Güncel
Ekmek, şeker, yağ protestoları; Berberi isyanı ve iç savaş... Cezayir tarihinde 5 önemli ayaklanma
Cezayir, Fransız sömürgesinden kurtulduğu tarihten (5 Temmuz 1962) bu yana halk eliyle, kimisi ülkedeki siyasi sistemde reforma gidilmesini sağlayan, kimisi uzun yıllar sürecek iç savaşlarla sonuçlanan önemli ayaklanmalara şahit oldu.
Arap Baharı'nın teÄŸet geçtiÄŸi Cezayir'de Buteflika'nın 5. dönem adaylığına karşı 22 Åžubat'ta baÅŸlayan gösteriler, Buteflika'nın, Cenevre'den dönüÅŸünün hemen akabinde 11 Mart'ta seçimlerin ertelendiÄŸini, kendisinin de 5. dönem adaylıktan çekildiÄŸini açıklamasına raÄŸmen devam ediyor. Dış müdahaleye karşı olan Cezayir halkının, 1 ayı aÅŸkın zamandan beri sürdürdüÄŸü ve barışçılığını korumaya devam eden bu gösteriler, ülke tarihinde katılımı en yüksek gösteriler olarak ön plana çıkıyor.
Cezayir halkının son gösterilerde ÅŸiddetten kaçınması, ülkeyi kanlı bir girdabın içine sürükleyen geçmiÅŸ tecrübelerden ders alındığı ÅŸeklinde yorumlanıyor.
AA'dan Abbas Meymuni, Cezayir'de 1962'deki bağımsızlıktan bu yana düzenlenen en büyük ve geniÅŸ katılımlı gösterileri derledi:
1988 EKMEK AYAKLANMASI
Cezayir CumhurbaÅŸkanı Åžazli Bin Cedid döneminde (1979-1992) ülkede yaÅŸanan gerilim gösteri düzeyini aşıp bir ayaklanmaya dönüÅŸtü. Cezayir'in toplumsal belleÄŸinde "5 Ekim 1988" olayları olarak yer eden bu gösterileri bazıları "Ekmek Ayaklanması" bazıları da "Bidayetül Harab" (Yıkımın BaÅŸlangıcı) olarak isimlendirdi.
Ä°sim konusunda ayrılığa düÅŸülmüÅŸ olsa da tarihçiler ve siyasetçiler, bu gösteriler sayesinde ülkedeki tek parti iktidarının (Ulusal KurtuluÅŸ Cephesi) sona erdiÄŸi ve 23 Åžubat 1989'da ilk çoÄŸulcu anayasanın kabulünün ardından hem siyaset hem de medyada çoÄŸulculuÄŸa geçildiÄŸi konusunda hemfikirler.
Söz konusu ayaklanma, 1986'da petrol fiyatlarının düÅŸmesinin ardından ülkenin içine girdiÄŸi kötü ekonomik ve toplumsal ÅŸartlara bir tepki olarak patlak verdi. BaÅŸkent Cezayir'de nüfusunun yoÄŸunluÄŸuyla bilinen Bab'ul Vadi beldesinde bir grup gencin otobüsteki yolcuları indirip ateÅŸe vermesiyle baÅŸlayan olaylar, pek çok vilayete yayıldı ve devlet ile Ulusal KurtuluÅŸ Cephesi Partisi'ne ait binalar tahrip edildi.
Güvenlik güçleri öfkeli halk yığınlarını durduramayınca askerler sokaÄŸa indi. Resmi rakamlara göre, yaÅŸanan bu ayaklanma sonucunda 169 kiÅŸi hayatını kaybetti (resmi olmayan kaynaklar ölü sayısının 500 olduÄŸunu iddia ediyor), 15 bin kiÅŸi de tutuklandı.
10 Ekim'de olaÄŸanüstü hal ilan edilmesinin ardından Bin Cedid, halka sesleniÅŸ konuÅŸmasında, tek parti sistemini sona erdirecek kapsamlı reformlar yapılacağı sözünü verdi.
KARA 10 YIL: CEZAYÄ°R Ä°Ç SAVAÅžI
1988 olayları, ülkedeki yönetim sisteminin reforme edilmesine zemin hazırladı. 1989'da anayasanın kabulünden sonra yaklaşık 60 parti siyaset sahnesine çıktı. Bu partilerden farklı olan ve en önemlisi yönetim tasavvurunu Kitap ve Sünnet'ten alan Ä°slami Selamet Cephesi (FIS) idi.
Abbas Medeni ve yardımcısı Ali Bilhac yönetimindeki parti, 1990'daki yerel seçimlerde, bin 539 belediye meclisinden 950'sini, 48 il meclisinden de 32'sini kazanarak büyük bir baÅŸarı elde etti.
Partinin bu ezici baÅŸarısı, hükümeti 1991'de seçim yasasını deÄŸiÅŸtirmeye sevk etti. Parti, atılan bu adımı kabul etmeyince, ülkede cuma namazı sonrası gösteriler düzenlemeye baÅŸladı, genel greve gidildi, "1 Mayıs" ve "Åžehitler" meydanlarında oturma eylemleri yapıldı.
Hükümetin yeni seçim yasası, partinin 29 Aralık 1991'de yapılan genel seçimleri kazanmasına engel olamadı. FIS bu seçimlerde ilk turda 188 sandalyeyi (o dönem meclisteki sandalye sayısı 380) kazandı. Hızla geliÅŸen olaylar sonucunda Abdulaziz Bilhadim baÅŸkanlığındaki eski meclis 4 Ocak 1992'de feshedildi. CumhurbaÅŸkanı Bin Cedid 11 Ocak'ta istifasını sundu ve Yüksek Güvenlik Konseyi ikinci tur seçimleri iptal etti.
