸsizlik, ekmek gitmeyen sofralar, kesilen iç talep, pahalılaÅŸan hayat....
NOT: Dün ele aldığım yazıda TL’nin küresel krize yol açtığı ÅŸeklinde bir anlam oluÅŸmuÅŸ. Okuyucularımın uyarısı üzerine yeniden kısa açıklama geçmek isterim. Yaklaşık bir ayı aÅŸkın süredir geliÅŸmiÅŸ ülkelerde sermayenin güvenli liman arayışı zaten borçlanma piyasalarında ve altında gözleniyordu. Cuma günü TL’nin sert dalgası geliÅŸmekte olan emsal ülke para birimlerinde de hareketin artmasına yol açtı. Böylece küresel dalgalanma daha da sertleÅŸti.
Henüz yorum yapılmamış.