Güncel
İbrahim Kahveci: Yabancı sermaye azalınca büyümemiz bitti, yabancı sermaye küçük bir çıkış yapınca da ekonomimiz çöktü
Follow @dusuncemektebi2
Ä°brahim Kahveci- Karar
Nereden bakarsanız bakın tutmayacağı kesin olan bir 2023 hedef listesi elimizde dolaşıyor. Bırakın 2023 hedeflerini, bugün 2007-08 yılı deÄŸerlerine düÅŸen bir ekonomik gerileme dönemi içerisindeyiz.
Yabancı sermaye azalınca büyümemiz bitti, yabancı sermaye küçük bir çıkış yapınca da ekonomimiz çöktü. Ama meydanlarda hiç öyle demiyoruz. Meydanlarda adeta dünyaya meydan okuyoruz.
Geçen hafta yaÅŸanan Alman turist olayı buna bir örnektir. Öyle ülkemize gelip rahat rahat tatil yapamazlar diyerek meydan okuduk: “Avrupa’da, Almanya’da öyle terör örgütünün toplantılarına katılıp da ondan sonra gelip Bodrum’da, MuÄŸla’da tatil yapanlar var ya, onlar için de tedbir aldık ÅŸimdi. Hadi gelsinler bakalım havalimanlarından içerisi girsinler. Tak, gözaltına alıp, yallah...” dedik.
Ä°ÅŸte bu cümle ya da bu meydan okuma, ülkemize nereden bakarsanız bakın yaklaşık 1 milyar euroya mal oldu.
Alman turistlerin tam da turizm fuarı ile Türkiye’de rezervasyon yaptırdıkları bir dönemde bu açıklamayı yaptık.
Geçen hafta Frankfurt’a gitmiÅŸtim. Bizim ülkemizde kimseden (Karar Gazetesi hariç) ses çıkmıyordu ama Almanya adeta sallanıyordu. “Türkiye’ye gitmeyin, tutuklanabilirsiniz” çaÄŸrıları yapılıyordu.
Yazık deÄŸil mi güzel ülkemize...
Bugün ülkemiz çok ciddi bir ekonomik sıkıntı altında bulunuyor. Ä°ç tüketim krizi 2001 ve 2008-09 krizi ile eÅŸ deÄŸerde daralmıştır (hanehalkının hissettiÄŸi kriz). Ä°ÅŸsizlik ise 2001 krizinin bile çok üzerine çıkmış durumdadır. Ä°ÅŸsiz sayısı 2008-09 krizine ise çok yaklaÅŸmıştır ama sayı olarak ilk kez 4 milyonunun üzerine çıkarak rekor kırdık.
Ä°nsanların sofralarındaki gıda tüketiminden bile kısmak zorunda kaldıkları bir dönem yaşıyoruz. Buna yoksulluk deniliyor, buna açlık deniliyor.
Bu yıl ekonomide belki de tek güzel haber turizmden geliyordu. Hatta 2023 hedefleri içerisinde belki de sadece turizm hedefini yakalamak durumundaydık. Ama iç siyaset uÄŸruna, seçim uÄŸruna bunu da kaybediyoruz.
Elbette istihbarat olabilir ve suç iÅŸleyen varsa soruÅŸturma ve sınır dışı etme milli ülke olarak hakkımızdır. Ama bunu meydanlarda milli duyguları köpürtmek için söyleyemeyiz. Ciddi ülkeler dış politikalarını ve ekonomilerini seçimlere ve meydanlara heba etmezler. Veya etmemelidirler.
Bugün meydanlarda milli duyguları harekete geçirmek, milli duygular üzerinden siyaset yapmak belki bir ÅŸeyler kazandırabilir. Ama aynı meydanların 4 milyon 300 bini aÅŸan dar tanımlı iÅŸsizlerin de boÅŸ vakitlerinin volta yeri olduÄŸunu aklımıza getirmeliyiz.
Bugün ülkemizde geniÅŸ tanımlı 8 milyona ulaÅŸan iÅŸsiz var.
Nereden bakarsanız bakın en azından 15-20 milyon kiÅŸi iÅŸsizlikten evine mahcup gidiyor. Sofrasına mahcup oturuyor, belki de yarı aç kalkıyor.
Sizi hiç marketlerde çocuk maması hırsızlığı duygulandırıyor mu?
BebeÄŸine mama alamayacak parası olmadığı için mahcup kalan bir anneyi veya babayı düÅŸünebiliyor musunuz? Milli duyguları pompalayarak o bebeklerin karnını doyurabilir miyiz?
Siz hiç miting meydanları boÅŸaldığında o meydanlarda iÅŸsiz kaldığı için dolaÅŸan insanları görebiliyor musunuz?
Belki sayısal olarak 28 milyon çalışan milli irade oluÅŸturup 8 milyon iÅŸsizi susturabilir. Onların sesini kısabilir. Ama gece açlıktan aÄŸlayan bebeÄŸinin sesini nasıl susturabiliriz.
Milli irade ile aç kalan bebeÄŸin karnı doymayacağı gibi, sesi de kısılamaz.
Sadece turizmde bu yıl Almanya üzerinden 1 milyar euro kaybettik sayılır. Acaba kaç kiÅŸi bu nedenle iÅŸini kaybetmiÅŸ olacak? Kaç kiÅŸi daha iÅŸsiz kalacak?
Meydanlardaki veya sandıklardaki tercihler birilerinin iÅŸsizliÄŸini aklayabilir mi? Acaba 20-30 milyon kiÅŸinin oyu 1 kiÅŸinin haklarının çiÄŸnenmesine izin vermiÅŸ olabilir mi? O zaman 28 Åžubat sürecinde neden “hak” diye o kadar direttik? O günlerde de seçimle gelmiÅŸ iktidarlar vardı. O günlerde de “Milli irade-yargı” deniliyordu.
Kısaca aklımızı başımıza almamız gerekiyor.
Toplumun tabanına hoÅŸ gelebilecek ama yarınlarımızı karartacak söylemlerle bir irade oluÅŸturabiliriz. Unutmayalım ki, siyaset toplumun önünde yürüyerek toplumun ileri gitmesini saÄŸlayacak bir kamusal görevdir. Yoksa siyaset, toplumu kulaÄŸa hoÅŸ gelen milli cümlelerle yolundan geri çevirecek bir yönetim olmamalıdır.
Henüz yorum yapılmamış.