Güncel
Erdoğan Washington Post'a yazdı: Yeni Zelanda'daki terörist ile DEAŞ'ın kumaşı aynıdır
Follow @dusuncemektebi2
Cumhurbaşkanı Erdoğan Washington Post gazetesine bir makale yazdı. Erdoğan Yeni Zelanda'daki terör saldırısıyla ilgili olarak, "Teröristin Türkiye’ye ve şahsıma birçok kez atıfta bulunması hem manidar hem de üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. Terörist ile DEAŞ'ın kumaşı aynıdır" ifadelerini kullandı.
ErdoÄŸan'ın makalesinden ÅŸöyle:
"GeçtiÄŸimiz hafta Yeni Zelanda’nın Christchurch ÅŸehrinde yaÅŸanan terör saldırılarında 50 masum insan ÅŸehit oldu. Cuma namazı için yerel camilerde toplanan düzinelerce Müslüman, saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. Cinayet silahlarının üzerinde ve teröristin internet ortamında yayımladığı manifestoda çok sayıda tarihi referansa rastlandı. Teröristin Türkiye’ye ve ÅŸahsıma birçok kez atıfta bulunması hem manidar hem de üzerinde düÅŸünülmesi gereken bir husustur.
Yetkili makamlarımız, Yeni Zelanda saldırısı sonrasında saldırgan Brenton Harrison Tarrant’ın 2016 yılında Türkiye’ye iki kez gelerek ülkemizin muhtelif bölgelerinde zaman geçirdiÄŸini ortaya çıkardı. Ayrıca Tarrant’ın Fas, Ä°srail ve Hırvatistan gibi bazı ülkelere seyahat ettiÄŸini tespit ettik. Türk istihbarat ve emniyet birimleri, olayın aydınlatılması ve gelecekte yaÅŸanabilecek saldırıların engellenmesi için Yeni Zelanda ve diÄŸer ülkelerle iÅŸbirliÄŸi içerisinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Christchurch katliamının sorumlusu, dünya tarihini ve Hristiyanlık inancını tahrif ederek sapkın görüÅŸlerini meÅŸrulaÅŸtırmaya çalışmıştır. Ä°nsanların arasına nefret tohumları serpmeye kalkışmıştır. GeçmiÅŸte defalarca terörün dini, dili veya ırkı olamayacağını ifade etmiÅŸ bir lider olarak geçtiÄŸimiz hafta yaÅŸanan terör saldırılarını Hristiyan öÄŸretisine, ahlâkına veya prensiplerine baÄŸlamaya yönelik her türlü gayreti kategorik olarak reddediyorum. Yeni Zelanda’da yaÅŸananlar ancak cehalet ve nefretin zehirli bir çıktısı olarak deÄŸerlendirilebilir.
Milletimiz, tarihin teröristler tarafından tahrif edilmesiyle ilk kez bu olayda karşılaÅŸmamıştır. Tarihi radikal ideolojisinin perspektifinden yorumlayan ve çoÄŸunluÄŸu Müslüman binlerce sivilin katili olan DEAÅž terör örgütü, son yıllarda “Ä°stanbul’un yeniden fethi” için çaÄŸrıda bulunmuÅŸtur. Bu çaÄŸrı, Christchurch saldırganının manifestosunda yer alan “ÅŸehri bir kez daha Hristiyan yapma” sözüyle benzerlik göstermektedir. DEAÅž, aynı ÅŸekilde Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya yemin etmiÅŸtir – ki Türk askerinin Suriye’de terör örgütüne bu kadar ağır bir darbe vurmasının sebebplerinden biri budur.
Bu itibarla, Yeni Zelanda’da masum insanların canını alan katille Türkiye, Fransa, Endonezya ve baÅŸka yerlerde terör saldırıları düzenleyenler arasında kesinlikle hiçbir fark olmadığını tespit etmek durumundayız.
DEAÅž saldırıları sonrasında bu kabul edilemez terörist eylemlerin suçunu Ä°slam’a ve Müslümanlara atan Batılı siyasetçi ve yorumcuların sayısı hiç de az deÄŸildi. Bu ÅŸahısların görüÅŸleri, Avustralyalı senatör Fraser Anning’in görüÅŸleriyle örtüÅŸüyordu. O dönemde biz, inancımızın terörle özdeÅŸleÅŸtirilmesine itiraz ederek teröristlerin dinimizi ele geçirme çabalarını engelleme sözü vermiÅŸtik. Maalesef Avrupa’da ve Batı dünyasının diÄŸer kısımlarında Ä°slamofobi, yabancı düÅŸmanlığı ve liberal deÄŸerlerle örtüÅŸmeyen baÅŸka pratikler sessizlikle karşılandı. Bunun tekrar olmasına izin veremeyiz. EÄŸer dünya Yeni Zelanda’da yaÅŸanan saldırının benzerlerinin gelecekte yaÅŸanmasını engellemek istiyorsa, öncelikle bu olayın koordine bir karalama kampanyasının sonucu olduÄŸunu teÅŸhis etmelidir.
Türk milletinin yüzyıllardır vatan eylediÄŸi topraklardan teröristler istiyor diye ayrılmayacağı aÅŸikardır. Aynı ÅŸekilde sapkın katiller, bizi herhangi bir dini cemaat, millet veya grubu hedef almaya ikna edemeyecektir. Yüzyıllar boyunca Avrupa milletler ailesinin bir parçası olan Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nun varisi olan Türkiye, 11 Eylül terör saldırılarının hemen ardından teröre karşı ittifaka katılmıştır. 60 yılı aÅŸkın süre önce NATO’ya katılan ülkemiz, Avrupa BirliÄŸi’ne tam üye olmayı stratejik bir hedef olarak görmektedir. Aynı ÅŸekilde dost ve müttefiklerimizle birlikte tüm terör örgütlerine karşı mücadele etmeyi sürdüreceÄŸiz.
Christchurch katliamı sonrasında Batı’nın üzerine düÅŸen bazı sorumluluklar bulunmaktadır. Batılı toplumlar ve hükümetler, ırkçılık, yabancı düÅŸmanlığı ve Ä°slamofobi gibi son yıllarda yükselen ideolojilerin normalleÅŸmesine izin vermemelidir. Bu sapkın ideolojilerin, tıpkı anti-semitizm gibi insanlığa karşı iÅŸlenmiÅŸ bir suç olduÄŸunun kabul edilmesi çok önemlidir. Ä°laveten yaÅŸanan olayı tüm yönleriyle aydınlatmak ve hem bu teröristin nasıl radikalleÅŸtiÄŸini hem de terör örgütleriyle baÄŸlantılarını anlayarak gelecekte yaÅŸanabilecek trajedileri engellemeliyiz. Son olarak tüm Batılı liderlerin, Yeni Zelanda BaÅŸbakanı Sayın Jacinda Ardern’in cesareti, liderliÄŸi ve samimiyetinden ders alarak kendi ülkelerinde yaÅŸayan Müslümanları kucaklaması gerekir."
Henüz yorum yapılmamış.