Mehmet Görmez Diyarbakır'da: İnsanlığın hidayete giden yollarını kapatmak adına büyük bir girişim var
![](resimler/detay/180342.jpg?1553160690)
Diyarbakır Dicle Üniversitesinde düzenlenen "Gençlik ve Medeniyet Tasavvurumuz" konferansında konuşan 17'nci Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, en son Yeni Zelanda'da yaşanan katliama değindi. Saldırıların amacının, geçmişten günümüze insanlığın hidayetine giden yolları kapatmak olduğuna dikkat çeken Görmez, söz konusu saldırıların sadece cinayetle neticelenmeyeceğini, hidayetle de neticeleneceğini vurguladı.
Ä°slam'ın gençliÄŸe verdiÄŸi öneme dikkat çeken Görmez, dünyanın ebedi karargahımız olmadığını söyledi ve hayatta 3 boÅŸluÄŸa yer verilmemesi tavsiyesinde bulundu.
Yeni Zelanda'da yaÅŸanan katliama deÄŸinerek konuÅŸmasına baÅŸlayan Görmez, "Bugünlerde kalbimiz hüzünlü. Cuma günü insanlık çok büyük bir vahÅŸete ÅŸahit oldu. Biz, kendi coÄŸrafya ve medeniyet merkezlerimizde bazı kardeÅŸlerimize güzel vatanlar kuramadığımız için Filistin'den, Bosna'dan, BangladeÅŸ'ten, Hindistan'dan, Pakistan'dan, Irak'tan, Suriye'den, dünyanın muhtelif yerlerinden dünyanın öbür ucuna, Yeni Zelanda'ya hicret etmek zorunda kalan Ä°slam ümmetinin uzak diyarındaki yetimleri, tam da bir icabet vaktinde, cuma saatinde, mabette, camide Rabbimize yöneldikleri bir zamanda, bütün insanlığı insanlığından utandıracak bir cinayet ile hayatlarına son verildi ve ÅŸehid oldular." dedi.
"Amaç, hidayete yönelen adresleri ÅŸaşırtmak"
Ä°nsanlığın hidayete giden yollarını kapatmak adına büyük bir giriÅŸim olduÄŸuna iÅŸaret eden Görmez, "Geride bıraktığımız yüzyılın son çeyreÄŸinde bütün insanlık, yeni bir arayışa girmiÅŸti. Dünyada büyük deÄŸiÅŸimler yaÅŸanmıştı. Sovyetler BirliÄŸi, Yugoslavya dağılmıştı. Yüzyılın başından yüzyılın sonuna geldiÄŸimizde, 'Dinin son bulacağını' ilan edenler yanılmıştı. 'Medeniyetlerin son bulacağını' ifade edenler yanılmıştı. Hatta tarihin sonunu ilan edenler büyük bir yanılgıyla karşı karşıya kalmışlardı. O yüzyılın son çeyreÄŸinde ise artık bütün filozoflar yüzyılın başında, 'Yüzyılın sonunda dinin sonunu ilan edenler' tekrar 'Dinin hayata dönüÅŸünden' söz etmeye baÅŸlamışlardı. Dünyanın her tarafında her insan, adeta yeni bir hidayetin yolunu aramaya baÅŸlamıştı. Ä°ÅŸte, medeniyetler çatışması tezleri, küresel güçlerin plan ve projeleri, Ä°slam'a ve Müslümanlara yıkılan 11 Eylül saldırıları, arkasından Afganistan'ın iÅŸgali, Irak'ın iÅŸgaliyle körfez savaÅŸları, Bosna ve Çeçenistan savaÅŸları… Bütün bunlar bir baÅŸka perspektiften tarihe bakarak okunduÄŸu zaman, bütün insanlıkta hidayete yönelen adresleri ÅŸaşırtmak ve insanları yolundan alıkoymaktı." ifadelerini kullandığını.
"Bu tür saldırılar sadece cinayetle neticelenmeyecek, hidayetle de neticelenecektir"
Kur'an-ı Kerim'de en çok bahsedilen hususlardan bir tanesinin "Allah'ın yoluna barikat kuranlar" olduÄŸunun altını çizen Görmez, "11 Eylül'de bunlardan bir tanesiydi. Ondan sonra insanlar baÅŸka bir arayışa girdi. Ä°slam'a, Ä°slam'ın tarihine, rahmet kitabına, rahmet Peygamberine ve bütün Müslümanlara karşı bir öfke, adavet ve düÅŸmanlığın tohumları ekildi. Önce, 'Ä°slamofobiya.' dediler. Sonra o 'fobiya' bir nefrete dönüÅŸtü. Sonra da büyük bir düÅŸmanlığa dönüÅŸtü. Sonra o büyük düÅŸmanlık adeta yeni bir Haçlı saldırısına dönüÅŸtü. Dünyaya yayılan ve ümmetin yetimleri olan bütün çocuklar, kadınlar, bütün mustazaflar, dünyanın her yerinde kendini garip ve yetim hissetmeye baÅŸladı. Ä°ÅŸte, geçen cumada da ÅŸahit olduÄŸumuz o büyük cinayete hepimiz ÅŸahit olduk. Ama inanın, nice öfke de hidayetle sonuçlandı. Bu tür saldırılar sadece cinayetle neticelenmeyecek, hidayetle de neticelenecektir inÅŸallah. Nitekim dün, Yeni Zelanda'da içinde 50 mümin kardeÅŸimizin katledildiÄŸi caminin etrafında binlerce Yeni Zelanda'lı genç, gözyaÅŸları içerisinde Ezan-ı Muhammedi'yi dinlerken gördüÄŸümde inandım ki bu düÅŸmanlık sona erecek. Sezai Karakoç ÅŸairimizin ifade ettiÄŸi gibi, 'Sizi öldürmeye gelenler, sizde hayat bulacak.' Diyarbakırlı ÅŸairimiz, Hazreti Ömer'den ilham alarak bunu söylemiÅŸti." ÅŸeklinde konuÅŸtu.