Partinin "deÄŸiÅŸim sürecine darbe" olarak nitelendirdiÄŸi bu duruma karşı baÅŸlattığı gösteriler kısa sürede ülkeyi 10 yıl sürecek bir iç savaÅŸa sürükledi. Hükümetle Ä°slami eÄŸilimli gruplar arasında yaÅŸanan bu savaÅŸ, resmi rakamlara göre 200 bin kiÅŸinin ölmesine, 30 milyar dolar ekonomik kayba neden oldu.
BERBERÄ° Ä°SYANI
"Amazig Baharı" olarak adlandırılan olaylar ilk olarak, Cezayirli yazar ve araÅŸtırmacı Mevlud Muamri'nin 20 Nisan 1980'de Tizu Vizu Üniversitesi'nde ders vermesinin engellenmesiyle baÅŸladı. Kuzey Afrika'nın pek çok ülkesinde dağınık bir halde yaÅŸayan, dilleri ve kültürleriyle Araplardan farklılık gösteren Amaziglerin (Berberiler) kimliÄŸi ve diliyle alakalı taleplerin dile getirildiÄŸi gösterilerde çok sayıda kiÅŸi hayatını kaybederken binlercesi yaralandı. Fakat bu gösteriler ulusal bir nitelik kazanmadı.
2001'de Tizi Vizu vilayetine baÄŸlı küçük bir kasaba olan Beni Duvala'da onlarca genç, Amazig Baharı olaylarının yıl dönümünde gösteri düzenleyerek Amazig dilinin ülkenin resmi dili olarak kabul edilmesi ve Berberi kültürünün tanınması talebinde bulundu.
Gösterilere katılan bir grup gençle birlikte tutuklanan Germah Masinisa'nın karakolda kazara vurularak öldürülmesinin ardından Tizi Vizu ile Kabail bölgesindeki Bejaya'da gösterileri düzenleyen "El-UruÅŸ Koordinasyonu" isimli bir grup kuruldu. Bu grubun 14 Haziran 2001'de baÅŸkente düzenlediÄŸi yürüyüÅŸe yüz binlerce kiÅŸi katıldı. Göstericilerin baÅŸkente ulaÅŸmasıyla güvenlik güçleriyle aralarında çıkan çatışmada 2 gazeteci öldü.
Söz konusu yürüyüÅŸ, 1999'da göreve gelen Buteflika yönetimine karşı yapılmış ilk ve en büyük halk hareketi olarak ülke tarihine geçti. Berberilerin bu talepleri 2002'deki kısmi anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸiyle yerine getirildi ve Amazig dili resmi dil olarak kabul edildi.
ÅžEKER ve YAÄž PROTESTOLARI
Arap Baharı olarak adlandırılan halk ayaklanmalarının patlak verdiÄŸi 2011 yılı ocak ayı başında baÅŸkentteki Babu'l Vadi semtinde, ÅŸeker ve yaÄŸa yapılan zamlar protesto edildi. Daha çok ÅŸiddet olayları ÅŸeklinde seyreden gösterilerde 6 kiÅŸi hayatını kaybetti. Meclis, olayların sebebinin ortaya çıkarılması için bir soruÅŸturma komisyonu kurdu ancak bu komisyonun nihai raporu halen kamuoyuna açıklanmış deÄŸil.
Eski BaÅŸbakan ve Demokratik Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Ahmed Uyahya 2016'da düzenlediÄŸi bir basın toplantısında, söz konusu olayların, devletin ticari iÅŸlemlerde sukuk (faizsiz bono) kullanımını zorunlu tutmasından hoÅŸnut olmayan mali lobiler tarafından halkın harekete geçirilmesi sonucu yaÅŸandığını söylemiÅŸti.
Uyahya, Arap Baharı'nın Cezayir'e de sıçrama ihtimaliyle ilgili kendisine yöneltilen soruları ise "Cezayir, baharını 5 Ekim 1988'de yaÅŸadı." ÅŸeklinde cevaplandırmıştı.
BUTEFLÄ°KA'YA KARÅžI GÖSTERÄ°LER
Cezayir'de Buteflika'nın, 18 Nisan'da yapılması planlanan seçimlerde 5. dönem adaylığını açıklamasının ardından ilk gösteri 22 Åžubat'ta baÅŸladı.
Cuma namazı sonrası baÅŸlayan gösterilerde baÅŸlangıçta Buteflika'nın adaylığına karşı sloganlar atılırken ilerleyen haftalarda rejimin deÄŸiÅŸmesi çaÄŸrıları yapılmaya baÅŸlandı. Buteflika, tedavi için gittiÄŸi Cenevre'den dönüÅŸünün ertesi günü 11 Mart'ta "seçimlerin ertelendiÄŸini, kendisinin de 5. dönem adaylıktan çekildiÄŸini açıkladı ve ülkedeki krizin aşılması için ulusal diyalog konferansı düzenlenmesi vaadinde bulundu.
Ancak Buteflika'nın bu vaatleri de sokağın öfkesini dindirmeye yetmedi. Cezayir'in tamamına yayılan ve muhaliflerin 25 milyon kiÅŸinin katıldığını iddia ettiÄŸi gösteriler, ülke tarihinde ÅŸu ana kadarki en geniÅŸ katılımlı ve barışçıl gösteri oldu. Åžiddet olaylarının yaÅŸanmadığı gösterilerde meydana gelen elektrik çarpması ve izdiham gibi kazalarda 3 kiÅŸi hayatını kaybettiÄŸi kaydedildi.
Henüz yorum yapılmamış.