Sosyal Medya

Güncel

Hakan Albayrak / Jacinda Ardern

Hakan Albayrak - Karar



Yeni Zelanda, Christchurch ÅŸehrinde iki camiye düzenlenen terörist saldırılarda 50 Müslüman’ın can vermesiyle gündemimize girdi. ÇoÄŸumuz bu ülkenin baÅŸbakanının ismini bile yeni duydu. Ben de daha evvel Yeni Zelanda ile hiç ilgilenmemiÅŸ, Jacinda Ardern ismini hiç duymamıştım. Ama bundan sonra bu ülkeye dair haberlere hususi alaka gösterecek, bilhassa Jacinda Ardern ismi geçtiÄŸinde dikkat kesileceÄŸim. Müslümanların acısını paylaÅŸtıklarını, onlarla dayanışma içinde olduklarını göstermek için Christchurch’teki o camilere koÅŸan, o camilerin etrafını çiçek bahçesine çevirerek kör nefreti boÄŸmaya çalışan binlerce Hıristiyan, Yahudi, Maori veya dinsiz Yeni Zelandalıya, Müslüman vatandaÅŸlarını sahiplendiÄŸini en ufak bir ÅŸüpheye dahî mahal bırakmayacak ÅŸekilde ortaya koyan Yeni Zelanda devletine, bilhassa BaÅŸbakan Jacinda Ardern’e duyduÄŸum ÅŸükranın gereÄŸi bu.
 
Jacinda Ardern: “Ä°nsan evladı” deriz ya, tam o iÅŸte. Müslümanların saldırıya uÄŸradığı bazı Batı devletlerindeki liderlerden farklı olarak, rutin demeçlerle, basmakalıp kınamalarla, sıradan taziyelerle yaklaÅŸmıyor Müslüman vatandaÅŸlarının uÄŸradığı felakete; yüreÄŸini ortaya koyarak konuÅŸuyor ve hareket ediyor. Bu gibi terör saldırılarından medet umanların umudu kırılsın, ırkî yahut dinî ayrımcılığın yeÅŸermesine ve böyle bir felaketin tekrar yaÅŸanmasına el vermeyecek bir iklim oluÅŸsun, her ÅŸeyden evvel Yeni Zelanda Müslümanları gariplik hissine kapılmasın diye adeta yırtınıyor. Başından beri hiç tereddütsüz ‘Müslümanlar başımızın tacı, onlara kast eden teröristler ve bunların ideolojisi ise ayaklarımızın altında’ mesajını veriyor. Tekrar tekrar. Her fırsatta bir daha, bir daha…
 