"Dünya bizim ebedi karargâhımız deÄŸil"
Görmez, konuÅŸmasına ÅŸöyle devam etti:
"Öyleyse biz, bırakın bizi öldürmeye gelenler, bizi yakından, uzaktan izleyenler neden bizde hayat bulamıyorlar. Neden biz, Allah Resulünün bütün insanlığa getirdiÄŸi rahmeti, O'nun getirdiÄŸi adaleti ve ahlakı, hayatımızda temsil edemiyoruz. Sorun sadece onlarda deÄŸil, bizden kaynaklanan sorunlar var. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim, içinde yaÅŸadığımız ÅŸu kısacık dünya hayatını daima bir yola benzetir. Dünya hayatındaki hayatımız bir yolculuk. Dalalet, hidayet, mezhep ve benzeri kavramlar yolla ilgilidir. Hepimiz bu yolda bir yolcuyuz. Dünya bizim ebedi karargâhımız deÄŸil. Öyleyse 'Ben kimim, nerden geliyorum nereye gidiyorum, bütün bu varlığın, varoluÅŸun manası nedir, yaratılışın hikmeti nedir?' Yolcu olarak biz, yolun manasını yolun, yürüyüÅŸün manasını bulabilmemiz için bu soruları cevaplandırmamız gerekiyor. O zaman yolun sonundaki büyük menzili kolay buluruz."
"Bir ömür tüketenler, bir ömür yaÅŸayanlar var"
"Dünyada insanlar iki ayrılır; vakit tüketip ölenler, vakti ihya edip ömür yaÅŸayanlar." diyen Görmez, Ä°slam'da gençliÄŸin önem ve ehemmiyetine deÄŸindi.
Görmez, "Bir ömür tüketenler, bir ömür yaÅŸayanlar var. Ömür yaÅŸamak istiyorsanız sürekli imar edeceksiniz. Bütün insanlığın faydalanacağı iÅŸler yapmak üzere sürekli hareket halinde olacaksınız. Onun Allah, bütün Peygamberleri gençlerden seçti. Ä°htiyarlardan seçmedi. Peygamberler de bütün ashabını gençlerden seçmiÅŸtir. Hazreti Ä°sa'nın havarileri de Allah Resulünün sahabeleri de hepsi gençlerden oluÅŸmuÅŸtur. O hadislerini, Resulullahla olan bütün muhaberelerini hadis kitaplarında okuduÄŸunuz Muaz Bin Cebel, 17 yaşındaydı. Mus'ab Bin Umey, Medine'yi, Peygamber fethetmeden fethetmeye gittiÄŸinde daha 21 yaşındaydı. Zeyd Bin Harise, ordunun komutanı olduÄŸunda 18 yaşındaydı. Peygamber filmini anlatan bazı filimler olur. Onlar böyle herkesi yaÅŸlı gösterirler. En yaÅŸlı Hazreti Ebubekir'di ve Ä°slam'la müÅŸerref olduÄŸunda 37 yaşındaydı. Hazreti Ali, çocuktu." diye konuÅŸtu.
"Ä°slam âlimleri, eserlerini daha genç ve dinamikken verdiler"
Görmez, son olarak kaydetti:
"Medeniyetimize yön veren Ä°slam âlimleri, eserlerini daha genç ve dinamikken verdiler. Ä°slam dünyasında Kur'an'dan sonra en çok okuduÄŸumuz bir hadis kitabı vardır. Ä°mamı Nevevi'nin yazdığı Riyazü-s Salihin. Ä°mam Nevevi, bütün hadis külliyatından o kitabı özümseyerek tasnif ettiÄŸinde kaç yaşındayı, biliyor musunuz? 21 yaşındaydı. Eski âlimlerimizin ve ÅŸimdi hayatımıza baktığımızda gıpta etmemek mümkün deÄŸil. Ä°bn-i Sina'nın 10 yaşında yazdığı felsefe kitabını okuduÄŸumuzda bugünün en geliÅŸmiÅŸ doktora tezidir. Biz, ÅŸimdi doktora tezlerine 30 yaşından sonra baÅŸlıyoruz. EÄŸitimcilerimizin bütün bunları yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Üç boÅŸluÄŸa hayatımızda yer olmasın. Vakit, zihin ve kalp boÅŸluÄŸu."
Kaynak : Ä°LKHA
Henüz yorum yapılmamış.