Katliam üzerine yaptığı ilk açıklamada “Bu saldırıya maruz kalanların çoÄŸu göçmen olabilir, mülteci de olabilir; ama onlar Yeni Zelanda’yı kendilerine yurt olarak seçtiler ve burası onların yurdu. Onlar biziz. Bize karşı bu saldırıyı gerçekleÅŸtiren ÅŸahıs ise bizden deÄŸil” diye konuÅŸtu. Birkaç saat sonra yaptığı -ve katliam için “bu ancak terörist saldırı olarak tarif edilebilir” dediÄŸi- ikinci açıklamada ÅŸöyle açtı o sözlerini: “Christchurch, bu kurbanların yuvasıydı. Bazıları burada doÄŸmamış olabilir; ama onların yurt olarak seçtikleri yerdi Yeni Zelanda. Gelip yerleÅŸtikleri ve baÄŸlandıkları yer. Çocuklarını büyüttükleri yer. Sevdikleri ve sevildikleri ÅŸehirlerin, kasabaların, mahallelerin sakinleri oldukları yer. Kiminin, can güvenliÄŸi için geldiÄŸi yer. Kültürlerini ve dinlerini özgürce yaÅŸayabildikleri yer. Bu gece evlerinizde beni dinliyor ve böyle bir ÅŸeyin burada nasıl olabildiÄŸi sorusuna cevap arıyorsanız, biliniz ki biz Yeni Zelanda olarak nefret ehline güvenli bir liman teÅŸkil ettiÄŸimiz için hedef alınmadık. Bu eylem için seçilmemizin sebebi ırkçılığın kabul gördüÄŸü ve  aşırılığın barınabildiÄŸi bir yer olmamız deÄŸil. Tam aksine; öyle olmayışımızdan ötürü seçildik bu eylem için. Çünkü biz çeÅŸitliliÄŸi, iyiliÄŸi, merhameti temsil ediyoruz; deÄŸerlerimizi paylaÅŸanlara yurt, ihtiyaç duyanlara sığınak oluyoruz. Ve sizi temin ederim ki bu deÄŸerler bu saldırıyla sarsılmayacak ve sarsılamaz. Biz, 200’den fazla etnisitenin bulunduÄŸu, 160 lisanın konuÅŸulduÄŸu bir ülkeyiz ve bununla iftihar ediyoruz. Bu çeÅŸitlilik içinde ortak deÄŸerler paylaşıyoruz. Ve ÅŸimdi -bu gece- öne çıkan ortak deÄŸerimiz, bu trajediden etkilenen topluluÄŸa ÅŸefkatimiz ve desteÄŸimizdir; ikincisi, bunu yapan kimselerin ideolojisini mümkün olan en kuvvetli ÅŸekilde kınamaktır. (O teröristlere diyoruz ki) Siz bizi seçmiÅŸ olabilirsiniz; ama biz sizi külliyen ret ve mahkûm ediyoruz.”
 
Tarihe geçecek sözler bunlar.
 
Katliamın ertesi günü Christchurch’e gidip Müslümanlara taziyelerini sundu Ardern. Onlara “Yeni Zelanda bu deÄŸil. Yeni Zelanda olan, ÅŸu son 24 veya 36 saat içindeki hadiselerin sadece size destek kısmıdır” dedi. O desteÄŸin büyüklüÄŸünü vurgulamak için Müslümanlarla buluÅŸmasında baÅŸörtüsü taktı. Terör kurbanlarının yakınlarına ÅŸefkatle sarılırken onlardan biri gibiydi. “They are us” (Onlar biziz) cümlesini laf olsun diye kurmadığını, bunun hakkını vermeye azmettiÄŸini gösterdi.
 
Salı günü -Christchurch katliamından sonra ilk kez- toplanan Yeni Zelanda parlamentosunda oturum Kur’an tilavetiyle açıldı. Oturumda söz alan Ardern, Yeni Zelanda Müslümanlarının ve onlarla dayanışma içindeki bütün Yeni Zelandalıların kalplerine dokundu yine. Yakalanan teröristten bahsederken dedi ki: “Yaptığı terör eylemi ile hedeflediÄŸi ÅŸeylerden bir tanesi ÅŸöhret. Bu nedenle onun ismini telaffuz ettiÄŸimi asla duymayacaksınız. O bir terörist. O bir suçlu. O bir aşırılıkçı. Ama o, ben konuÅŸurken, isimsiz olacak. Sizden de ricamdır: Kaybedilen hayatların isimlerini zikredin, o hayatlara kıyan adamın ismini deÄŸil. Åžöhret istedi ama biz Yeni Zelanda’da ona hiçbir ÅŸey vermeyeceÄŸiz; ismini bile!”
 
 
Ardern, dün Christchurch’e ikinci kez gitti. Bu ziyaretinde yaptığı bir konuÅŸmada, önümüzdeki Cuma günü (yarın) terör kurbanları için ülke sathında iki dakikalık saygı duruÅŸunda bulunulacağını ve Cuma namazı vakti devlet radyo-televizyonunda ezan yayını yapılacağını duyurdu.
 
Tarihî sözlerinin içini tarihî eylemlerle dolduruyor. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.